klasik bir romantik filmden öte bir şey değil, amanda seyfried in nişanlısı Gael García Bernal ile, claire nin torunu Christopher Egan ın rolleri değiştirilmiş olsa daha güzel olacak film. bir de ingilizlerin sarışın olması gibi bir durum var gerçi. *
oyunculuk olarak en iyi rol victor da, başka da iyi oynamış denebilecek kise yok, filmde bir kaç güzel gönderme var, seneryo her yerde bulabileceğiniz türden, film çokça vicky cristina barcelona yı andırıyor.
tamam anladık bu tür filmlerden çok da bi beklentimiz yok. işte izleyelim boş vaktimizde,bi iki güzel aşk görelim falan ama yani siz tutup başrole kağıt üzerinde iyi-yakışıklı, sarışın, renkli gözlü- ama oyuncuklu afedersiniz ama bok gibi olan çocu koyuyosunuz. filmde gael garcia bernal olmasa hadi diyeceğim ki adam bulamamışlar ama yok yani. adamı harcıyosunuz resmen. senaryoda o sarışın çocuk kızın mutlu olmadığı nişanlısı olsa, gael de orda tanıştığı adamı oynasa, işte beraber o yaşlı kadına sevdiği adamı bulmasına yardım etse falan da gayet film giderdi. hiç anlamadım neden böyle bi rol dağılımı yapmışlar. sırf bu yüzden filmden hep nefret edicem. konusunn bayalığı ya da sıradanlığı ya da ne bilim tv filmi kıvamında olması falan değil, gael garcia yı harcadığı için hep kötü konuşucam hakkında.
gael garcia bernal oynuyormuş, onun hatrına izlenir diye düşünüp benim gibi var mıdır başka izleyen bilmem ama, baştan söyleyeyim, filmin imdb puanı boşuna öyle düşük değil, ve de gael garcia bernal yok, oynamıyor bu filmde denebilir. o nası kaypak, nası gerzek bir roldür yarabbim, resmen hayal kırıklığına uğradım. güzelim çocuğu harcamışlar adeta. onun dışında veronica mars dizisinden, efendime söyleyeyim chloe, mean girls gibin filmlerden tanıdığımız amanda seyfried kızımız hoş, maşallah bir içim su. hikayenin çok klişe çıkacağını, yeaa böyle şey mi olur diye kendini hafife aldıracağını biliyordum gerçi filme başlarken ama içimdeki yüzeysel insan 1 saat 45 dakika kadar bir süre kendini şımartmak istedi. her şeyi sineye çekti de şu gönlüm, o son sahneyi çekemedi, ne o öyle ay nejla koş koş edasındaki toplaşma allasen. peki sadede gelelim izlenir mi? ne bileyim pms döneminde falan iyi gidebilir.
verona, toscana, siena'ya aşık ettiren film. tutkusuz bir ilişkinin aşk olmadığını anlatan, kalbinin sesini dinleyip, tutkularını yaşamak, * ve keşke dememek için cesaret vren, tesadüflerin getirdiği güzelliklere inancı güçlendiren film.
zaten içinde toscana, shakespeare, şarap ve aşk olan film her şekilde hoştur tüm klişeleri ve yüzeysel müzikleri* göz ardı edilebilir.
filmdeki en cazibeli aktör de lorenzo bartolini rolündeki franco nero.*
what if?
not:vanessa redgrave (filmdeki louis) ile franco nero (filmdeki lorenzo) 1967 yılında çalıştıkları film setinde birbirlerine aşık olmuşlar ve bir çocukları olmuş. bu yönünden yıllar öncesinde de olsa* yaşanan gerçek bir aşkın taraflarını buluşturan film.
başka bir işle uğraşırken kenarda açık kalabilecek, öyle izlenecek, basit ama sevimli bir film. kafa dağıtmak için birebir ama aşk acısı kafasını değil.