türk mizahının en kötü örneklerinderinden olan leyla ile mecnun dizisini seven insanların mizah anlayışıdır. diziyi sadece 10 dakika seyredebildim ve şunu söyleyebilirim ekranda "izlediğim en ucuz" mizah dönüyordu.
ayrıca insanların zekası neye güldükleriyle, terbiyeleri de nasıl güldükleriyle anlaşılır. bu diziye gülenlerin bu sözü ve hayatlarını gözden geçirmeleri gerektiğini düşünüyorum.
hürrem ile fatmagülün behzat ile diğerlerinin çekilmez dialoglarını izlerken girilecek krizler yerine, ucuz olduğu söylense de bugüne kadar kurgulanmış en iyi senaryolara sahip oldugunu düşünen izleyici kitlesinin basitleştirilmiş anlayışıdır.
diziyi sadece 3 saniye izleyebildim. o 3 saniyelik sürede de sakalını ucuz bir hareketle sıvazlayan dede vardı ekranda. tam bir "içeri girdiğimde sakalını sıvazlıyordu" anı yaşattı bana ki en azından sakal uçlarında captain jack sparrow tarzı 1-2 pahalı takı olabilirdi. arka sokaklar ve akasya durağı gibi pahalı entellektüel kesime yönelik diziler varken böyle diziler için başlık açılması bile seri sonu indirimi ucuzluğu belirtisidir.
hede hüdü: tamam son zamanlarda eski performansları yok kabul ama yiğidi öldürüp hakkını yemeyeceksin. kendine has bir dokusu ve kurgusu var. diziyi en başından izlersen ne demek istediğimi anlıyacaksın. en güzel komedi dizilerinin başında gelir bunun arkasından üskadara giderken isimli dizi gelmekteydi fakat o dizide türk halkına ağır geldiği, esprilerini anlayamadığı için ne yazık ki erken final yapmak zorunda kaldı. leyla ile mecnun'un kendine özgü bir dünyası var ve o dizide olanlarda mantık aranmamalıdır çünkü absürd komedi.
Leyla ile Mecnun mizah dizisi değil taşlamadır. her taşlama mizah olmadığı gibi her mizah ise taşlamadır.
leyla ile mecnun'u 'sitkom' olarak gören izleyici elbet bu diziden zevk almayacaktır. Leyla ile Mecnun'u izleyen kitle normal izleyici kitlesinin üzerindedir. dizi benim tarzım hiç olmasa da göndermelerini video siteleri üzerinden izlemekteyim.
ince detaylara esprilere dikkat eden mizah anlayışıdır. mesela bu entry'i silen mod'ta olmayan anlayıştır. diziden daha komiksin amk...
diziyi sadece 0,000003 microsaniye izledim bu kadar dandik bu kadar ucuz olamaz. ucuz bulmuşken gittim hemen bim'den bir sürü le-mizah aldım mutluyum saçmalıyorum.
bu dizinin takipçileri diziyi seyretmeyi yeğlerler, izlemeyi değil. bir kaç bölümü adam gibi seyretmeden bir kanı oluşması mümkün değildir. kendi tarzında ilk olan bu dizinin "ucuz mizah anlayışı" barındırdığı iddia edilmektedir. halbuki dizinin senaristleri ve yapımcı firma bilmemektedir ki türk halkının IQ değerleri 160'ın üstünde ve üstün zevkleri olan, akşam olsun da konsere gidelim hanım ayarında hayat yaşadığını.
mizah pahalı olmamalı zaten. o zaman mizah olmaz. zorlama şakalarla dizi yürümez. gündelik yaşam hiç yürümez. gayet basit şakalar olan bu dizi sıradan insanların - absurd hallerde - sıradışı yaşantılarını konu almakta. haddinde fazla komik, haddinden fazla bizdendir. anlamayana davul zurna.
liseli ergenlerin anlayamayacağı mizah anlayışıdır zira seksenli, doksanlı yıllara göndermeler yapılır , inceden bazı kitap karakterlerine, eski-yeni dizilere göndermeler yapılır ve zamane ergenlerinin bunları anlaması güçtür. normal karşılamak lazım.
arkadaşımın ısrarlarıyla izlediğim, ancak bir reklam arasına kadar tahammül ettiğim, benim bundan kapamadığım ne var diye içimin içimi yediği ve en son bu diziyi izleyip gülenlerin mizah anlayışına soktuğum anlayıştır. bu kadar dizi kirliliği yaşayan canım türkiyemde bu kirliliğe çanak tutan başyapıtların başında gelen, oyuncuları özel kanallardan her an gelen tekliflere açık trt saçması absürd bir dizinin seyirciside zaping delisi bir kesimdir
diziyi anlamak için biraz okumuş olmak gerekir. belli bir kültür seviyesine de sahip olmak gerekir. bir de 90 larda yasamis olmak gerekir ki bu yüzden liselilerin anlayamayacagi bir dizidir. zira dizi her bölümde bir kitaba bir filme vurgu yapmakta ama anlayana tabi. doğduğunda internetle tanışmış kültür seviyesi sosyal paylaşım sitelerinin kendisine verdiği kadar olan bir genç anlamaz bunu. kendini bildiginden beri bilgisayarın başından kalkmamış biri anlamaz bunu. çocukken sokak, mahalle kültürüne az bir bulaşmış insan anlar bunu ki senaristi burak aksak da boyle bir insandır.
farkettiyseniz dizide ne bilgisayar ne internet hatta cep telefonu bile ön planda değildir. soruyorum
size mecnun un cep telefonu ne marka? ismail abi nin telefonunu gördünüz mü veya yavuz un? veya en basitinden dizide kaan diye bir cocuk var dedeyle pes oynaması hariç gunümüz çocuklarıyla benzer ne yapıyor? lan benim kardesim evde mal gibi oyun oynar dışarıda da oynayabilmek için psp almaya çalışıyor şimdi. bakıyorum kendi çocukluğuma bunların hiçbiri yoktu ama daha mutluydum ben. sokak arkadaslarım vardı mahalleler arası maç yapardık. topumuzun bahçesine kaçmasından korktuğumuz kötü adam vardı. işte bu dizide bunlar var. mahallenin abisi var, içine girince mutlu olduğumuz ve cikmak istemedigimiz gizemli bakkal dükkanı var. lunapark ta parası çıkışmayan ismail abi ye çaktırmadan para veren yavuz var. hayat var bu dizide işte.
işte bu dizi bundan dolayı orta düzey zekalara hitap ediyor deniyor.
güzel bir söz var ya; ne kadar konuşursan konuş anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır.