Derek ve Beverly Joubert çifti tarafından hayatının 1 haftalıktan 3 yaşına kadar ki bölümü filme alınmış dişi leopar. Bu harika belgesel, eğer doğaya biraz tutkunuz varsa bir saniye bile gözünüzü kırpmadan seyredeceğiniz bir hayvanın hayat hikayesi. 3 yıl boyunca bir hayvanın hayatının içinde rol aldıktan sonra belgeselin 6 ay boyunca montajlanması 6 ay boyunca da yayınlanacağı ülkelerin TV kanallarında dolaştıktan sonra, yani 1 yıl kadar sonra tekrar Afrika'ya dönüp onu aramaları ve 3 hafta sonra bulduklarında o etkileyici selamlaşma sahnesi çok etkileyicidir. Legadema'nın bıyıklarının arasında belirgin siyah bir benek vardır ve onunla yeniden karşılaştıklarında yavru halinden beri aşina olduğu şekilde arazi araçlarının altına girer bu harika yaratık. Bu erişkin olma aşamasındayken başını her derde soktuğunda yaptığı bir hareketin yinelenmesinden ibarettir aslında. Böylesine etkileyici bir güzelliğe sahip olan yaratıkla bu insanların bu kadar büyüleyici bir şekilde yakınlaşmış olmalarını kıskanırsınız.
legadema göklerden gelen ısık(setsvana dilinde) anlamına gelır. vahşi yaşam dediğimiz, kendi içinde tam anlamıyla özgür bir düzeni oluşturmuş. milyon yıllar sonucu genlerinde nasıl hareket edecekleri kayıtlanmış ve iç güdüleri yeterince kuvvetli. topluca yaşamak onlara göre değil. zamanı geldiğinde annesinin eteklerinden ayrılmasını bilir. yalnız kedigillerden olması doğasında vardır.
bu leopar ne zaman bir babun sesi duysa kücüklüğündeki gibi ürker fakat geri çekilmeyecek kadar gözü karadır. hatta olgunlaşma sürecinde yetişkin bir babunu öldürdükten sonra yavru babunu farkeder fakat ne yapacagını bilemez. yavru babun legademayı annesi kabul eder ve sarmaş dolaş bi gece gecirirler ağacın tepesinde. ne yazık ki yavru babun sabaha dogru soğuğa dayanamadığı icin ölür. bu da legadema nın yaşadığı, bence üstün bir içgüdüsüdür.
Bu aslında hatalı bir tercümeydi sanırım, zira orjinalde la hadima şeklinde telafuz edilen psicik, daha sonra bir başka dublaj versiyonunda değişmiş ve legadema ismi, la hadima oluvermişti.
leoparın adı ne olursa olsun, hayatımda izlediğim en güzel belgeseldir.
daha yeni izlediğim mükemmel bir belgesel. izlerken gerçekten gözlerim doldu. türkçe seslendirmesini yapan kişininde ses tonu ayrı bir güzellik katmış belgesele. insanın o afrikada o leoparın yanında olası geliyor, doğa ile birlikte çok hoş olurdu ama sanırım bizim için imkansız.
maceraperest bir çiftin güney afrika'ya gidip bir leoparın 3 yıllık hayatını anlattığı belgesel. Yani onu annesiyle beraber bulduklarında 8 günlükmüş ve 4 yaşına kadar onu izlemişler. Arka fon müzikleriyle beraber çok etkileyici. insanın oralara gidip tüm büyük kedileere sarılası geliyor. Kelimelerle anlatılamayacak kadar güzel yaratıklar. onlara dokunmak da güzel olsa gerek.
