les invasions barbares

entry4 galeri0
    1.
  1. kanada fransa ortak yapımı, yönetmenliğini Denys Arcand'ın yaptığı film. filmlerde alaycı üslubu seven insanlar için izlenesi bir filmdir. türkçe'ye barbarların istilası olarak çevrilmiştir.

    ukteyi veren: tatanka yotanka (27.09.2007 02:59)
    0 ...
  2. 2.
  3. bir çatışma mı yoksa bir bütünleşme olarak mı tanımlanmalı bilemiyorum lakin, film izlediklerim arasında sanırım en dolu olanıydı. etkileyici bir entellektüelliği, mükemmel bir anlamsızlığı barındırıyor.
    yüzyılları, ideolojileri, değişimi; aile ve dostluk bağlarının, sevginin ve arayışın altına gizlenmiş. samanlıkta iğne de aratmıyor aslında. incelenen dönemlerle biraz alakalıysanız göndermeleri yakalarken aldığınız zevk tavan yapıyor zaten. 60'lar hümanislerinin günümüzün krallığını oluşturan gerçeklere aykırı yaşamı ve görüşlerinin bugün için nasıl da geçersiz kılındığı ortaya seriliyor; hüzün basıyor.
    sapına kadar sosyalist bir babanın kendi yaşamını yüceltmek için kullandığı bireyselliği ve pozitif bencilliği yüzünden emperyal düzenin bir ferdi olmuş oğluyla olan ilişkisi, her iki ideolojinin de birbirleri üzerinde olan etkilerini gösterebiliyor oluşuyla da oldukça ilginçti.

    remy'nin sonuna koştuğu anlarında bakıyoruz ki elinde kalan tek şey özlediği yaşamına ait olan anılar ve bu anıları canlı tutan dostlarıydı. deneyimlerle dolu harika bir yaşamın bile sona ererken bocalayışını, ulaşılabilecek yegane gerçeğin ise kurulan bağlarımız ile bir şey ifade edebileceğini haykırıyor film.

    ne kadar çabalarsak çabalayalım ne olmaya çalışırsak olalım istilaya uğruyor ve değişiyor doğrular. ama hatalar da değişiyor aynı zamanda. inanılan doğruların başarısızlığı görülebilir olduğunda yapılan hatalar da değişime uğruyor ve birer doğru haline gelebiliyorlar. zaten insanın karakterini şekillendiren; diğer insanlarla iletişim biçimini belirleyen ve sona ulaştığımızda elimizde kalan gerçekleri gösteren, aslında hatalarımız değil midir? iki kuşak arasındaki farklılıklar eriyor; zıt gibi gözüken düşünceler arasındaki görülemeyen bağlar ortaya çıkabiliyor; dengeye erişiyor sonunda.
    devletler, toplumlar, ve nihayet bireyler yavaş yavaş yanlışlarıyla ve kendilerini kabul edişleriyle bir bütünleşmeye varabilecekler. lakin bunun olabilmesi için hep bir çatışmaya ve baskın tarafın istilasına ihtiyaç duyulacak. kendimizden farklı olarak gördüğümüz şeylerin üzerimizde etkili olmaya başlamasını barbarlık olarak görüyoruz ve bu barbarlık asla son bulmayacak olan bir değişimin temsilcisi oluyor.

    filmi, ister bir melodram olarak, isterseniz verdiği harika mesajlarla ideoloji provakatörü olarak izleyin tatmin olmamak imkansız. babanızla yada ailenizden birileriyle anlatılana benzer şekilde ayrı dünyalara sahipseniz kendinizden bi*şeyler buldukça daha da güzelleşiyor. zıt olarak görünenlerin bütünleşebildiğini görmek haz veriyor. ve nihayet ''o ne güzel bir yaşam ve ölümdür remy!'' dedirtiyorsa bu film gerçekten size hitap etmiştir.

    remy karakterine ve hertürlü -izm olmayı becermiş kendi gibi özel arkadaşlara sahip olmak gerçekten imtiyaz olurdu yaşamda. ideolojilerini aktarmak ve baskın kılmakta kendilerince * başarısız da olsalar; remy sonuna yaklaşırken çaresizliği hissettiğinde ''bu duyguyu anlayamıyorum araştırmam lazım'' diye kendini de yese, sonunda yaşamına yakışır bir biçimde ipler kendi elinde olarak, çaresizliği yenerek gidebildi*.
    yaşamda bizi yönlendiren o büyük ideolojilerin çarpışması ve çıkan kıvılcımların sonunda başka bir istilaya sebep olduğunu göstermesi yönünden film kült olmayı fazlasıyla haketmiş.

    2003 yılı en iyi yabancı film ödülünü de alan film realitenin dibine vurmuş. yaşamı dolduran şeylerin ölüme olan etkilerini gözümüze sokabilmiştir. neresinden bakarsanız bakın farklı bir şeyler bulup anlatmaya çalışmak mümkün. defalarca izlenesi bir film. etkliyor izleyiciyi. hem duygulara hem düşüncelere tokat atıyor, işe yarayıp dişe dokunanlardan.
    2 ...
  4. 3.
  5. günümüzde hiç birşey anlatmayan ekonomik * filmler yerine izlenilesi film. ötenazi ve morfin konusunda da ciddi ciddi düşündürmüyor değil!
    0 ...
  6. 4.
  7. çatışmalarla dolu 2003 yapımı filmdir. fransa-kanada ortak yapımı olup yönetmenlik koltuğunda denys arcand oturmaktadır.

    --spoiler--

    Film Kanada'da bir hastane "koğuşu"nda açılıyor. Kanser hastası yaşlı Remy'i, eski karısı ile tartışırken buluyoruz. Oğlunun durumdan haberdar olduğunu ve Londra'dan geleceğini öğrenince suratını ekşitmesi bize pek ipucu vermese de esas memnuniyetsizlik kaynağını çok geçmeden söylüyor Remy : " Ne vardı hayatı boyunca iki kitap okusaydı? ". işte bu cümleyle bizi bekleyen karşılaştırmanın haberi veriliyor. 60'ların okuyan, düşünen, eşitlik sevdalısı nesli ile günümüzün "vakit nakittir" düsturu ile yaşayan nesli. Film ilerledikçe kazancı bol evlat babasının huzuru için en iyi yaptığı şeyi, paranın gücüyle sistemde ufak açıklar yaratmayı becerirken ,narkotik polisinden esrar alabileceği adres bulmak dahil, Remy ise durumdan içten içe hoşnut kalsa da doğru bildiğini söylemekten geri kalmıyor. Dakikalar ilerledikçe eski dostları, metresleri de bu son haftalara ortak oldukça sohbetler çoğalıyor, verilen mesaj sayısı artıyor, siz ise ekranda birbiri ardına sıralanan tespitleri yargılıyorsunuz. Remy' nin simgelediği "eşitlikçi-özgürlükçü" kesim, hastanedeki rahibe'nin simgelediği dini kesim ve oğul Sebastien'in üzerinden aktarılan kapitalist kesim fikir anlamında zıtlaştıkça, nesiller geçtikçe dünyaya egemen olan düzenin her yanı nasıl da kapladığına şahit oluyorsunuz. Nihai sistem haline gelen kapitalizmin, "az laf çok icraat" sloganına uygun şekilde, fikir üretmekten ziyade karşılaşılan zorlukları kestirme yoldan halledişi ile hayatı nasıl kolay avuçlarına aldığını anlıyorsunuz. Ve düşünce bazında kat be kat üstün olsa da hayata aktarılamayan fikirlerin bir adım öteye gidemediğini.

    --spoiler--

    Her bünyenin ilgisini çekecek bir film olmadığı aşikar, fakat "bakmak yerine görerek izleyenlerin" çok şey kazanacağı da açık.

    referans alanlar için belirteyim, filmin imdb puanı 7,8.

    alıntı ve daha fazlası için kaynak: http://antifa-kutay.blogspot.com/ ve/veya http://antifa-kutay.tumblr.com/ .
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük