bir fool's garden şarkısı. sıcacık.. şeker gibi.. lokum gibi.. sözleri de çok tatlı.. buyrun:
I'm sitting here in the boring room
It's just another rainy Sunday afternoon
I'm wasting my time
I got nothing to do
I'm hanging around
I'm waiting for you
But nothing ever happens and I wonder
I'm driving around in my car
I'm driving too fast
I'm driving too far
I'd like to change my point of view
I feel so lonely
I'm waiting for you
But nothing ever happens and I wonder
I wonder how
I wonder why
Yesterday you told me 'bout the blue blue sky
And all that I can see is just a yellow lemon-tree
I'm turning my head up and down
I'm turning turning turning turning turning around
And all that I can see is just another lemon-tree
I'm sitting here
I miss the power
I'd like to go out taking a shower
But there's a heavy cloud inside my head
I feel so tired
Put myself into bed
Well, nothing ever happens and I wonder
Isolation is not good for me
Isolation I don't want to sit on the lemon-tree
I'm steppin' around in the desert of joy
Baby anyhow I'll get another toy
And everything will happen and you wonder
I wonder how
I wonder why
Yesterday you told me 'bout the blue blue sky
And all that I can see is just another lemon-tree
I'm turning my head up and down
I'm turning turning turning turning turning around
And all that I can see is just a yellow lemon-tree
And I wonder, wonder
I wonder how
I wonder why
Yesterday you told me 'bout the blue blue sky
And all that I can see, and all that I can see, and all that I can see
Is just a yellow lemon-tree
'ben yaşıyorum. bu güzel dünya içinde nefes alıyorum. çok şanslıyım, yaşayacaklarım benim eserim olacak' tarzı düşüncelere daldıran, insana pozitif elektrik yükleyen şarkı. sabahın köründe yolda yalnız yürürsünüz, mp3 te bu fools garden antibiyotiği çalar. derin bir oohhh çekersiniz. gider kendinize bir buket çiçek alırsınız. sevgi girmiştir bi kere kanınıza.. ellerine, diline sağlık fools garden!!
bu şarkı için "çok eğlenceli şarkı", "beeyle kıpır kıpır oluyorum, atlıyorum zıplıyorum dinlerkene", "insanın keyfini yerine getiren, üstüne bir de sigara yaktıran şarkı" falan diye yorumlar yapanlara çok sinirleniyorum. bildiğin küplere biniyorum. ben ki sinirli bir insan değilimdir ama sinirleniyorum arkadaşım. tamam, hareketli bir melodisi olabilir bu şarkının ama sözlerine hiç mi bakmazsın bilader? ya da klibini izlemedin mi? adam söylerken eğleniyora benziyor mu? yapma arkadaşım. yapma canım. yapma!
ha, şimdi bana şey dersin:
"ben ecnebice bilmek zorunda değilim taam mıaa! hem müzik bu. ne istersem onu hissederim"
hissedemezsin lan! bu şarkıda neşelenemezsin, keyfin yerine gelemez. yalnız adamın şarkısıdır bu. bekleyenin şarkısıdır. sıkıntıdan patlama noktasına gelip "da dararada dirapda darararap dirapda dapdipdida" diye mırıldanarak bir yerden tekrar hayata tutunmaya çalışmanın şarkısıdır. melodisiyle sözlerinin tezat oluşturmasıyla vuran bir şarkıdır bu zaten. o ironiye çarpılırsın dinlerken. hareketli melodisine rağmen boğazını düğümler.
klibinde de zaten solist arkadaşımız(oda içinde şarkı söyleyen tip. ha, o işte) neşeli tavırlar sergilemiyor. bezmiş bir görüntü çiziyor. adam terk edilmiş belli ki. "bekledim de gelmedin, hiç mi beni sevmedin" triplerinde. yalandan neşelendirmeye çalışıyor kendini arada ama olmuyor tabi.
zaten şarkının ilk bölümü şöyleyken nasıl neşeli bir şarkı olduğu yorumu yapılabilir sorarım size:
"burada, sıkıcı odamda oturuyorum.
başka bir yağmurlu pazar öğleden sonrası daha...
vakit öldürüyorum, yapacak hiçbir şeyim yok.
öyle takılıyorum, seni bekliyorum.
ama hiçbir şey olmuyor ve merak ediyorum..."
karamsarlık. şarkının sözlerindeki tema karamsarlık gördüğünüz gibi. ama melodi ve aradaki bir kaç küçük şey("da dararada..." kısmı gibi) şarkıya karamsarlıktan başka bir anlam daha kazandırıyor: karamsar insanın tekrar hayatı sevmeye çalışma çabası, kendiyle mücadele etmesi. ama yine de başarısız olması, tekrar denemesi... yani şarkıyı dinlerken içinde bir umut filizlenir, bunu anlarım. "lan, her şeye rağmen hayat güzel bea" dersin, bunu anlarım. hatta "sokarım eski sevgilisine! gel ortamlara akalım, karı kaldıralım. anca öyle unuturuz hoca" dersin, bunu da anlarım. anlamakla kalmam gelir sana eşlik ederim karı kaldırırken. denk gelirse ben de kaldırırım falan. neyse. ama "çok eğlenceli şarkı. atlayak zıplayak mı?" deme bana. etme eyleme! şarkının ruhunu öldürme. enstrümantal dinlersen istediğin kadar atla, zıpla. ama sözleriyle dinlerken yapma. bak bu kadar yalvardım. yapma. tamam mı?
"işin gücün mü yok oğlum! sanane, milletin keyfinin kahyası mısın!" da dersiniz siz şimdi. demeyin. ben özellikle sevdiğim şarkılara muhteviyatında bulunmayan duygular yüklendiğinde kızıyorum. üzülüyorum. sol yanım acıyor. "çarşamba'yı sel aldı"yı sırıtarak söyleyen biri hoşunuza gider mi? ha işte, benimki de o misal.