özerk bir ülke gibi sınırları içerisinde her türlü eğlence ve diğer bilimum faaliyetleri gerçekleştirebileceğiniz tatil köyü. özel bir iskelesi ve kendilerine ait yatları bile vardır.
dün gibi hatırlarım en güzel günlerimin geçtiği yerdi bu mekan. her metrekaresini çok iyi bilirim diyebilirim. ben ordan gittim gideli nerdeyse arkeolojik kazıyla benim bildiklerim çıkacaksa bile,
her koyunda benim hala balık avlamak için üçlü çarpmam çıkar. hala tüm ahtapotların yuvasını bilirim. kaç numaralı villada kim oturuyor bilirim. kızıl çamını, toprağını her zaman severim. farklı kültürleri orda öğrendim ben. çocuktum ben. yahudi çocuklarla kankaydım. hiç bir s.k anlamasam da o zamanlar, oliver diye ingiliz elemanla 3 ay yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. koylarında üstsüz "karı"lara bakmadan geçebilme yetisine sahip olmuştum doygunluktan.
"dun gideceğim yarın geldim" yazmış bir sürü anım var diye.. Benim de var ama Letonyanın olduğu yerde Letonyasız.
Çocukluğumda aldılar o koyları elimden. Ailece her gün gittiğimiz o günlerde.. Her bir koy en fazla iki araba ile daha bir güzeldi o zamanlar... Şimdiki gibi mangal yapmaya gelip, arabasının kapılarını açıp "angaranın bağları" nın bütün koya dinlettiren, ortalıkta yaptıkları bir sürü çocukla gürültü çıkaran, boy ver boy ver diye anırıp deve güreşi yapan göbekli kıllı tipler yoktu.