172.
-
Çocuklar boğulsun ölsün diye piyasaya sürülmüş olmalı. iyi bari o dönemki çocuklar bununla baş edebilmiş.
171.
-
elinin tuzu
lanetlendin
tiner kokusu
ayak üstünde
köprü altında
vur tekmeyi vur.
170.
-
son zamanlarda kurabiyesi yapılan efsane lezzet..
169.
-
bakkal talip abiden 25 kuruşa aldığım, kapağını açmakla bir fişeği bitirdiğim yiyecek. yalan söylememeyim küçük yaramazlıklarımın da baş materyali. hepsini ağzıma boşaltır mahalledeki kızların yüzüne üflerdim hep. “anneeğğğ” deyip ağlaya ağlaya eve gitmeleri çok hoşuma gidiyordu. hepsinden özür diliyorum ama çocukluk işte...
168.
-
annem çocukken sade gazozun içine atarmış.
167.
-
Nane, biber, limon tuzu ile karıştırılmadıktan sonra neye yarardı ki.
166.
-
boğulmadan yemenin imkansıza yakın olduğu yiyecek. birde bunu yerken müptezel triplerine girerdik. mal hazır mı filan derdik birbirimize.
165.
-
içine şeker karıştırarak güzel bir sonuç elde edilen öteki türlü tadı tuzu olmayan ama nihayetinde çocukluğu anımsatan yiyecek.
leblebi tozunu ağız dolusu alıp "üç tunç tas kayısı hoşafı" derseniz yine güzel bir sonuç elde edersiniz.
164.
-
içine ne katıyolardı kim bilir.normalde ben leblebi falan sevmem.bildiğin bağımlısıydım bunun.
163.
-
Öğrencilik hayatında leblebi tozu yiyip konuşmaya çalışınca inşaat molozu gibi duman atan efsane bir nesil vardı.
162.
-
ufakken çok çok yediğimiz tozlardır. komik komik ağzımızın içindeyken tozlar konuşup hepsini dışarıya püskürtürdük.
161.
-
katildigim ilk universite senliklerinde arkadaslarimin muthis sakasi vasitasiyla tanismistim kendisiyle.
160.
-
çocukluğumun chalenge itemi...iyi boğulup gebermeden bu yaşa kadar geldik...bizim nesil biraz salaktı sanırım...
(bkz: 80'lerde çocuk olmak)
156.
-
küçükken kokain yerine çekilen şey.
155.
-
yerken çok dikkat ettiğim bir şeydir.
154.
-
üreticinin kırık kırtık malı elden çıkarma yöntemidir hemde iyi ekmek yemişler zamanında.
152.
-
80'lerde doğan neslin soluk borusuyla imtihanıdır.
151.
-
çok lezzetli. evin oradaki bakkaldan zaman zaman alıp hüpletirim.
147.
-
Boğulmaya kadar götürür. Artık satılmamaktadır.
146.
-
Boğulurum diye korktuğumdan yavaş yavaş tüketirdim.