Yaşadığı dönemde yazdığı kitaplarla insanların onu üstün bir insan olarak gördüğü , dinsiz olmakla eleştirilen aslında dinlerin ortak paydada birleştiğini düşünen, lüks bir hayat yaşamaktan yana olmayan ve köylülere hep yardım etmek isteyen, kitaplarının telif hakkını halka verme isteğinde olan dünyaca ünlü yapıtlara sahip rus yazar.
''...tolstoy, 1910'da seksen iki yaşındayken, neredeyse yarım yüzyıldır evli olduğu, ona bir düzine çocuk veren, evin her işiyle uğraşan, bütün yazdıklarını temize çeken karısı sofia'dan resmen kaçtı. kendisini zindanlara atan bir gardiyan olmakla suçladı onu. bir yandan evrensel sevgiyi savunuyor, bir yandan da kadıncağızı köpekler gibi mutsuz ediyordu. karısına bıraktığı veda mektubunda, kırk sekiz yıldır sadık ve dürüst bir eş olduğu için sofia'ya teşekkür etti; ama son günlerini yalnızlık ve sessizlik içinde geçirmek istediğini bildirdi. gece yarısı gizlice evden kaçarken ''özgür olmak ne güzelmiş!'' dedi.'' *
--spoiler--
Eskiden önce orospularla yatıp sonra temiz aile kızlarını alırdık, şimdi önce temiz aile kızlarını alıp sonra orospularla yatıyoruz.
--spoiler--
o, dünya edebiyatının en büyük yazarıdır. diriliş romanını okurken ağladığım, kendi yaşamını sorguladığı kitabı itiraflarımı, okurken günlerce belkide aylarca etkisinde kalıp hayatımı sorguladığım yüce insandır. leo tolstoy...
Gerçek hayatta karşılaşma fırsatım olsaydı " babaaaaaa" diye ağlayarak sarılıp yapışacağım kişidir. Bu adam bambaşka bir adamdır, adını gördüğüm her yerde gülümsememe sebep olan adamdır, hiçlik için deli gibi çalışmama neden olan adamdır.
Eğer şu hayatta bir yaşayış biçimim bir felsefem varsa bunun zeminini tolstoy ve sokrates oluşturuyor. ve eğer olacağım kişiyi seçebilseydim dünyaya Platon olmak gelmek isterdim bunu da demeden geçemem.
bir solukta okuduğum ilk kitapdır 'diriliş'. tasvirler güzel yapılırsa eğer ne zevkli okunurmuş.
tolstoy sayfalar dolusu tasvir yapsa bıkmadan okurum ben. kalem güçlü olursa yazarın her bahsettiği şey ilgiyle takibedilir.ayrıca manevi açıdan da müslümanlığı beğenen bir yazardır. bu bence önemli bir ayrıntıdır da.
Kitap okuma maceraniza daha ufacikken Dunya klasikleri, ozellikle de tolstoy okuyarak baslarsaniz hayatiniz boyunca zor kitap/yazar begenenlerden olursunuz.
Piyasadaki sisirme reklam taktikli, salt para kazanma amacli triskadan konulu nesriyatlar sizi hic kesmez.
dostoyevski'nin ''budala'' isimli romanının baş kahramanı prens mışkin'e benze(tilen)yen yazar. bir roman kahramanı bir insanı bu kadar mı andırabilir? ikisinin de soylu oluşu, ikisinin de soylu gibi davranmayışı, ikisinin de insan ayırt etmeyişi, ikisinin de cömertliği vb.. birçok ortak özellikleri vardır.
13 çocuğu vardı. 48 yıllık evliliğinin ardından karısına benim yaşımdaki insanların sıkça yaptıkları bir şeyi yapıyorum. son günlerimi tek başıma ve sükunet içinde geçirebilmek için dünyadan vazgeçiyorum, yazan bir not bırakarak evini terk ettiğinde 82 yaşındaydı. birkaç gün sonra bir tren istasyonunda donarak öldü.
zamani ve ölümü aşmak ancak dirilişle mümkündür.
Tolstoy sabahları bana uyuz oluyorsun değil mi? Ben senin yerinde olsam gece uyurken boğazlardın. Ama bacak bacak üstüne atmış olduğun resminle beni izliyorsun. Bir türlü tablondan çıkamıyorsun. Dede alarm çalıyor uyanamıyorum sen rahatsız olma.
Charles bukowski bunu yazmış tolstoy hakkında.
dırdırcı kadının tekiydi
tolstoy'un karısı
ve felaket soğuk
bir gece
ondan kurtulmak için
kendini dışarı attı tolstoy
ve sonunu getirecek olan zatürreyi kaptı
öldükten sonra da
karısı
onun
ne
denli
orospu
çocuğu
olduğunu
anlatan
bir kitap yazdı.
"hayat üzerine düşünceler" eserinde mühim şeyler anlatan yazar.
ilginçtir, hristiyan olmasına rağmen düşünceleri müslüman tasavvufcularla büyük ölçüde örtüşür.