--spoiler--
çok iyi ya. tam bir duygu karmaşası olan film.
şehrin en iyisi olan bir tetikçinin 12 yaşındaki bir kızla sürekli süt içmesi ve ona insan öldürdüğünü söylediği halde beraber taklit oyunu oynamaları bu zor dengeyi en basit şekilde kurabildiklerini gösterir. filmin sonunda leon'un mathilda'dan sana hediye diyerek bombanın pimini vermesi ise böyle bir sahne bile duygulandırır adamı.
--spoiler--
natalie portman, gary oldman, jean reno'nun başrollerini paylaştığı 1994 yapımı film. natalie'nin ilk kez rol aldığı filmdir ayrıca. leon karakteri için izlenmesi gereken bir filmdir.
bana sütü sevdirmişti bu film. hala da içerim. mathilda'nın şampanya içtikten sonra kahkahaları, leon'un kendine has karakteri. hatta gözlerim dolu doluydu bir ara. farketmedim gözlerimin o hale geldiğini. aynanın karşısına geçip filmi kafamda tekrar canlandırırken farkına vardım.
not: leyla ile mecnundan sonra trt 1 de. bildiğimiz trt reklamı gibi oldu bu da. internetten izleyebilirsiniz gerçi ama pek zevki olmuyor böyle.
edit: leyla ile mecnundan sonraki şeyden sonraymış.
--spoiler--
etkisi altında kaldığım sahne:
matilda süt almak için çıktığı dışarıdan döndüğünde, gangesterlerin oturduğu dairede olduğunu farkeder ve leon'un kapısını çalarak, içinden, kapıyı açması için ona yalvarır.
--spoiler--
insanı büyüleyen herkese öneremediğim , anlamalarını zaten beklemediğim film. her izleyen insan gibi leona hayran kaldığım matilda ile ilişkisini kıskandığım..
arada açıp izliyorum. çok aklıma vurduğunda izleyemeyeceğim bir durumdaysam da videolarına bakıyorum.
filmle ilgili gözden kaçan müthiş bir ayrıntı vardır. aslında bu tüm temanın özündedir ama kimse de buna karşı çıkmamıştır. 12 yaşındaki nathalie portman ile 40 larındaki jean reno' nun belirgin bir şekilde yakınlaşmasını, kızın ona aşık olmasını ve malum sonlarını hepimiz izleriz. o yaş için oldukça sevimli ve ifade sahibi bir yüze sahip olan nathalie portman' ı seçen luc besson yönetmenlik kariyerindeki en iyi hamlesini yapıp bize alenen pedofili çağrıştırması gereken bir öyküden hem hollywood stili macera, hem de aşk ve bir kiralık katilin öyküsünü anlatan bir film çıkarıyor. üstelik biz bunu kaşıkla yerken adrian lyne versiyonlu lolita' ya küfür kıyamet eleştiri getirilmiştir. işte sinemanın ve dili kullanabilmenin gücü buradadır.
hollywood stili ile fransız yeni dalga karışımı biçemi ile luc besson' dan harika bir iş. bir diğeri; (bkz: le grand bleu)
bu arada filmin en iyisi jean reno değil gary oldman' dır kanımca.
luc besson imzası taşıyan enteresan filmlerden en etkileyicisi.
leon (jean reno) yalnız yaşayan bir suikastçidir. yan komşusu uyuşturucu satıcısıdır ve mafya evi basar. ailede herkesi öldürür. bir tek matilda (natalie portman) şans eseri evde olmadığı için kurtulur. eve gitmek yerine leonun kapısını çalar ve adam kızı eve ve korumasına alır. kız ailesini öldürenlerden intikam almaya karar verir ve leon kızı suikastçi olarak eğitmeyi kabul eder. ilk seyredildiğinde ağlatan bir hikayedir. şarkıları ve jean rrenonun oyunculuğu filmin çok önündedir. unutulmaz sahneleri vardır mesela leonun binadan kaçışı vs.
(bkz: shape of my hearth).
film biterken giren müzikle ki bu şarkı (bkz: sting shape of my heart)ve Natalie Portman ın saksıdaki meşhur çiçeği toprağa dikerken kamera öylece uzaklaşır ya işte göz yaşları istemeden akar gözlerden.
natalie portman ın nasıl mükemmel bir oyuncu olacağının sinyalini vermiştir leon. periyodik olarak izlerim ben bunu. replikleri beraber söyleriz yeri gelir mathildayla yeri gelir pisikopat polis garry oldman la. her seferinde de gözlerim dolar muhakkak.