leyla ile mecnun bir çay molası

entry5 galeri0
    1.
  1. konu : karabasan, mecnun'u ve tüm dünyayı bitirme projesi için ilk adımını atmıştır. bağışıklık sistemini güçlediren, böbreklerin daha iyi çalışmasını sağlayan, ishali durduran, hazmı kolaylaştıran ve en önemlisi kahvehanelerin, evlerin vazgeçilmez dostu ''çay'' ı yeryüzünden tamamen kaldırmıştır. karabasan attığı bu adımla 40 yıl hatrı olan kahveden önce gelen dostluğun simgesi çayı bitirerek mecnunu yalnız bırakmaktır. bakalım mecnun bu oyunu bozabilecek midir ?

    sahne - 1

    ( dış / gün )

    ( yer kireçburnu, erdal bakkal'ın dükkanı.)

    ( yavuz, ismail abi, iskender ve erdal, bakkal'ın önünde oturmaktadırlar. iskender çay ister, bunun üzerine erdal içi sadece su dolu bardakları verir ve çayın olmadığını söyler. )

    iskender : erdal bi çay ver..

    ismail abi : çay banada erdal abiii...

    yavuz : ( kucagında led tv vardır ) arkadaş şu yokuşu çıkana kadar öldüm yeminlen ya.. erdal abi banada bi çay...

    erdal : ( erdal içeriden çıkar tepsi ile ) arkadaş lokale çevirdiniz dükkanımın önünü çay, çay, çay hayır müşteride gelmiyor sizin yüzünüzden. geçen iki kişi geldi oturdu şuraya tavla istedi benden. bildiğin kahveci oldum iskender. alın çaylarınız.

    iskender : ( bardağı alır suyu görür ) erdal bu ne ?

    erdal : çay iskender.

    iskender : çay !! beyaz çay mı ? demi olmamış bunun.

    yavuz : bildiğin su bu, sıcak bile değil. erdal abi süte su katanı duydumda, suyu çay diye vereni ilk defa görüyorum.

    ismail : ( içer ) vermişin soğuk suyuda içtim. yemin ediyorum bademciklerim şiştim. sıcağıda var bunun biliyon değil mi erdal abi. atıyorsun içine salla... her şeyi salla, çayı sallama hacı.

    erdal bakkal : arkadaş bir laf söyletmediniz ki banada. hepiniz bir yandan çemkiriyorsunuz. çay yok !

    iskender : çay yok.

    erdal bakkal : evet yok, kalmadı iskender.

    iskender : bakkalsın sen erdal çay olmadan olur mu hiç.

    erdal bakkal : yahu kalmadı işte, aşağıda ki süpermarketede gittim baktım ordada yok kalmamış.

    yavuz : naptın abi.

    erdal bakkal : aşağıda ki markete baktım.

    ismail abi : yuh ama erdal abi. bakkalsın sen bakkal. insan hiç gidip marketten dükkanı için malzeme alır mı ? aklın kesiyomu senin acaba.

    erdal bakkal : üstüme gelmeyin arkadaş ya napacağadım. toptancıda kalmamış ben de markete gittim. hem aşağıda ki marketin çayı güzel iskender.

    iskender : ya bırakın goy goyu şimdide çay yok sonuçta.

    erdal bakkal : evet yok. ıhlamur yapayım isterseniz, hem gribede iyi gelir iskender he.

    ismail abi : canımda çok çekmişti ama benim. bi konu komşulara soralım.

    sahne - 2 ( flashforward )

    dış - gün

    ( ismail abi tüm mahalleyi elinde demlikle kapı kapı gezer ve kimsede çay bulamaz. döner erdal bakkala )

    sahne - 3

    dış - gün

    ( erdal bakkal )

    ( ak sakallı dede gelir ve durumu açıklar. )

    ismail abi : yok işte, çalmadığım kapı kalmadı iskender abii, kahvede bile kalmamış.

    ak sakallı dede : iskender, iskender.

    iskender : ne oldu dede ?

    ak sakallı dede : mecnun nerede ?

    iskender : nerede olacak haytalık peşindedir gene.

    ak sakallı dede : onu bulmam lazım acilen. çok kötü şeyler oluyor.

    iskender : ne oldu dede, otur bir soluklan önce.

    ak sakallı dede : karabasan ! dünyada ki tüm çay'ı ortadan kaldırdı.

    iskender : çayı mı kaldırdı ?

    yavuz : tiryakiside bir değişik oluyormuş demekki.

    ak sakallı dede : öyle değil, size anlatırdım ama mecnuna ulaşmam gerek. ( gider )

    sahne - 4

    ( dış - gün )

    ( ak sakallı dede mecnun'u her yerde aramıştır. en son çare leyla'nın mezarına gider. mecnun oradadır. )

    ak sakallı dede : evlat ! evlatt ! her yerde seni aradım. hadi toparlan gidiyoruz.

    mecnun : ( cevap vermez ) elinle topragı okşar sadece.

    ak sakallı dede : evlat sana diyorum. dünya'nın sonu gelmek üzere.

    mecnun : ( başını kaldırır ) benim dünyam burası, bu toprağın altında dede. benim oyunum bozuldu, benim kıyametim leyla gidince koptu dede.

    ak sakallı dede : ah be evladım. hangi söz seni yeniden hayata döndürür, hangi kız seni hayata bağlar bilemem ama leyla, seninle zaten. sen her nefes alıp verdiğinde tam kalbinde, aklında zaten. seninle yaşıyor. burada matem tutarak sadece leylanı değil, kendinide bitiriyorsun. ve dostlarının sana her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

    mecnun : ne istiyorum biliyor musun dede ! bunların hepsi, 40 metrekarelik bir odada zihnimde kurduğum hayaller olsun, şu bastonun hastalıklı düşüncelerimi iyileştirecek bir şırınga olsun yeter bana.

    ak sakallı dede : evlat ! bizi yaşatan hayallerimiz, ayakta tutan sevdiklerimiz, hayata bağlayan sevdamız. sen mecnunsun, sen kendi çölünden kurtulacak, dostlarını kurtaracak ve bu oyunu bozacak kişisin. var mısın büyük oyunu bozmaya !

    mecnun : ( gülümser ) yokum dede, çünkü ben çölün kendisine aşığım...

    sahne - 5

    ( ak sakallı dede mecnunu ikna edemez. soluğu ekibin yanında alır. )

    iç- gün

    ( iskender'in evi geniş açıda ekibi görürüz ak sakallı dede mecnunu ikna edemediğini, birlik olup birşeyler yapılması gerektiğini söyler. )

    ak sakallı dede : mecnun, bizimle değil. yani o...

    iskender : anladım... kendine göre haklı tabi..

    ismail abi : heee... leyloşu kaybetti tabi çocuk napsın ki zaten, hem başımızın çaresinede bakarız ki biz. mecnun mutlu olsun yeter. dede ne yapılacaksa söyle yapalım.

    yavuz : ismail haklı dede. ( yüzünü kameraya dönerek ) kireçburnu çakallarıyız, demli çayın hastasıyız.

    iskender : ne alaka şimdi yavuz. saldın klişeyi ortaya.

    ismail abi : hee... ağzından çıkanla kulağının bir olmadığının farkında mısın acaba ?. biz burada ne konuşuyoruz sen ne diyorsun.

    erdal bakkal : ben yokum arkadaş, bana böyle söylemediniz siz. bana macera olacak denmedi.

    iskender : erdaaalll, erdaalll çayın olsunda onu sallayacak ip bulama emi. seni dinliyoruz dede.

    ak sakallı dede : bakın şimdi, çok uzak bir diyarda dağın tepesinde yetişen bir bitki var onun tohumunu...

    ( ismail araya girer )

    ismail abi : tamam, tamam dede o iş bende. benim atalarım dedelerim hep dağcıymışlar zaten. hem benim hala.... ( iskender susturur )

    iskender : biliyoruz ismail, hiç girme istersen oraya. evet dede devam et.

    ak sakallı dede : işte o tohumu alıp ekeceksiniz.

    yavuz : saksıya mı ?

    ak sakallı dede : hayır, dostluğun hatta aşkın kıymetli olduğu yere ekeceksiniz.

    iskender : var mı öyle bir yer ?

    ak sakallı dede : bunu siz bulacaksınız iskender.

    erdal bakkal : bak iskender, tohumu bizim baggalın altına ekeriz. hem çay erdal bakkalda içilir iskender. müşterilerde artar.

    iskender : sus erdal. tamam dede ne gerekiyorsa yapacağız.

    sahne - 6

    ( dış - gün )

    ( ak sakallı dede, ekibi metonyada ki geçmiş - gelecek kapısından içeri sokar. ekip kayıp ülkenin bilinmeyen kentinden geçerek büyük dağın zirvesine çıkmak isterken kavgaya tutuşurlar ve geri dönerler. karabasan'ın planı tıkır tıkır işlemektedir. mecnun'un dostları bir bir dağılmaya başlar. başarısızlıkla sonuçlanan operasyonun ardından ismail abi sahildedir. ak sakallı dede ile konuşurken mecnun gelir. )

    ismail abi : olmadı dede, başaramadık. hem başaramadık, hem herkes küstü birbirne ne olacak şimdi dede ?

    ak sakallı dede : keşke bunun cevabını verebilsem ismail.

    mecnun : ismailll abiiiiii.....

    ismail abi : hooooooooooopppppp... mecnunnnn...

    mecnun : naptın abiiii

    ismail abi : nasıllll ?

    mecnun : napıyorsunuz diyorummm...

    ismail abi : ne olsun be mecnun, her zaman ki gibi olaylar olaylar... sen naptın, nerelerdeydin ?

    mecnun : heeea... ne olsun be abiii geldik işte öyle, oyunlar, oyunlar bozulmayı bekler dimi dede ?

    ( 15 dakika sonra ) ( ak sakallı dede olanı biteni anlatır )

    mecnun : neeeamişşş ? çay mı tohumuymuş. piiii.... bunun için mi getirdin beni buraya, verdin gazı, verdin gazı orada bana. toptancıdan alaydınızya, komşudan isteseydiniz.

    ak sakallı dede : evlat, hiçbiryerde yok ve gün batımına kadar bu işi çözmelisin yoksa, herkes birbirine düşman olacak.
    mecnun : tamam bende mecnun çınarsam bu oyunu bozarım...!

    sahne - 7

    ( mecnun çınar tohumu alır ve geri döner. ak sakallı dede onu ekmesi gerektiğini söyler. ismail abi nereye ekeceğini sorar. ve mecnun çay tohumunu leyla'nın mezarına eker. mezardan yeşeren çiçek filizlenir ve karabasan'ın oyunu bozulur her şey eski haline döner. ekip mecnunda dahil erdal bakkal'ın önündedir. )

    erdal bakkal : çaylarda geldi, alın bakalım..

    iskender : işte çay bu !

    yavuz : ( içer ) gerçektende harika olmuş.

    ismail abi : vir vir vir... bi susunda içelim çayımızı keyfimize bakalım ya...

    mecnun erdal abi, aşağı marketten mi bu çay acaba.

    erdal bakkal : evet oradan, ne olmuş yani olamaz mı arkadaş taktınız markete haa.. için çayınızı gidin.

    mecnun : ya, yok ondan değilde adını soracaktım çay'ın.

    erdal bakkal : adı mı ? çay işte oğlum, bildiğin siyah çay işte. bu çocuk sana çekmemiş hiç iskender baksana adını soruyor çayın.

    mecnun : paketi yok mu abi bunun. üstünde ne yazıyor onu soruyorum, çok mu zor bi soruydu bu acaba ?

    erdal bakkal : haaa, ( lipton'u çıkarır verir eline mecnunun ) adı şey ya lipton.

    mecnun : lip mi ton o nasıl bir şeymiş ya.

    iskender : neden gayet güzel işte.

    mecnun : ya güzel tabi lafım yokta isime takıldıysam demek. en güzel çay lipton çay o zaman..
    yavuz : o son cümleyi söylemeyeydin iyidi mecnun... olaysız dağılalım o zaman.

    ( herkes mecnundan kaçarcasına uzaklaşır ve bu bölümde erdal bakkala zoom yaparak şu sözlerle biter...)

    erdal bakkal : lipton çay, erdal bakkalda içilir...
    14 ...
  2. 2.
  3. okudum ve leyla ile mecnun ilk 30 bolumu ne kadar ozledigimi fark ettim.

    Keske o ekip sinema filmi falan cekse... bitmese lan hic. Ayni ekip ama. Ilk 30 bolumdeki...
    3 ...
  4. 1.
  5. 2.
  6. ekşi sözlüğe yazar olmamı sağlamış senaryodur, saygılarımla. final bölüm senaryosu için (bkz: leyla ile mecnun ben bu oyunu bozarım).
    1 ...
  7. 5.
© 2025 uludağ sözlük