Çağın en karmaşık yerinde durduk
biri bizi yazsın, kendimiz değilse
kim yazacak
sustukça köreldi
kaba günü yonttuğumuz ince bıçak
nerde onlar, her kımıldayışta
çakan tansık, ışıldatan büyü
bir gün daha görülmedi
bir gün daha geçti otları soldurarak
öğrendik de körmüş, sanki yokmuş
ne yol ne bir geçip giden
ne kaydını tutan geçip gidenin
dediler ki
onları kilitle, anahtarı eski yerine bırak
oysa
utanılacak bir şeymiş, öyle diyor Camus
tak başına mutlu olmak
sesler ve öteki sesler, nerde dünyanın sesleri
leke dokuya işledi
susarak susarak.
kaç yıllık lekesisin gönlümün ne saymak istedim ne bilmek
seni seninle temize çekemeyince
izin de kaldı derinden.
zaten biz olsak unuturdum bir ihtimal
biz olsak yaşamadıklarımın pişmanlığı boğazımda olmazdı
sen hep sen oldun ve bazen de siz