Jean Christophe Grange'nin 1 Eylül 2011'de Fransa'da piyasaya çıkacak tam 700 sayfalık yeni kitabı. Sabırsızlıkla bekliyoruz efendim.
Tanıtım yazısı:
"Mathias Freire'in garip bir hastalığı vardı: hafızasını kaybetmişti ve her seferinde başka birisi oluyordu. Gerçekten kim olduğunu bulmak için daha önceki kimliklerin izi takip etmelidir: Marsilya'da serseri, Nice'de sınır tanımaz sanatçı, Paris'te ise demirci."
--spoiler--
BEN GÖLGEYiM.
BEN AVIM.
BEN KATiLiM.
BEN HEDEFiM.
KURTULMAK iÇiN TEK ÇAREM VAR: DiĞERiNDEN KAÇMAK.
PEKi YA DiĞERi DE BENSEM?
--spoiler--
hurriyet gazetesinde yer alan röportajında kitabıyla ilgili olarak;
--spoiler--
Son kitabınızda hikâye yine toplumdan dışlanmış kişiler etrafında geçiyor; akıl hastaları, evsizler...
- Kitabımın konusu farklı kişilikler taşıyan bir adam. Bana uzun zamandır kafamda tasarladığım delilik ve evsizler gibi konuları ele alma şansı verdi. Onları toplumsal ya da politik talepler açısından ele almadım. Önemsediğim şey, insan ırkının en karanlık yönlerinden birini göstermekti. Karakterlerimin akıl hastalarının ya da evsizlerin arasındaki hayatları cehennem sınırları gibi görülebilir. Aynen Dante'nin "ilahi Komedya"sındaki gibi. Benim kitaplarım her zaman cehenneme yapılan bir yolculuk.
Nasıl bir ön çalışma yaptınız?
- Araştırmalar için Bordeaux'da bir akıl hastanesine ve Marsilya'da bir grup marjinal insanın arasına gittim. Her seferinde çok iyi karşılandım ama haftalar boyunca onların arasında da değildim. Nişanlımla birlikteydim ve bu bizim için daha çok bir balayı gibiydi.
Kitapta "Kredi kartı veya fatura bilgisi bırakmadan yaşayan evsizler, modern toplumun son özgür insanları" diye bir cümle var. Sizce modern toplumda yaşayanlar özgür değil mi?
- Teknolojik olanaklardaki patlama herkes hakkında inanılmaz bir bilgi toplanmasına sebep oldu. Bundan şikâyetçi olma veya geri dönme şansımız yok. Bu bir gerçek. Devletle ve tüketim toplumuyla hiçbir ilişkisi olmayan evsizler bu fişlenme sisteminden kurtuluyorlar. Ama onların özgür olduklarını da düşünmüyorum. Tam tersine, devletin gözünde var olmamaları gözden çıkarıldıklarına işaret ediyor; daha çok, bir sürgün cezası gibi.
Kitabınızın karakteri bir sıkıntı sonrası kendinden kaçan "bagajsız bir yolcu". Sizce sıkıntılardan arınmış bir bagajsız yolcu olmak mı daha iyi yoksa bagajıyla beraber yaşamak zorunda kalan biri mi?
- George Clooney'nin "Aklı Havada" filmindeki ana karakter bagajlardan kurtulmayı öğütleyen konferanslar verir. Ama filmin ana fikri böyle yaşarsak özgür değil boş olacağımızı anlatıyor. Hayatın bagajları bizim sorumluluklarımız. Örneğin, ailemizle olmak. Üç çocuğum var ve onlar için yaşıyorum. Açıkçası, ülkeme karşı kendimi daha az sorumlu hissediyorum Yazarlar, yalnız ve bağımsız varlıklar. Hayatı, her zaman yalnız sürdürülmesi gereken bir yol gibi düşündüm.
Kitabınızı kime ithaf ettiniz?
- Annem Michèle Roca-Phelippot'ya. Kitap kendisine ithaf edildiği için çok gurur duyuyor. Tam ona göre!
--spoiler--
okurken bilgilendirme konusunda üstüne yoktur jean christophe grange ın. bu yönü özellikle bu romanda ayyuka çıkmış. çığır açılmış.
pelota dan gargoyle a; minotauros tan önoloji ye kadar bilimle mitolojiyle psikolojiyle krimonolojiyle sanatla ilgili binbir terim öğreniyorsunuz. her yerden elde edemeyeceğiniz sağlam bilgilerle donanıyorsunuz.
yani bu adamın vücuda getirdiklerini okuduktan sonra hiçbir şekilde faydalanmadığını iddia eden adamı allah çarpar. ben söylemiş buluniim. dediğim gibi, özellikle bu romandan sonra.
bilhassa dagerreyotipi. ne şaşırtıcı ne sıradışı bir tekniktir. bohem yaşamı keşfetmiş insan kadar dolu hissediyorum kendimi azizim. az kaldı bir kadeh sıcak şarapla peynir tabağının üçte birini tüketip küstah bakışlarla ortamı terk etmeme.
tabi böyle gidince kitabın bir entelektüelin yaşam rehberi tarzında bir kitap olduğu düşünülmesin. asla. evsizlerin rutinine tanık olurken, akıl hastalarının duygu dünyasına az biraz yaklaşırken ya da bir cam parçasının insan vücudunda sebep olabileceği acıyı hissederken yaşamın en sade halini bulacaksınız siz kitabı okuyanlar azizim.. (ben gideyim yaşarap almaya en iyisi) (en kötü bira içerim sıkıntı olmaz)
yine de ben derim ki, değme entelektüelden daha sağlam bir altyapıya sahip olduğu belli oldu yazarın.
--spoiler--
yalnız eğer kitabı okuyan ve benim gibi teknoloji özürlü olmayan arkadaşlar var ise, beni aydınlatsınlar. bu adam eski kimliklerini bulmak için baya bir google lıyor bünyeyi malum. en baştaki karakterine ulaştığında ünlü bir psikiyatr olduğunu görüyor. çeşitli makaleler toplantılar seminerler ve haberlerde kendi resmine rastlıyor.
şimdi ben diyorum ki bu herif iki hafta "kendimi bulacağım" diye orda burda kıçı tehlikeye atmak yerine resmini taratıp google da aratamaz mıydı acaba? internette resim arama teknolojisi yok mu? acaba bu durum mantıksız değil midir? şahsen yediği yoğurdu hafif ekşi bulmuş kişinin duygularını paylaştım ben bunu düşününce. bi garip oldum. bilemiyorum.
--spoiler--
nefes kesici sonların değil de sağlam kurguların adamıysanız tavsiye ederim. naçizane.
bugün okumaya başladıgım son grange romanı. bakalım grange'ın düşüşü sürüyor mu görecegiz. nerde o taş meclisi'nden, leyleklerin uçuşu'ndan, kurtlar imparatorlugu'ndan aldıgım tatlar.
kitabın sonu diğer grange kitaplarına göre daha iyi sanki.
ucu hafiften açık, insanı gülümseten bir son olmuş.
gerçi daha iyi olabilirmiş ama kitabın akışına bakarsak eniyi sonlardan biri diyebiliriz.
kitabın geneline bakarsak cidden çok güzeldi.
tam bir macera, kedi fare ve akıl oyunları ile doluydu.
bi de galiba reklam parası almış sürekli bir marka ismi geçirme kaygısı var. ipad, iphone, opel, tag heuer saat yarrak gözlükleri gibi. bu reklam işini o kadar abartmış ki kadın 50-60 metre uzaktaki adamlara bakarken; xxx gözlüklerini takan adam diye anlatıyor.
leyleklerin uçuşu gibi muazzam bir romana imza atan grange'ın belki de okuduğum en dandik kitabı. hollywood çakması mı desem, yerli diziler yersiz uzun mu desem bilemedim. olmamış grange amca. yakıştıramadım.
kesinlikle tüm kitapları arasında en iyisidir. kurgu özgündür, sürükleyicidir ve düşündürücüdür. özellikle kafada çok soru işareti yaratmış ve hepsini tek tek yanıtlamıştır.