Bu kitap ile yazarın Bütün romanlarını okumuş oldum böylece. Kesinlikle beklentilerimi karşıladı. Grange yine dehasını konuşturmuş. Kurguya zaten söylenecek laf yok, bunun yanında yazarın her zamanki ilgi çekici, heyecanlı ve gizmli anlatım tarzı ve anı yaşatan betimlemeleri var. Psikiyatri, mitoloji, felsefe, devlet-asker, bilim, sanat konuları çok iyi harmanlanmış. Okumayan varsa okusun bi Kızıl Nehirler veya Leyleklerin Uçuşu etkisi yapacaktır. Filmi de çekilirse müthiş olur.
türkiye'de "sisle gelen yolcu" adıyla yayınlanmış ve gerilim olarak diğer grange kitaplarından biraz daha orta düzeyde giden; fakat her grange kitabında olduğu gibi size bir çok daldan bir çok bilgi veren ve yanılmıyorsam yazarın kitapları arasında en hacimli eseri.
Tahmin ettiğim kadarıyla mathias / victor / narcisse her kimse metis bunun üzerinde deney yaptı ve o yüzden hatırlamıyor. ve o ilk gelen hasta üzerinde de deney yaptılar. çünkü ilerki sayfalarda da anais'in babasıyla olan konuşmasından anlıyoruz ki kimseyi tanımıyorlar, her engeli yıkıyorlar. mathias/victor/narcisse olan bu kişinin de ilk olaydan beri peşine takılan takım elbiseli kişiler de metis'ten. umarım yanılıyorumdur, yoksa okumayı bırakırım.
bende bir şeytan yemini,leyleklerin uçuşu etkisi yapamamıştır ama yine de hakkını yemeyeyim çok süper kitaptı, kurgu iyiydi. yer yer sürükleyiciliğinde minik bozulmalar olsa da merakla okudum. 677 sayfalıktı,uzundu ama ters orantılı olabiliyor. cinayet diye başlıyorsun psikoloğun trajik, bir o kadar da enteresan hikayesi içinde kayboluyorsun.
--spoiler--
o kadar sayfa okudum, 677 sayfa devirdim, ama o son diyalog beni bitirdi dostlar. bu muydu yani bu muydu dedim!!!!
-adınız ne?
-bilmiyorum.
yav o an öyle üzüldüm ki, adam bunca tehlikeye boşuna girmiş falan sanki gerçekte yaşıyorum romanı. halbuki tam grange e göre bir final. anais'le ne yaşayacaklar diye merak ederken bunu yaşamak sizin de tuhafınıza gitmiştir eminim ama üzülmeyin, anais akıllı polis, gerçeği de biliyor, hem zaten adamın pantolonunda tüm detayların bilgilerin olduğu kanıtlar vardı, o da eklenince yeni kişiliğine bürünmeden iyileşir.
grange'in okunası son kitabı. epey sürükleyici ama burdan yetkililere sesleniyorum lütfen filmi falan yapılıp ziyan edilmesin. bir de bu adamın babasıyla bir sorunu oduğunu ciddi ciddi düşünüyorum artık zira nerdeyse her kitabında olumsuz bir baba-oğul ilişki profili çiziyor.
kesinlikle tüm kitapları arasında en iyisidir. kurgu özgündür, sürükleyicidir ve düşündürücüdür. özellikle kafada çok soru işareti yaratmış ve hepsini tek tek yanıtlamıştır.
leyleklerin uçuşu gibi muazzam bir romana imza atan grange'ın belki de okuduğum en dandik kitabı. hollywood çakması mı desem, yerli diziler yersiz uzun mu desem bilemedim. olmamış grange amca. yakıştıramadım.
bi de galiba reklam parası almış sürekli bir marka ismi geçirme kaygısı var. ipad, iphone, opel, tag heuer saat yarrak gözlükleri gibi. bu reklam işini o kadar abartmış ki kadın 50-60 metre uzaktaki adamlara bakarken; xxx gözlüklerini takan adam diye anlatıyor.
kitabın sonu diğer grange kitaplarına göre daha iyi sanki.
ucu hafiften açık, insanı gülümseten bir son olmuş.
gerçi daha iyi olabilirmiş ama kitabın akışına bakarsak eniyi sonlardan biri diyebiliriz.
kitabın geneline bakarsak cidden çok güzeldi.
tam bir macera, kedi fare ve akıl oyunları ile doluydu.
bugün okumaya başladıgım son grange romanı. bakalım grange'ın düşüşü sürüyor mu görecegiz. nerde o taş meclisi'nden, leyleklerin uçuşu'ndan, kurtlar imparatorlugu'ndan aldıgım tatlar.