mükemmel bir luc besson filmi.. jean reno ve natalie portman gerçekten de arşivlik, mükemmel bir performans sergilemişler.. ayrıca soundtrack'i de ayrı bir harikadır..
Mathilda : Leon, sanırım bir şekilde sana aşık oluyorum.
Bu başıma ilk gez geliyor, biliyor musun ? Leon : Daha önce hiç aşık olmadıysan, bunun aşk olduğunu nerden biliyorsun ? Mathilda : Çünkü hissediyorum. Leon : Nerede ? Mathilda : Karnımda. Sıcacık. Hep orada bir yumru olurdu. Ama şimdi geçti.
Leon : Birini öldürünce hiç bir şey aynı kalmaz. Hayatın sonsuza kadar değişir.
Hayatının geri kalanını bir gözün açık uyumak zorunda kalırsın. Mathilda : Uyku umrumda değil, Leon. Ben aşk istiyorum ya da ölüm.
Aşk nedir sevmek nedir'i sorgulatan bir eser. her ne kadar leon bir katil de olsa aslında insanın bazen ne kadar karmaşık olabileceğini basit bir şekilde gösteriyor bize. onu bu hale getiren aşk onu öldürmemiş ama gözardı ettiği aşk onun katili oluyor yine, ve kurtulsaydı yeniden... mathilda aslında gerçekten de leon'dan daha olgun leon'un da dediği gibi "...bense sadece yaşlıyım" leon'un son görevi duygularını temizlemekti. yapamadı. belki ilk kez görevini yerine getiremedi. ve birşeyi daha unuttu. kadınlar ve çocuklar yok. iki kuralı birden çiğnedi. mathilda hem bir çocuk kadar masum hem de bir kadın kadar olgundu. bazen ölmek dediğimiz sadece yaşamın sona ermesi değildir. bazen onun bağlı olduğu kalbin atmasının artık bir anlamı kalmadığında da insan ölmüş olabilir. Eğer onu seviyorsan toprağa ekmelisin. "Burda rahat edeceğiz léon.". (bkz: shape of my heart)
-ağlanmalı ve duvara boş boş bakarak düşünülmelidir. onların aşkı izlenirken yaşlarını içine akıtmayı tercih edenler ise bunu yalnız başlarına izlemelidirler.*
1 hafta etkisinde kaldığım bir filmdir. hala aklıma geldikçe uykum kaçar. öyle, öyle bir filmdir ki insan izlerken seviginin gerçek gücünü anlayabiliyor cidden. mükemmel bir başyapıt. babalık, arkadaşlık gibi kavramlara çok yabancı gelen leon'un (jean reno), mathilda'ya (Natalie Portman) karşı soğuk kanlılığına yenililerek ona içten bir sevgi besleyip ve onu hayatı pahasına mafyadan korumasını konu edinmiştir.
"öyle bir film söyle ki kusur bulmak imkansız olsun" diye sorulsa ilk akla gelecek filmlerdendir sanırım. oyuncular, senaryo, kurgu, müzikler çok az filmde bu derece kusursuzdur. kaç tane film var ki bu derece, bilmem kaçıncı kez izlenmesine rağmen ilk kez izleniyormuş gibi izlenebilir? leon çok başkadır kesinlikle, iz bırakır insanda.
natalie portmanı ağzım bir karış açık izlediğim film.tamam jean reno,gary oldman eşşek kadar adamlar bi zahmet oynasınlar -ki kusursuz oynamışlar filmde- ama natalie'ye ne demeli. 12 yaşında bu kadar aklı başında bu kadar kusursuz oyunculuk. aşık oldum diyecem ama adım sübyancıya çıkacak diye korkuyorum*. kusursuz bir senaryo, on numara müzikler, oyunculuk müthiş. etkisinden bir süre kurtulamıyor insan.bakıp kalıyorsun öyle ekrana outup düşünüyorsun filmi. bir katil ama en yakın dostu bir bitki, sürekli süt içiyor, küçük kızı mutlu etmek için domuz kuklası oynatıp onunla oyunlar oynatıyor. psikopat bir polis. beethoven hastası ve klasik müzik eşliğinde adam öldürüyor.yine narkotikte çalışan hippiler ilginç tipler.beyne kazınan sahneler.şapka çıkaracaksınız şapka...
ulan düşündüm de koca leon bile aşık oldu kıza. ben niye olmayayım. hem filmde 18 yaşındayım dedi ve ekledi:
-artık büyümüyorum.yaşlanıyorum.
neyse ben yine götü kollayayım.tamam bu filmdeki haline aşık olmadım. v'deki haline* aşık oldum natalie.
bugün itibariyle 32. kez izlediğim alışkanlık yaratan film. hergün ikindi saatlerinde vucüttan izlemek için bir salgı salınır ve karşı koyamazsınız...ya süt içer yada bir an önce filmi izlersiniz..sonu hep aynı bitsede herzaman aynı zevki ve tarifi zor duyguları bünyenizde depolarsınız.