Mecnun, şirin, ve güvenlik arasında gecen bir kısa bır diyalogtur.
- Meraba abicim mecnun ç. adına rezervasyonumuz vardı.
+ Ç. ne la?
+(Uzunca bir küfur sansürü)
-mecnun çınar adına abi.
(BENCE GOMIK)
-Bu neyin kafasıymıs ya, bu nasıl bi kafaymıs ya?
+Ben sana diyim mi hangover kafası bu.
+Han mı gar? Hangar tabi kafamın içinde hangar var şuanda ya.
(Tabi sonra heijanın klibinin basinda duyunca şok oldum)
"taam taam deme öyle, öyle deme. öyle denmez, gidiyom ben deme, gelip gelmeyeceğinide söyleme. zaten giden geri gelmiyo mecnun o yüzden dönüp dönmeyeceğini söyleme. ben beklerim, belki gelirsin bir gün, o yüzden deme, ben gidiyom deme. beni nerde bulacağını biliyon zaten"
Biliyor musunuz? Yaşlı bir tilki bana şöyle demişti; insanlar ancak yüreğiyle bakarsa bir şeye iyi bakar, iyi görür, iyi anlar. Gözler bir şeyin özünü görmez. Senin gülünü önemli kılanda ona harcadığın zamandır. Ama insanlar bu gerçeği unuttular. Sen unutmamamalısın.Gülüne sahip çıkmalısın. Ama ben bir türlü gülümü kollayamadım. Biliyor musunuz? Sizin dünyanızda ki insanlar bahçelerinde beş bin tane gül yetiştiriyorlar ama bir türlü aradıkları şeyi bulamıyorlar.*
Abi öyle seviyorum ki, böyle karşıdan çıkıp geliyo adımı unutuyorum yemin ederim ya kimim nerdeyim yok . Öyle gözleri var ki abi uçsuz bucaksız böyle deniz gibi ya masmavi. Ben de işte o denizin dibinde öyle batıp gitmiş balıkçı teknesiyim be abi. Ya da ne bileyim belediye sokağımıza böyle ışıklı bi lamba dikmiş her yer ışıl ışıl aydınlık, o köşede böyle karanlıkta duran bi tane kaldırım taşı var ya abi ben oyum işte. Böyle birileri üstüme bassın da beni fark etsin diye bekliyorum be abi.
eylül-tüm bunların karşılığında benim seni sevmemi bekleme yani o işler öyle olmuyor hem sonra ben çok fazla kalıcı olmuyorum gerçekten insanın üzerinde kalıcı olmuyorum unutursun yani etkisi geçer birkaç güne geçer.
yavuz-sen napıyorsun?
eylül-nasıl napıyorsun?
yavuz-kendi açtığın yaraya pansuman mı yapıyorsun?
iskender: aa bak ismail abisi mecnun da o kadar cok sever ki tulumbayı biliyor musun?
ismail: hee en ucuzu o çünku.
iskender: nasil ucuz?
ismail: simdi mecnun baklava istemezdi senden iskender abi, babamin parasi yoktur alamazsa utanir derdi, onun icin hep tulumba aldirirdi sana. iste sen boyle bir cocuk yetistirdin iskender abi. yoksa tulumba sevilir miymiç, tulum ba!