atletico madrid takımıyla ligde çıktığı 32 maçta tam 49 gol yemiş. atletico madrid o sezon 38 maçta 80 gol gibi hayvani bir grafik yakalamasa ligden düşecekler yani. avrupa maçlarıyla beraber 38 maçta 54 gol.
bu sezona bakalım:
ligde oynadığı 25* maçın * sadece 6'sında * gol yememiş. ayrıca bu 25 maçta 28 gol yemeyi de başarmış. avrupa maçlarını da dahil edersek toplamda 34 maçta 35 gol yemiş.
sonuç:
çok iyi kalecidir. ama geçen sezon atletico madrid'in bu sezon galatasaray'ın rakipleri için. *
halı sahada maçında belli bir süreye göre değil de yenilen golde kaleci değiştiriliyorsa, uzun süre pozisyon olmadığından ötürü gol yiyemeyen adamlar sırf kaleden çıkmak için saçma sapan goller yerler. bu da derbide o tarz da bir gol yedi. golden sonra şöyle bir diyalog geçse şaşırmazdım;
leo franco: beyler, benden sonra sıra kimdeydi?
servet: vay çakaaaal!
Geleceğini okuduğumda kendisini bir şey sandığım ve ispanyol google da arama yapıp kendisini araştırdım.bir site galatasarayda olduğunu yazmış ve aşağıdaki yorum şu şekildedir:
Gracias turcos por llevaros al portero que las 3 ultimas temporadas mas daño ha hecho a los atleticos, daño, daño y mas daño al equipo. Gracias por irte a la pasion turca, lo siento por ellos
yani;
Bizm için müthiş bir haber.3 yıldır onun sayesinde aptalca goller yiyoruz.Bizim için süper ama türkler için çok üzgünüm..
kesinlikle ufuk ceylan'dan kat kat üstün kaliteli bir kalecidir. bir manisalı olarak diyebilirim ki, bülent ataman'ın ardında yedek bekleyerek yetişmiş bir kaleciyle mondragon gibi türkiyeye gelmiş belki de en iyi kalecinin ardında yedek bekleyerek yetişmiş bir kalecinin arasında dağlar kadar fark vardır. ayrıca franco'lu madrid ispanya ligi gibi zor bir ligde şampiyonlar ligine gitmişken, ufuklu manisa bank asya'ya gitmiştir. bir de ufuk bülent ataman gibi bir büyük kaleciyi kesip zaman zaman kaleye geçerken, franco gregory coupet gibi tecrübe abidesi fransa milli takımının kalecisini kesip kaleye geçmiştir. duygusal davranıp sadece ordu maçında kaleye geçen ufuk'un franco'dan iyi olduğunu kimse söylemesin. biz de galatasaraylıyız ve de manisalıyız.
edit: bunu yazan yazar da amatör lisanslı bir kalecidir. bu da kanıtı;
12 eylül 2009 galatasaray beşiktaş maçı'daki yusuf'un şutunu kurtarışı pes 2009'u hatırlatmıştır. zira bazen valdes de böyle slow motion kurtarışlar yapmaktadır.
12 eylül 2009 galatasaray beşiktaş maçı'nda topa eliyle ceza sahası dışında bilerek dokunmamıştır. eğer dikkat ederseniz ceza sahası içindeyken topu eliyle kesiyor ve kendini durduramadığı için ceza sahası dışında da aynı şekilde top eline değmiş oluyor. yani öyle kırmızı kartlık bir pozisyon yok ortada. çarpmalar el olarak sayılsaydı, pozisyonun başında fabian ernst'in eline çarptığında oyun dururdu!
Sezon sonu gönderilmesi gereken Arjantinli File Bekçisi. Zaten bir faydası yok, kanımca da 6+2 yabancı hakkını gereksiz yere işgal etmekte. Koy kaleye Ufuk Ceylan'ı, Franco yerine de orta sahaya kaliteli bir ön libero al. Fıstık, fıstık..