boğaziçi üniversitesi rektörlüğü bugün itibariyle çalışmaların başladığını duyurmuştur.
hayırlı uğurlu olsun. gerçekten takdir ettim. dünyanın en lüzumlu metro hattı olabilir. zira dünyada nicelik olarak mevzu-u bahis mesafenin ortalama en çok zamanda ve en çok kaynak harcanarak* harcanarak geçildiği yer burası olabilir.
çünkü bu yol çok enteresan bir mesele içermektedir. nasıl mı?
hindistan nasıldır filmlerde filan gördüklerimize göre? Bir kast sistemi vardır. insanlar doğuştan sınıflara ayrılmıştır. Ufak bir kısım çok zengidir, bir kısım ise fakirlikten giyecek bulamaz*. bu ülkede kast sisteminden ötürü bir gelir dağılımı dengesizliği söz konusu. bu dengesizlik ve fırsat eşitsizliğinden ötürü, çok enteresan görüntüler ortaya çıkıyor. hakeza brezilya, ve çoğu latin amerika ülkeleri. bu tarz gelir dağılımı dengesizliklerinin olduğu ülkelerde bazen sınıflar ince bir çizgiyle bariz bir şekilde ayrılırlar. örnekleyelim:
bu tarz resimleri google images'de bulabilirsiniz. konumuz o değil...
bunun metromuzla ne alakası var?
bahsedilen yolu 100'lerce kez geçtim son 2-3 senedir. her defasında içimi acıtan şeyler düşündürdü burası. evet türkiye'nin zenginleştiği ve ekonominin düzeldiği masallarına sadece burayı gören birisi hayır yalan bu diyebilir.
zira, zincirlikuyu'dan bindiğiniz hisarüstü otobüsleri genelde bu yolu 20-40 dk arasında geçerler. bu 20 ila 40 dk arasında göreceğiniz şey şudur, öncelikle zincirlikuyu, bir metropol kalabalığı sıkış tepiş insanlar, metrobüs kuyruğu*; sonrasında levent, iş dünyası ve hafif daha taşaklı daha düzgün görünümlü bir yer; sonrasında etiler, tamamen saçma sapan bir tüketim merkezi ve muhtemelen dünyanın en gereksiz yeri, milli ekonomiye hiçbir katkısı olmayan, sadece sistemin en üst seviylerde tuttuğu zenginlerin lamborcinileri, porşları, ferrarileri'yle sidik yarıştırdığı, senin benim girip anca götümüzü vererek çıkabileceğimiz mekanlar; en son olarak da rumelihisarıüstü...
bu son ikili arasındaki çizgi beni yiyor sayın sözlük. hisarüstü* tam bir gecekondu mahallesi, orta direk seviyesine alttan yaklaşabilen ailelerden ve boğaziçi üniversitesi öğrencilerinden kurulu bir mahalle. kışın geceleri is, soba dumanı, kömür kokan, binalarının adres bilgileri bile yarım yamalak olan, taşındığınızda elektrik faturasının 3 blok ötede filan kayıtlı olabileceğini öğrendiğiniz bir yer. tamamen bir kaos. hem burası aynı zamanda türkiye'nin en elit mekanlarından birisi olan sanatçımız demet akalın'ın şarkılarına konu olan bebek ile de çok yakın. bebek bir tepenin sahili, hisarüstü ise o tepenin zirvesi ve öbür yakası olarak tasavvur edilebilir.
işte, şu anki haliyle hisarüstüne ulaşım için metronun zaruriyeti ise şundan kaynaklanıyor. hisarütü'nü istanbula bağlayan 2 şeritli yol etilerden geçmekte. ne zaman otobüse binip bir yerlere gidecek olsam, her daim etilerdeki birkaç zenginin sidik yarışı yapmak için mekanların önüne önüne parkettikleri araçları yüzünden trafik götüm gibi olmakta ve binlerce insan* oraya hizmet verebilen 3-4 tane otobüs hattında, aracı olanlar ise araçlarının içinde perişan olmaktadır.*. resmen 3(üç) dakikalık yol, 45 dk sürmekte ve bu en azından beni çileden çıkarmakta.
hele bir de oradaki taşaklı mekanlarının önünden iş çıkışı yorgun argın otobüsle dönerken geçince, lamborcinisini parketmiş zenginleri, 15 lira verdikleri çaylarını, 45 lira ödeyerek yedikleri yemeklerinden sonra ebesi kadar para ödeyip içtikleri puroları ile yudumlarken, tanımadığım bir insanın koltuk altından gözüm ilişerek görünce küplere biniyorum. bre ibineler şuraya bi metro yapın da kurtulalım diyorum işte o vakitler.
bir yandan da düşünüyorum işte, amk böyle giderse brezilya, hindistan, gibi olacak halk, birkaç para babası gelirini arttırırken sen sürünecen wise, diyorum kendi kendime. neymiş, gayrisafi milli hasıla artıyormuş, kişi başına düşen milli gelir artıyormuş.
Boğaziçililerin zil takıp oynayacağı metro. O nispetiye etiler trafiğinden kurtulmak, dünyadayken cennete gitmek gibi bir şey.
AKP'ye oy kayması olmasa bile topluca çığrışılan "allah razı olsunnnnnn" nidaları eşliğinde gidip gelebilir o metro. En azından ben okula gittiğimde binerken söyleyeceğim.*
bugün denedim.
sadece 2 tane alstom çalışıyor. ** bir adet de yedek, dolu saatlerde.
sefer aralıkları 7-9 dakika.
ulaşım tek tüpten. istasyonlarda ikiye çıkıyor.
ve en önemlisi, bomboş. ne boka yaradığı belli değil. uzatılmalı! ** 2016 verilerine göre kapasitesinin %7'si kullanılıyor. şaka gibi.
Aslında metro ağının en mantıklı kollarından biri.
Boğaziçi üniversitesi ile levent arasındaki o cehennem yolunu çekmeye meraklı ne kadar çok mazoşist tip varmış arkadaş. Hala otobüsler hala arabalar kullanılıyor. Koca metro bomboş gidip geliyor. O yolu uçarak gelseniz anca bu kadar zahmetsiz gelirsiniz; sırf uçaksavar ile akmerkez arasındaki o sürüngen formatlı, bol ışıklı yolda milim milim ilerlemek bile ölüm.