2013'e kadar uykusuz ve penguen okurdum ama gezi parkı ile birlikte çok siyasileşince almayı bıraktım zaten penguen çok geçmeden kapandı. Karikatüristlerin çoğu teröristten hallice bir de çocukken bunların kitaplarını alıp para kazanırmışım yazık.
gayet normal bir durumdur efendim. mizah herhangi bir neşriyatın ya da zümrenin tekelinde değildir; olamaz da. kaldı ki sadece lemanın olduğu zamanlardan bu yana gelişen bu ayrılmalar dönemini iyi takip eden her kişi söz konusu dergilerin ister istemez böylesi bir tekelleşmenin cerahatiyle kirlendiklerini müşahede edebilir. kaldı ki bir de mizahın bir yumruk olduğu bahsi var tabii ki. bu zatı-na-şahaneler nedense bu yumruğu hep bir türlü muktedir olamayan iktidara vurmaktan hiç ar etmezken memleketteki asıl iktidar sahiplerinin yaptıkları maymunlukları ve soytarılıkları görmezden gelmede pek bir mahirler. e böylesi bir sebeple mizahın kayıtsız ve kaygısız muhalefeti konusunda epey ciddi problemi olan ve yalnızca hakim bir ideolojinin beslemeleri olarak boy gösteren bu yazar çizer takımının -tabii hepsi değil- söz konusu dergilerini okumamak öyle üzerine düşünülecek bir mesele değildir efendim.
mizah anlayışını ilköğretim seviyesine düşürdükleri için almıyordur. ayrıca çizecek şey bulamayan kişilerin kendi hayatını yazması da tuzu biberidir. bu kişiler "sıçıp dergiye koysak sırf bizim için satılır bu dergi" mantığıyla hareket eden dallamalardır. götleri neden kalkmıştır bilinmez lakin acilen indirilmesi elzemdir. örn. (bkz: kızlar ve ben köşesi), (bkz: oky), (bkz: andaç gürsoy), (bkz: mehmet coşkun), (bkz: gökhan dabak), (bkz: say say bitmez)
uzun yola çıkılacağı zaman envai çeşidinin alınmasında mahsur olmayan, harici zamanlarda vaktini bunları okuyarak geçirmenin hiç bir mantığının olmadığı dergilerdir.
yerinde bir tercih yapmaktır, doğru davranıştır. sadece leman ve penguen olarak sınıflandırılmamalı ilaveten bir kaç dergi daha eklenmelidir. şu an 25 yaşın üstündeki hiç kimsenin bu dergileri okurken yüzlerinde hafif bir tebessüm oluştuğunu düşünmüyorum. ukalalık etmek isterim evet "mizah" dergisi alıyorsun gülmek için ama o karikatürlerde zaten senin bildiğin şeyler var. ve yıllardır aynı tarz aynı çizgiyle insanları aptal yerine koyarak güldürmeye çalışıyorlar. bir kaç çizer dışında gerçekten de gülmeyi güldürmeyi seven çizer kalmamıştır.
tıpkı levent kırca esprileri gibidir. tamam zaten biliyoruz ne dolaplar döndüğünü ne senaryolar döndüğünü eğer bilmeyen varsa da onlara gerçekleri göstermek istiyosan güldür biraz da milletin kafası dağılsın stres atsın rahatlasın biraz.
hoş ben kendi mizahımı kendim yapıyorum başkasına gerek kalmıyo. bi de dergiye bilmem neye para verirsek evin yolunu bulamayız.. he ya.
sözün özü: okunmasa çok da önemli bir kayıp değildir. okunursa da fena olmaz işte gülmek için tetikte bekler durursunuz. hayatında espri görmemiş insanlar da altına sıçarak güler izlersiniz ona gülersiniz.. daha komiktir... soda var. içelim.
zamanın değerini bilmektir. bu değer azalan marjinal fayda prensibine bağlı olarak ilerleyen yaşlarda değil de özentilikten sakınılarak çok daha önceden bilinir ve bu dergilere ayrılacak zaman daha faydalı uğraşılara ayırılırsa ne âlâdır.
sebep olacağı en büyük kayıp abuk sabuk öss hazırlık ortamlarında, üniversite kantinlerinde veya bu evreleri de geçmiş olmalarına karşın hâlâ biraraya geldiklerinde garip geyikler döndürmekten öte muhabbete girmeyen yetişkin meclislerinde, her geçen gün daha da basmakalıplaşan bir espri anlayışının parçası olmamak olacak olumsuz davranıştır.
mizah unsuru içeren, üstelik olaylara eleştirel bir açıdan bakan süreli/süresiz yayınları okumak elbette faydalıdır; ancak, memlekette bu yayınları dillere pelesenk kendi eğreti lugatını, piyasa tiplemelerini ve sınırsız geyik anlayışını oturtmaya başlamış birkaç zıpır dergiden ibaret sanmak, haklılığına inanılması oldukça güç bir tarzdır.
kişiden kişiye değişen olgu. sınıfıma mizah dergisi getirip, herkese "ahaha al baksana yiğit'e ne yazmış, eheh" şeklinde aşılamaya çalıştığım dönemlerde arkadaşlarım genelde haftada bir buçuk, bi de fermuara veriyosun, lombakla beraber, oha lan ben onla 24 saat cafeye giderim, ben onla 15 film alırım, ben onla yerim içerim, ben onla hede hödö yaparım, tepkileri verdiler. yani böyle insan birden bire "abi bi de penguen" demez, dolayısıyla onlar için bir kayıp değildir. ama okuyup da her hafta bekleyen insan için almadığı daha önceki dergiler, küstüğü dönemlerde kaçırdığı sayılar büyük bir kayıptır.
mizah dergisini faydasız, laubali, saçma, marjinal buluyor olabilirsiniz. mizah gülmece demektir, dergi size gülümseme vaad eder, bunun yöntemiyle ilgili bi durum söz konusu değil, eğer mizah dergisi alıyosanız gülmek için alırsınız. günümüzde oluşturulan medya tekeli doğrultusunda mizah dergileri, kimsenin aldırdığı yok bari biz yazalım, düşüncesiyle de hareket ettiklerinden amacını aşan dergilerdir. bu kimi için faydadır, kimi için saçmalık. ama mizahın saçma bulunacak bir yanı yoktur, bir mizah dergisi takip etmiyor, hiç değilse arada bir okumuyor olmak bünyada daralma yaratır, sinirler gerilir. mizah dergisi okumamak bence büyük bir eksikliktir.
Bilge adamda hem sokakta süren hayatı yaşayabilme yeteneği,
ve gücü vardir hem de o hayatın dışına çıkabilme cesareti.
Yani bilge insan, hayatın içindedir.
Leman'i, Penguen'i okuduğu zaman esprileri anlar, mel mel bakmaz.
Yani ben bilgeyim, bu adamlar ne biçim espri yapıyor, cok ayıp,çok günah
demez.
ahmet inam.
iki şekilde yapılan okumama durumu. birincisi leman penguen okumuyorum çünkü karikatür veya bu tarz şeyleri sevmiyorumdur.ikincisiyse leman penguen okumuyorum çünkü beğenmiyorum, beni rahatsız ediyordur.ikincisi tehlikelidir. tehlike aldığımız oksijenin aynı olmasıdır. leman, penguen ufku açar, rahatsız eder, sorgulatır.
çok kişinin okumamasının olası sonuçlarının başında (bkz: akpnin tek parti olarak iktidara gelmesi)gelir.
şahsım adına, "hayatta bu kadar çok can sıkıcı şey varken, bunlardan biraz olsun sıyrılabilmek için bir parça mizaha başvurmak bünyeye iyi gelir, kimseye de bir zararı olmaz"* varsayımından yola çıkarak, bunu yapmama adına özel bir gayret içinde bulunmanın bir eksiklik olduğunu düşünmekle beraber, bu tavrın sadece leman ve penguen'in espritüel duruşuna bir tepki olarak doğma ihtimalinin de gözönünde bulundurulması gerektiği kanısındayım.
ayrıca, türkiye'de mizah sadece leman ve penguen'den ibaret değildir, bunları okumayan adam mizahla ilgilenmiyor diye de bir şey düşünmek yanlıştır.
kişinin kendi tercihi olmakla birlikte, tek tipçiliğin de bir göstergesidir. dini eğilimi olduğu için zaman gazatesi okumamakla aynı kefeye konulabilecek bir eylemdir. kişilerin inançları ya da değerleriyle dalga geçilmesi hoş değildir ama bu okumamak, görmemek için bir sebep olmamalıdır.
bir seçim meselesidir. kişinin hoşlandığı mizah tarzıyla da alakalıdır. ancak bir göz attıktan sonra karar verip okumamak en iyisidir . en azından neler kaçıracağınızı bilirsiniz
mizahdan hoşlanmayan kişinin yapacağı eylemdir. bu dergileri çok fazla siyasi ya da fikir(!) ile dolu olduğunu söyleyip kemik okuyabilir bu kişi. gariptir,ilginçtir. halbuki fikirsiz mizah olur mu? olmaz, olursa da onun ismi mizah olmaz.
gırgır geleneğiyle başlayan leman ve penguen sürecinde eski pırıltısını ve özgünlüğünü kaybeden;fakat kim ne derse desin türk mizah yazınında son derece önemli yerlerde duran
bu dergilerin kendilerini gözde geçirmeleri gerçeği yadsınanamaz.
Siasetin yaşamın her alanına yansıma gerçeğini unutan arkadaşlarımızın eleştirileri yersizdir.siyasi mizah genel konulara bakınca dozundadır.gelgelim, mizah kalitesi her gün biraz daha düşmekte, benzer konular kötü çizgilerle işlenmektedir.
yeni yıldız çizerler- bir iki ad dışında- yaratamayan bu çok sevdiğim dergilerde yavan bel altı esprilerin egemenliği ayan beyan ortadadır. (Bu cinsel içeriğe karşı olmakla ilgili bir hal değil,nitelikli espri özleminden doğan bir eleştiridir.)
Bu satırların yazarıher hafta dört gözle dergilerini beklerken, ne yazık ki artık salt bir alışkanlık olarak ve zaman zaman da almayı unutarak gazetecisinden istemektedir bunları. aldığında da hüsranla dergilerinin son sayfasına gelmektedir.