aslı leyla ile mecnun ve romeo ile juliet arasındaki farklar olan, benim gözümde muhteşem, objektif bir bakış açısıyla gerçekten ilginç bir bülent akyürek yazısı. okuyun lütfen. ve rica ediyorum hemen vurmayın. biraz tartın düşünün. gerçekten ne idik ne olduk. aşk ne idi biz onu nasıl düdüğe çevirdik diye bir sorun ey talipler, ey aşıklar..**
leyla ile mecnun çöldedir. ayakları toprağa basar. mecnun leylayı görmek için k...afasını kaldırdığında allahı görür.
romeo, jülietin balkonunun altındadır. yani, ona seranatlar yaparken kafasını kaldırdığında allahı değil jülieti görür.
romeo, her yerde jülieti anlatır, aşkını pazarlar. mecnun leylasını sayıklayıp avamın ayağına düşürmemek için çöle çekilir ve ceylanlarla filan konuşur. yani aşk bizi sarhoş ettiğinde tek başına çölde, odamızda, evimizde kor olmayı, yanmayı, başkalaşmayı öğretir.
aşk şiirlerine ve duygusallığa olan kızgınlığımın temelleri budur aslında. delikanlıca birini sevemeyen ve yüreğini aşkına mezar edemeyen basit insanlarla yaşıyoruz. aşk, eskiden olgunlaştırırdı şimdi çocuklaştırıyor, hırçınlaştırıyor.
şimdi kızlarımıza söylüyorum: size şiir yazmayan, saçını taramadan yanınıza gelen ama namazlarını tam olarak kılan yiğitleri önemseyin.
romeo ile jüliet aşıkların markasıdır, leyla ile mecnun ise aşkın
çöle çekilmek, toza toprağa karışmak, göz önünde değil allahın huzurunda acı çekmek, tövbe etmek, pişman olmak doğunun hamurudur.
çok istediğimiz, alamadığımız, ulaşamadığımız şeyler cennetle aramızdaki çizgidir. işi hırsa dökenlerin, gurura kapılarak aşk intiharları yaşadıklarına şahit oluyoruz. aşkın faşizminde hep intihar gizlidir.
kızlarımız bilir aşkından sulu sepken gezen, aciz, iş göremez olmuş erkek iticidir. islama göre kadınla erkek eşit değildir. öyleyse aşkından kadınlaşan bir erkeği kadınlar nasıl sevsin? namazlarınızı kılacaksınız, çocuklarınıza analık yapabilecek birini allah için sevip isteyeceksiniz, evlenip gideceksiniz, bu kadar!
evlenmeye karar verdiğinizde evlilikten çok şey beklememek gerekiyor. çünkü bir evlilikte 150 kişinin mutluluğu söz konusu yani böyle bir şey mümkün değil. yetmiş beş kişi kız, yetmiş beş de erkek tarafından, etti yüz elli! mutluluk hayali mümkün değil!
allahın emri olduğu için evleneceksiniz, ümmet müslüman bir iki çocuğa kavuşacak, tüm mesele bundan ibaret.
herhangi bir pastanede oturunca yan masadan şu cümleleri duyarsınız: bizimkisi farklı olacak askıımm
ne farklı olacak? niye ki? oğlanın askerliğini, iş bulmasını bekleyeceksin, pastanelerde plan kurup bozmaktan kavgalar başlayacak, yaş ilerleyecek ben, en ulvi aşkların mobilya mağazasında koltuk takımı seçilirken bittiğine bizzat şahit oldum neyi farklı olacak?
kadın, erkek birbirine karıştı. roller çatışıyor. dünya tersine döndü. kadınlar taksi sürüyor, erkekler bulaşık yıkıyor.
bizim leyla bile jüliete koca olur anasını satayım, var mı ötesi?
amerikanın islam topraklarını işgal etmesinde kompleksler yatıyor. hiçbir zaman yaşayamadıkları aşkların yaşandığı çölleri bombaladılar.
her çöl bir leyladır.
her leylanın namusu bizlerden sorulacak.
leylanın öcünü almadan mecnun olamayız. olsak olsak romeo oluruz. şimdi bu yazı nereden başladı nereye gitti? diyeceksiniz. belki de sırf bunları söylemek için yazdım baştaki paragrafları!
leyla ile mecnun'da bütün bir şarkın aşk serencamı gözler önüne serilmiştir. tabii ki dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dört şairinden biri olan fuzuli'nin yazdığı leyla ile mecnun'dan bahsediyoruz.
ne diyordu leyli vü mecnun kitabında mecnun, ne söylettiriyordu ulu şair fuzuli mecnun'una? leyla mecnun'a çölde varıyordu, diyordu ki mecnun'a ''mecnun her şey bitti çektik çok çile ama geldim sana, mecnun da diyordu ki sen kim, ben kim eğer sen sen isen ben kimim ey yar''.
romeo julyet hiç şüphesiz batı için büyük bir aşk hikayesi ama aşk burada çok bilindik izlekler takip ediyor, kavuşulamıyor ölünüyor. ölüm gerçeğini de öteleyen bir şey var fuzuli'nin leyla ile mecnun'unda iselahuti her şey. holivud filmlerine, fransız bağımsız sinemasına bağışık bünyelerin kaldıramayacağı bir şey bu. çöl var arslanlar var, göze çekilen sürme var. hac ederken leyla'ya dua edip ibadeti unutan mecnun var, kendini unutan, mutlu olacaksa sevgilisinin evlenmesi içn dua eden mecnun var.
bence, leyla ile mecnun'a, oradaki aşk'a çok uzak insanlar, dünya buna çok uzak. ama eminim bir meksikalı, bir rus vs.'e çok ilginç çok canlı taptaze gelecektir. çünkü mülevves değil, batılı cılk istismara müsait bir aşk anlayışı yok. aslında anlayış diye bir şey de yok da bunlar bizim ifadelerimiz. aşk var leyla ile mecnun'da gerisi fuzuli'nin şah sözlerinden birinde dediği gibi ''aşk imiş her ne var alemde ilm kıll u kall imiş''.