türk insanının levi'nin* isim olduğunu bir türlü anlayamamasından ve live kelimesiyle karıştırmasından ileri gelen bir okuma sorunudur.
artık bitsindir.
her kuşu siktik bi şu ingilizceyi sikemedik gerçeğidir. ben ne diplomatlar gördüm bok gibi ingilizce konuşan. ne bakanlar ne bilmem ne ler. öğrenin şu dili amına koyim adam gibi. en kötü aksanı olan ülkelerin bile aksanı bizimkinden düzgün.
levi'nin isim olduğunu bilmemesinden kaynaklanması doğrudur, fakat ortadaki problem "live" kelimesi ile karıştırılması değildir. alışılagelmiş telaffuz kuralları ile okumalarından kaynaklanır asıl problem.
ingilizcce okuma kaygınız varsa doğru okuyorsunuzdur. livay diye okunur. almanlar lööb der, yahudiler levi (e kesilir) der. ama gereksizdir. leviz de. nike de. viceroy (viseroy da olur), pall mall de.
türk insanının bilmediği şeyi telafuz etme sıkıntısı yaşamamasından kaynaklanır. ingilizce okumuş tipler tarafından eleştirilir. bu eleştiriler artık bitsindir.
turistler gelip "turrr.kiye çok guzeel. antaliya seviyor ben, istnbül seviyorr" şeklinde aptal saptal konuşup kimse yadırgamazsa ben o levi denen adama lenin de derim peri de derim adına koyum.
ingilizce'de telaffuz konusunda insanımızda yerleşmiş bazı klişelerin neden olduğu hatadır. zannedildiği gibi "e" ler her zaman "i" veya "i" ler her zaman "ay" diye okunmaz. levi bir isim olmasaydı ve levis kök halinde bir sözcük olsaydı da "livays" şeklinde okunmazdı. gerçi daha kendi dilini okuyup yazamayan insanlardan elin dilini doğru okuyup yazabilmesini beklemek de ne kadar gerçekçidir tartışılır.
çok absürt bir durum değildir. bazı yabancı kelimeler ülke diline göre kalıplaşma gösterir. türkiye'de sesli reklam çekseler onlarda reklamda ''livays'' diyeceklerdir. çünkü dilimize öyle yerleşmiş. bmw'ye bemeve denmekte ki normali biemdoublew şeklinde telafuz edilmekte. ama bmw reklam filmlerinde bemeve yi kullanmaktadır.
bir kelimenin okunuşunu "aksanlı" okumak vardır bir de "yanlış" okumak vardır. o kadar sene ingilizce eğitimi alıyoruz daha kelimenin doğru okunuşunu bilmiyorsak kimse kendisini savunmasın bence.
aksan nedir? bir kelimenin yabancı bir dildeki sesli/sessiz harfleri anadilinin insanın diline alıştırdığı şekilde okunmasıdır. mesela br fransız aksanı vardır. fransızcadaki r leri söyleme biçimi çoğu zaman ingilizce'deki kelimelere yansır. fransız bir adam problem e "pereblem" derse yanlış olur. ama dilini zorlayarak çıkardığı "pğoblem" bir aksandır. buna kimse birşey demiyor zaten. ama sen elmaya armut dersen bunun aksanla alakası yoktur. kelimeyi yanlış okuma vardır.
ki zaten kelimeyi yanlış okumamak için ipa denen birşey icad etmiş adamlar. ipa yı bilip de hala kelimeyi okumakta zorlanıyorsa bir insan ona da eyvallah denir. ama bir condolence'ı "kondolens" diye okursan bunun ne aksanla alakası vardır ne de dilin dönmemesiyle. bu ipa ya göre sesleri yanlış kodlamanın sonucudur. biz "ingilizce okuyanlar" da buna karşıyız, bunun yanlış oldğunu savunuruz.