ayar ötesidir zira ayar demek için fazla iyidir.
bir sanatçıdan beklenen duyarlılık ve zeka ile yazılmış on numara bir yazı.
haşırt sesini şahsen ben taa burdan duydum...
--spoiler--
Ahmet Hakanın Hürriyet Gazetesinde bi¬zim için yazdığı yazıdan:
Müjdat, Levent, ilyas, Ferhan falan
Ortak özellikleri var.
Şöyle ki:
Mizahçı olmalarına rağmen çok gerginler. Başbakan Tayyip Erdoğandan bile daha ger¬ginler.
Muhaliflerine karşı edebilecekleri bir çift ze¬kice sözleri yok. Ya öfke kusuyorlar ya da Re¬cep ivedik tarzı laf sokuyorlar.
Karar alıcılarla uğraşmak yerine karar alıcı¬lara oy verenleri küçümsemeyi ve aşağılamayı tercih ediyorlar.
AK Partiye neden oy veriyorlar sorusu¬na cevap aramak için iki dakika bile düşünme¬ye tenezzül buyurmuyorlar. Aptal deyip ge¬çiyorlar.
Temel dertleri ne? Bildirileri ne? Belli değil.
Onları bir tek Silivri zindanlarına tıkılan Cumhuriyetçiler ilgilendiriyor Ne geçmiş dönemde yapılan zulümler karşısında ne de bugün farklı kesimlere yapılan zulümler karşı¬sında bir duyarlılıkları yok.
Tereddütsüzler: Kendilerini aydın safına yerleştirirken de tereddütsüzler, kendileri gibi düşünmeyenleri aptal sınıfına sokarken de
Kurdukları tüm cümleleri, sonuna anlaya¬na sözcüğü konulması için kuruyorlar Dü¬şünmeden anlayanlara bayılıyorlar.
işin kolayına kaçıyorlar: Toplumun vicda¬nı olmayı tercih etmek yerine Bir kesimin vicdanı olmayı tercih oluyorlar. Melih Gök¬çek gibi cepheleştirme siyaseti güdüyorlar: Kendileri gibi düşünenleri kendilerine daha fazla meftun ediyorlar, kendileri gibi düşünme¬yenleri kendilerinden daha fazla nefret ettiri¬yorlar.
Şimdi de bu yazıya cevabımı okuyacaksı¬nız
Çok sevinçliyim bugün. Bu Ahmet Hakan kendini iyice deşifre etti artık. Cumhuriyet adı¬na bütün Türkiye hazır ayaklanmış, binler mil¬yonlar yollara dökülmüşken, kimin ne olduğu¬nun net bir şekilde anlaşılması lazım. Ah¬metin ne olduğunu biz biliyorduk da, o gizle¬meye çalışıyordu. Benim için artık, hükümetin yandaşı olduğu iyice netleşti. Bizim için, Hürri¬yet Gazetesinde 6 Kasım Salı günü şöyle yaz¬mış:
‘MUHALiF KOMiKLERiN SEFALETi
Başlık bu Zaten bu başlıkta bütün kom¬pleksini, hırsını kusmuş.
KOMiK diyor bize. Bizi sıradanlaştırıyor. Yani aşağılama gayreti var. Ve de bizi sefil gö¬rüyor. Al sana bir aşağılama daha. Biz kim miyiz?
Türkiyenin Nasreddin Hocalarıyız.
Başlık şöyle devam ediyor; MÜJDAT, LEVENT, iLYAS, FERHAN, FALAN.
Bir gazetecinin, köşe yazarının saygısızlığı¬na, küstahlığına bakınız. Bize falan diyor. Yani falan filan Kim bu falan filan? Müjdat Gezen, Levent Kırca, ilyas Salman ve Ferhan Şensoy Zaten falan filan diye küçümse¬mesinin altında da kompleks ve hınç var. in¬celeyelim yazısını:
- Mizahçı olmalarına rağmen çok gergin¬ler diyor.
Biz, salt komiklik yapan mizahçılar değiliz. Biz mizahımızda, durum komedisi dediği¬miz, kara mizah dediğimiz, görevci gülme¬ce dediğimiz güldürü kalıplarını kullanarak ül¬kenin ezilmişliğini mizaha konu eden komed¬yenleriz. Biz komediyi zayıfın güçlüye karşı si¬lahı diye tarif ederiz.
- Bu arkadaşların, muhalefet ederken içinde bulundukları duruma cevap verecek, ze¬kice bir yaklaşımları yok diyor.
Bunu Müjdat Gezen, Ferhan Şensoy, ilyas Salman ve Levent Kırca için söylüyor. Zekâdan yoksun buldukları isimlere bakınız
Açılım kahvaltısına davet edildiğinde Müj¬dat, şimdi yedim, karnım tok diyen bir zekâ. Müjdat kim bilir sana ne cevaplar verecek şimdi. Bence sen baltayı taşa vurdun. Sen ma¬şallah çok zekisin. Dördümüzü, beşimizi karşı¬na alacak kadar üstelik de
Ferhan in zekâsına gelince, acaba Ferhanın zekâsını kanıtlaması mı gerekiyor, diye sorarım herkese. Adam, Dümbüllünün kavu¬ğunu devralmış bir zeka.
Bana gelince, genelleme yapmış. Ak Par¬tiye oy verenlere aptal dediler, diyor. Ben böyle bir şey söylemedim. Bana iftira ediyor. Varsa bir bildiği, ispat etsin. Eğer Azınlık oyununu lütfedip izlerse, AKPye oy veren ke¬simi irdelememek ve geçmek değil, dünden bugüne ülke politikalarını, lider yaklaşımlarını ve hedefleri ile halkımızın beklenti, istek ve doğan sonuçların nasıl irdelendiğini gözlemle¬yebilirdi. Bunları bilmiyor ya da görmezden geldiği için bizi bir tek Silivri zindanlarındaki Cumhuriyetçilerin ilgilendirdiğini söylüyor.
Temel dertleri ne?, diye soruyor Ahmet.
- Benim temel derdim, bugünkü hüküme¬tin Türkiye Cumhuriyetini yok etmeye çalış¬ması. Bu bir.
- ikincisi Atatürk Devrim ve inkılâplarının yok edilmeye çalışılması.
- Bu konuda kadrolaşmak
- Atatürk resimlerinin kaldırılıp toplatılma¬sı
- 23 Nisan / 19 Mayıs / 29 Ekim bayramlarının sinsice yasaklanması
- Türkün, Türküm diyememesi, bunun Türkiyeliyim söylemine dönüşmesi
- Dinin siyasete alet edilmesi
- Atatürk Söylevlerinin okul kitaplarından çıkarılması, ismet inönünün ders kitapların¬dan çıkarılması
- Okulların 4+4+4le imam Hatipleştirilmesi
- Hukukun zapt edilmesi, yandaşlaştırılması
- Başbakanın bölücü Amerikan BOP pro¬jesine başkanım demesi ve ülkeyi bölme uygulamaları
- Müslüman komşumuz Suriyeye, Ameri¬kan siparişi ısmarlama savaşa yönelik eylem¬ler
- Ülkenin kurumlarının yandaşlarla kadrolaştırılması
- Ucube denilerek yıkılan heykeller
- Yasaklanan karikatürler
- Kapatılan tiyatrolar
- Basına sansür ve yasaklamalar (Avrupa basın koruma konseyi tarafından raporla ke¬sinleşmiştir.)
- Mustafa Kemalin askerlerinin hapsedilişi, 60 küsur gazetecinin ve milletvekilinin Ata¬türkçü ve Cumhuriyetçi olduktan için hapsi..
Benim itiraz ettiklerim bunlar. Senin dedi¬ğin gibi, bir tek tutuklular değil. Ama onların aciliyeti var. Benim maddelerimin bir numara¬sı olmayı hak ediyorlar. Ben bu yüzden gergi¬nim. Sen meslektaşların hapiste olduğu için gergin değil misin?
Bir de dönek gazeteciler var. Olayı çarpıtıp çamur atanlar, bilip bilmeden ısmarlama yazı yazanlar Tıpkı senin bize yazdığın yazı gibi, ama bu yazıda bence baltayı taşa vurmuşsun.
Bu arada eleştirme konusunda Tayyip Er¬doğana gelinceye kadar akşam olur. Ben yal¬nızca onu eleştirmiyorum, 21 yıllık Olacak O kadar programında, her başkanı. Cumhurbaş¬kanını, Genelkurmay başkanını oynamış, eleş¬tirmişim. Bunlar belgelerle sabit. Türkiyede darbeleri eleştirip hicvederek oynayan benim, keza Emniyet teşkilatını da. Süleyman Demireli, Turgut Özalı, Tansu Çillerin jetskisini oynayan da ben değil miyim? Doğan Güreş Paşa ya etek giydiren ben değil miyim? Çevik Biri de, Hakkı Karadayıyı da oynadım. Hepsi kayıtlı, belgeli Sen kimi uyutup neyi yutturu¬yorsun?
Gerçekler balçıkla sıvanmaz.
Şu anda oynadığım Azınlık oyununda dahi, Adnan Menderesten bu yana eleştire eleştire gelip, Tayyip Erdoğana dayanıyorum. Bugünden itibaren seni de katıyorum oyunu¬ma, hatta son kitabım Önüm Arkam Sağım Solum Dönek in son sayfalan da senin yazın ve benim sana verdiğim bu cevapla bitecek ki¬tap. Tamam, bu yazıyı ısmarlama yazdın anlı¬yoruz, ama yetersiz. Bütününde zekâdan yok¬sun. Bizden beklediğin zekâyı sen katamamışsın yazına. Ve bana biraz da, ben seni köşem¬de eleştirdiğim için biriktirdiğin hıncını kustu¬ğunu görüyorum bugünkü yazında.
Ben seni nasıl eleştirmiştim, bir hatırlaya¬lım: Sana dedim ki neden bir öyle bir böyle yazıyorsun? Sen bu yazdıklarımın hangisisin? Sonra da şöyle devam ettim. Bir arkadaşım, Ahmet Hakanı haftanın şu ve şu günlerinde okumuyorum. Çünkü o günlerde hükümete yaranacak yazılar yazıyor. diyor.
Diğer eleştirdiğim yazımı da hatırlayalım. Sana dedim ki, CHP Genel Başkanının ve Türk Halkının karşısında neden bacak bacak üstüne atarak, adeta yatarak program yaptın? Bir edep yerlerini karıştırmadığın kaldı, dedim. Sadece hükümet yandaşlığı değil, biraz da ba¬na olan öfken kusturdu seni. Benim için se¬nin bugün durumun tam olarak netleşmiştir.
Azınlıkla turnedeyim. Bu akşamdan itiba¬ren oyunuma seni de yerleştiriyorum. istan¬bula geldiğimizde gel gör.
Ha bu arada, evet Müjdat, ben, ilyas ve Ferhanın ortak yönleri yok mu? Var.
Biz mesela, senin gibi bir gün hükümetçi bir gün Atatürkçü değiliz. Her gün Cumhuri¬yetçiyiz, her gün Atatürkçüyüz.
Saygılarımla.
--spoiler--
balondur. levent kırca ses tonunu yükseltmeden beş dakika konuşamayan bir adamdır. ayar görmek isteyenlere ' Müjdat, Levent, ilyas, Ferhan falan ' adlı ahmet hakan'a ait olan köşe yazısını okuyun.