efendim letrist akimini takip eden ozanlar ses taklidi marifeti ile anlam ötesi müzikal bir etki yaratmak amacini tasirlar. harflere harfler, seslere sesler eklemeleri hiç bir dilde anlam tasimayan yeni sözcüklerle siirler yazmalari bundan ileri gelmektedir. bu akim bir kac matrak numune bıraktiktan sonra hakkın rahmetine kavusmustur.
fransa'da ikinci dunya savasindan sonra gelisen harfcilik mealine gelen letrizm ; siirin özünü kesinlikle dilde arar. yalniz gunluk dili hice saymakla yetmemis utanmadan kitaplarda ki dili de kendine uzak saymıstır, şiirin edebiyatla bir alakasi olmadigini savunacak kadar ileri gitmistir. (bkz: oha)
letristler kendi deyimleri ile ''kuruya kalmis alfabeye'' ondokuz yeni harf eklemislerdir. buna ragmen , bugune dek , hatiri sayilir bir eser yaratmamislardir. yaratamazlar cunku ayilar edebiyati hiçe saymislardir. (yahu bu bana bir ulkeyi hatirlatiyor ama neyse...)
pomerand'dan bir örnek vereyimde ne menem bir sey oldugunu görünüz: