başta üniversitede bu mu okutulur ya diye dalga geçtiğimiz ve dış kabını insanlara göstermekten çekindiğimiz ancak okuduktan sonra ağır felsefesi altında ezildiğimiz ve simgelerin anlamlarını bulamamanın yarattığı rahatsızlıkla ''ya bu neymiş böyle'' diyerek herkese canla başla tavsiye ettiğimiz aslen çocuklara ithaf edilmiş ancak büyük dersler içeren ilginç bir kitaptır.
antonie de saint exupery insanının koparten kitabı. öyle ki insan sanki her okuduğunda farklı çıkarımlar yapabiliyor. okumaktan defalarca küçük prens kitabı parçaladım ama eminim bi daha okusam yeni bişeyler yakalarım. sadece bir çocuk kitabı kesinlikle olmayan, her yaş için de felsefik, on numara kitaptır kendisi. ya da okumiyim de bi koyun çiziyim ben..
ömürlük kitap..
sabah uyanmak icin, gece uyumak icin , gece yarisini sabaha vardirmak icin..
nitekim her okunusta ayni heyecani veren kac kitap var ki..
dünyanın en çok okunan çocuk kitabı ve çocuklar üzerinde yarattığı olumlu etkiler dünyaca onaylanan bir eser olmasına rağmen bizim Milli Eğitim Bakanlığı'nın''yararlı 100 temel eser''listesinden çıkarılmaya layık görülen edebiyat klasiğidir.(bizim çok çok iyi yazarlarımız dolup taşıyor ya ondandır)(!)Bunun yerine MEB'nın listesine tam bizim müfredat yapıcıların zihniyetine uygun olarak,arkadan gelen neslin iyice zehirlenmesi ve onların istediği gibi yetişmesi amacıyla belli kesimlere hitap eden yazarlar konulmuşturki bu çok vahim bir olaydır.*
"sorup da cevabını alamadığı bir soruyu bir kerecik bile unutmayan" kahraman.
--spoiler--
otorite öncelikle mantık üzerine kuruludur. eğer halkına gidip kendilerini denize atmalarını emredersen, bunun sonucu devrim olur. Benim, bana itaat edilmesini beklemeye hakkım var çünkü ben mantıklı emirler veriyorum.
--spoiler-- der gezegenlerden birindeki kral.
"..
...bana bakiyordu. elimde cekic, parmaklarim yagdan simsiyah olmus, ona cok cirkin gözüken bir nesnenin üzerine egilmis olan bana..
"tipki büyükler gibi konusuyorsun!"
biraz utandim ama o acimasizca sürdürdü:
"herseyi birbirine karistiriyorsun, karmakarisik ediyorsun.."
gercekten cok kizmisti. altin renkli saclari rüzgarda dalgalaniyordu.
"gezegenlerden birinde yasayan kirmizi yüzlü bir adam taniyorum. tek cicek koklamamis, tek bir kez yildiza bakmamis, kimseyi sevmemis. yasami boyunca tek yaptigi sey bir takim sayilari toplamak. o da bütün gün kendi kendine ayni seyleri söylüyor, senin gibi: "cok önemli islerim var benim!" bunlari söylerken gururla kabariyor gögsü. ama o insan degil ki mantar!"
"ne?"
"mantar!"
" ciceklerin milyonlarca yildir dikenleri var. milyonlarca yildir koyunlar dikenli cicekleri de yiyorlar. peki neden bu ciceklerin hala dikenleri olsun diye cabalamalarinin nedenini anlamaya calismak önemli islerden sayilmiyor. koyunlarla ciceklerin arasindaki bu savas kirmizi yüzlü adamin topladigi rakamlardan daha mi önemsiz? hele benim gezegenimde, yalniz benimkinde yasayabilen bir cicegimin oldugunu, bunu koyunun bir isirista yok edebilecegini düsün. bu cok mu önemsiz?"
simdi de yüzü al aldi.
"insan bir cicegi severse, milyonlarca ve milyonlarca yildizda yalniz tek bir cicek acarsa, iste o yildizlara bakarak mutlu olur. ama koyun cicegi yerse bütün yildizlar karariverir.. bu da hic önemli degil öyle mi?"
sözleri hickiriklara boguldu.
gece olmustu. aletlerimi oldugu yere biraktim. su anda cekicin, civatanin, susuzlugumun ne önemi vardi? yildizlardan, gezegenlerden birinde, benim gezegenim Dünya´da bir kücük prens vardi avutulacak. kollarima aldim onu ve basini oksadim..
.."
okuyunca insana içindeki o masum yanı, hayallerin yaşla alakalı olmadığını, her zaman içimizdeki çocuğu yaşatmamız gerektiğini tekrar tekrar hatırlatan muhteşem kitap.
_önemli olan şey gözle görülmez... dedi
_Tabii
_Çiçek için de öyle. insan yıldızın birinde bulunan bir çiçeği severse, gece yıldızlara bakmakla mutlu olur. Hepsi birden çiçek açmış gibi görünür.
...
(Küçük Prens)
le petit prince orjinal ismidir.Maalesef Don Kisot gibi çocuk kitabi damgasi yemesi beni hep uzmustur.Sahra colune dusen bir pilotu ve karsisina cikan prensi konu alir.