çizenlerinin bile arkasında durmadığı, kıvırdığı, tavşan sevimli hayvan gibisinden ucuzluklara kaçtığı bir karikatürdür. kraldan çok kralcılara duyurulur.
şerefsizler, kendi annenize, bacınıza yapılsa iyi olur muydu dan öteye gidemeyen yazarları tanımamıza vesile olmuş karikatür.
bir kaç kişi dışında düzgün bir eleştiri kimse getirememiştir. bir de daha farklı bir kesim var ki onlar da " bundan sonra olacaklardan ben sorumlu değilim, görüşücez" kesimi.
koçum bir soluklan hele, hakaret etmeden, ajite etmeden, manipüle etmeden bir anlatmaya çalış derdini, rahatsızlığını.
türk halkinin gelenek ve göreneklerine aykiri bir kapaktir! terbiyesizliktir... türk aileleri namus ve iffet'e ne kadar deger verdigini bile bile, kadinin dinimizce ve irkimizca kutsal oldugunu bile bile, bir aile kadinini playboy bunny olarak cizmek serefsizligini daniskasidir! ki bu kadinin kocasi var, oglu var, kardesi var, babasi var, var da var...
bu karikatürü destekleyenler icin ben de bir karikatür cizip, hepsini bir pezevenge benzetecegim. sonra da düsünce özgürlügü arkasina siginacagim... nasil?? ne dersiniz???
güzel düşünülmüş,hem yıllarca ülkemiz'de semra özal, nazmiye demirel ve tansu çiller'in çeşitli karikatürleri çizilmiş komedi programlarına konu olmuşlardır.Akp tuaf komplekslerinden kurtulmalı,hem ülke'nin başındakiler tiye alınmayacak dalga geçilmeyecek kutsal insanlar değillerki, görüldüğü üzere kendi siyasetlerinin peşindeler. Türban olayı çözülürse ülkenin tüm sorunları ortadan kalkacak ya.
çizmek için bayağı büyük bi döt isteyen karikatürdür bu efendim. o kadar büyük olmalıdır ki bu döt danimarka yapımı porno filmlerinde ki oyuncuları aratmamalıdır efendim. danimarka demişken bu halkın kutsallarına (ki hayrunisa gül umrumda bile değil) saldırıda danimarka basınından aşağı kalmayan koca dötlüye tek bir şey söylerim;
(bkz: anlasaydın ağlardın)
türban olayını sarpa sardıran medyaya getirilen bir başka örtünme önerisi gibi görünüyor*. sophia loren tarzı mı bu mu derseniz bu örtünme biçimi daha şirin geldi tavsiye olunur derim. şeker şey seniii
ampülcüler neden bu kadar bu kapaga takılmış anlayamadım halbuki tavşanşirin bir hayvandır.
ve tavşan kostümü giyen herkes şirin gözükür.
bakınız; http://tinyurl.com/38g2px
ayrıca nicolas sarkozy'nin adını şimdi hatırlayamayacağım eşide pek çok mizah dergisine konu olmuştur. ancak dünyaları yıkmamış 'komik ve eğlenceli' diyerek geçmiştir.
zamanından önce verilen edit: *arkadaşlar kötülemekle uğraşmayın özele gelin*
leman dergisinin solculuğu gibi sahtedir. bilişim fuarlarında turkcell için dergi çıkartıp, 68'li bezgin bekir'e sms reklamı yaptırmaya devam etsinler.
olgun kendini bilen insanların bu tür olaylara alınmamsı gereken olaydır tesadüfmüdür bilmem ama hep aynı insanlar alındı. lemana teprikler dedirten olay.
eğer konu bir kadının iffetine namusuna çamur atacak kadar ileri gitmişse kesinlikle yorumsuzdur. mizah ciddi bir iş ise ciddiyeti bozmamak lazım ! haksızmıyım laik geçinen demoktarik yaşayan hiç bir s*kimden anlamayan sözde vatandaşlar.
ampulcülerin aklına hemen senin annen, senin bacın tarzı ezbere dayalı, kalitesi düşük tarz tanımlamalar getiren karikatür. lan senin annen de bu ülkenin evladı. senin bacın da. senin kızın da oğlun da. nasıl yetiştik bizler. eğer bu ülkede bir geleceğimiz bir umudumuz varsa bunun sebebi nedir? laik cumhuriyettir. senin annen, bacın, kardeşin, abin, benim annem, bacım, sen, ben, hepimiz bu düzene hayatımızı borçluyuz. on yılların kazanımlarını elimizden almak üzere olan kuklalar geleceğimizi karanlıkla tehdit ederlerken birileri ellerinden geldiğince bu zihniyetle savaşıyor. elde ne kaldı ki karikatür dergilerinin kapaklarından başka? bre gafil o da zoruna gidiyorsa senin için yapacak şey yok. elbette ki bu ülkede bu düzene çok şey borçlu olduğunu bilen vefakar milyonlarca insan var. sonuna kadar karşı konulacaktır bu karanlıkların efendisi olmaya soyunmuş kuklalara.
karşısındaki insanın içinden geçenleri bilmeden,
o insanı, kendi içinden geçen şekliyle resmeden;
oryantalistleri dahi sağda sol bırakan;
mizah kelimesindenin ağzınızdan çıkışında duyduğunuz yumuşak sesi kırılan metal dişlilerinkine çeviren;
önce seçim isteyen, halkım bilir diyip sonrasında chp'ye oy vermeyen %80'i cahiller ırmağında sayan;
ne darbe ne demokrasi dediğinde "e o zaman neeee... " dedirten;
"her maydonoza muhalefet pişmiş aşa su olacağım" diyen;
güneşi balçıkla sıvamayı başarabilen;
keeeh kehhe kehe ulan ne kadar komik ne kadar. gül gül öldük burda sabahtan beri.
not: o kapağı savunanların annesi kız kardeşi ya da sevgilisi karısı vs. hayrunnisa gül'ün yerinde olsa yine de destekleyecekmiydi?
varmıydı böyle geniş bir mezhebi?
kendi ülkesini uluslararası bir arenaya şikayet eden, mahkemeye veren biri ülkemizin cumhuriyet, laiklik, demokrasi değerlerinin simgesi konumundaki en önemli makama şikayet konusuyla beraber oturacaksa o kadın ve kafasındaki şey ancak bu şekilde ele alınır. daha fazlasını hak ettiğini düşünmek de ahmaklık olur. bu kapak aslında komik değildir. belki de mizah tarihimizin en acıklı çizgisidir. karikatürlerimiz bile ağlatmaktadır artık. yazıktır ve lanet olsundur.
sağduyunun, aklın ve mantığın sesi olmak gibi olmasın ama tüm dünyada bu tür karikatürlerin basında çok kez yer aldığını belirtmek isterim. hatta bırakın dış işleri bakanının eşini, koskoca ülke başkanını yada başbakanını bile tiye alan çizimlerle karşılaşılmıştır.
sadece karikatürlerle değil; şarkılarla bile devletin üst kademesinde yer alan bürokratlara hakarete varacak atıflarda bulunulmuştur. örneğin eminem bir şarkısında, abd başkan yardımcısı dick cheney'nin eşine ağıza alınmayacak hakaretlerde bulunmuş ve hiçbir yaptırımla karşılaşmadan aramızda dolaşmaya devam etmiştir. zira george michael, freeek şarkısının klibinde tony blair'i köpek olarak tasvir etmiş ve sonuç hiç de korkulduğu gibi olmamıştır. onun için vay efendim "pis bu kaka kaka, bahadır boysal asılacak, türbanlılar ayaklanacak, ülke elden gidecek" gibi feryat figanların ve felaket tellallığının yersiz olduğunu düşünmekteyim.
diğer taraftan, evet bizim devlet büyüklerimiz eleştiriye pek gelemiyor. istiyorlar ki herkes onların işine gelecek şekilde beyanat versin, yazı yazsın, resim çizsin. ama sen demokrasiden dem vuruyorsan bunları göze almak zorundasın. bir gazetecinin işine, sırf muhalif yazılar yazdığı için son verilmesi ne demektir? ya da kabineden birini karikatürize eden birini dava etmek? neymiş hakaretmiş. sen önce halkına ettiğin hakaretleri bir gözden geçir, scan et. ondan sonra başkasına hakaret davası aç ya da görevden al.
sayın başbakanımızın 22 temmuz seçim gecesi akp genel merkezinde de dile getirdiği "muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine çıkma" hedefini gerçekleştirebilmemiz için önce bazı şeyleri hazmetmemiz gerekiyor. yoksa ben de çıkıp söyleyeyim aynı şeyleri.
