15 güne yanıbaşımda bitecek olan özlediğimdir. çok özledim lan sana öyle bir sarılacağım ki feleğin şaşacak. bir bakıma kapalıdaki arkadan üzerine atlamam gibi de olabilir. çok hoştu ya ne gülmüştük. öyle işte. bekleniyorsun hacım.******
sözlüğe geri dönmesi sevindirmiş sinema ve futbol üstadı şahsiyet. galatasaray' ın transfer yapamama sorunsalını son derece iyi tespitlerle dile getirmiştir.
--spoiler--
mustafa sarp' a verilen şansı eski sevgililere vermedik. *
--spoiler--
yatağımda yatırdım kalkınca toplamamış. şortumu verdim çıkarınca katlamamış. bira içmişti onları da atmamış. yatağın altına iteklemiş hep. nasıl bulmak istiyorsak öyle bırakalım arkadaşım. bir de sözlük özel mesajlarımı okudu hep. sonra vay efendim seco neden beni senede bir çağırıyor eve de benim yerime kız çağırıyor. neden sence? neden? seni mi çağırıcaktım? barbekü sosu bulabileceğin kaç ev var gittiğin? kaç misafirlik evinde buzdolabını açınca barbekü sosu buldun şu ana kadar da beğenmiyorsun misafirlik zayıf diyorsun. ha yine dobrowski gibi klozetin en ortasına, en çok ses çıkaran yerine işemiyorsun. artıların da var. dobrowski nasıl yazılıyordu bu arada?
bu arada sevgi ne güzel şey degil mi? tanrı'nın bize verdiği en güzel hediye. hiç olmadık zamanda içimize alev gibi düşen dünyadaki en güzel duygu bence, hayatın gerçek anlamı dimi? SADECE SEVGiLi ANLAMINdA SÖyLEMiYORUM. BÜTÜN SEVDiKLERiMiZiN KıYMETiNi BiLMELiYiZ. ÇÜNKÜ ONLARI NE ZAMAN KAYBEDECEĞiMiZi BiLEMEYiZ Ki. ONLARı NE KADAR ÇOK SEVDiĞiMiZi SÖyLEYECEK ŞANSIMIZ OLMAYABiLiR. sevgi dedim de aklıma ne geldi biliyor musun? emre geldi. çok iyi çocuk. **
(bkz: ilk biradan sonra bozan insan modeli)
fransızcasının kalitesinden ise emin olduğum insan modeli. 90 modeldir bu arada. eski kasa. camları falan otomatik değil. pseco: olum senin fransızcan var mı lan? lets write: heee. parissen jermen, rennes... pseco: ?!?!?! lets write: ligde kalacak kadar işte. unidentified stranger: hahahah ben yazayım bunu defterime.
pseco ile ankaralı türkücüler gecesi'nin sürekli, daimi, kirli sakallı, en güzel dans edebilen, salaş giyimli dostudur bu.
ben ona dedim salaşma seviş diye. son zamanlarda salaş giyimden uzaklaşıp, benim şortlarımı giyerek modayı uzaktan takip etmektedir. evet. gel öpüjem.
vay vay vay saroşuma.
sarhoş değil bir hoşuma...
uzun zamandır göremediğim yazar dostum. her ikimiz de istanbul sınırları dahilinde bulunmamıza rağmen birbirimizi göremediğimiz dost. bir ara buluşalım lan.
futbolcu kişiliğindeki umursamazlığını sergen yalçın'dan, çirkefliğini emre belözoğlu'ndan, tekniğini sabri sarıoğlu'ndan, hakemi aldatma hareketlerinin arif erdem'den, çalım yeteniğini ibrahim üzülmez'den alan yazar. **
tekrar gördüğüme sevindiğim kankam. ağustos ta, "bursa havalar bize güzel" zirvesinde, yemek yemekten çatlayacağımıza söz verdik ama bakalım hayırlısı. buradan çok çok sevgilisine, anasıgile ve ananesigile selam eder, ellerinden öperim. sevgilisinin yanaklarından. *
ben buna upuzun, fıstık gibi nickaltları giydiririm. bu bana sikindirik, boktan yazar. bize geldiğinde depozitolu bira içtiği için ise çok seviniyorum. her geldiğinde 3 bira içse 60 krş yapar. yılda 10 kere gelse 6 lira. yok lan çok da bi getirisi yokmuş. bizde yediği barbekü soslarını bile karşılamıyor. en iyisi bir daha çağırmamak. ilk biradan sonra cozutması, bak bi vidyo var izle izle adamın gole bak. hadi sonra ferhan şensoy muhabbeti. yaa seco öyle diyon da ile başlayan cümleleri. ımhh. çekilcek gibi değil. ama geçen gün onunla sıkılırken bile eğlendim. galiba sanırım öz kardeşiz. öz kardeşsek bi pide salonu açsak iyi olur.
kasaya emre'yi oturtalım lan. tam kasada oturan adam tipi var onda. maaş da vermeyiz. mık'ta beleşe çalışcağına bizde çalışsın.
bak bak nickaltı giydiriyormuşum. kışın sıcak tutar aslında.
eğer halı sahadaysanız, kanatları savunuyorsanız ve karşıdan süratle biri yaklaşıyorsa, o, robbie keane soğukkanlılığı, ezequiel lavezzi tarzı etkili driplingi, robinho tekniği ile lets write' dir. bir espri bombardımanı sırasında suskun görünse de, en etkili espri bombasını yapma kabiliyetine sahiptir. bursa tess gerritsen severler derneğinin şahsımla birlikte kurucu üyesi, sinemanın nabzını tutan üstattır, ayrıca üstat olmadığını iddia edecek kadar da mütevazi, ince bir ruh sahibidir. mık' da içilen çayların tadı onsuz eksiktir. severiz, sayarız.
