asiri solcu liberation gazetesi ile asiri sagci le figaro gazetesinin cekismesini daha merkezde kalarak lehine cevirmis en yuksek tirajli fransiz gazetesidir. ancak spor haberlerine az yer vermesi veya hic yer vermemesi nedeni ile le monde alan bir de l'equipe gazetesi almalidir sozu fransa'da bolca soylenir. mart 2008 itibari ile 1,30 euro dur. yeni baskisi o gunun aksam saatlerinde bayilerde yer alir. bu yuzden cumartesi aksamindan pazartesi aksamina kadar yeni baskisi bulunamayan gazatedir, zira pazar gunleri basilmaz.
murat karayılan ile pazar günü (15.08.09) röportaj yaparak pkk'nın propoganda yapmasına imkan tanımı$, sözde büyük gazete. saygınlık ve basın ahlakından dem vurmaktalar ama işine geldikleri zaman bunu kolayca gözardı edebilmekteler. konu türkiye olunca dürüstlük, basın ilkeleri vb. şeyler nedense unutulmakta.
böyle alçakça bir karikatür yayınlamış oluşum. ortada islam'a ve halkın iradesine alenen hakaret var. laiklikten ibaret bir kemalizm dayatması var. inşa ettikleri kaleyi savunuyorlar tabii.
LE MONDE iyi, hem de çok iyi bir gazetedir! Kırk küsur senedir aralıksız okuyorum.
Nitekim adı üstünde, dünyanın dört bucağındaki gelişmeleri bu Fransız cerideden daha nesnel, daha doğru ve daha geniş biçimde yansıtan başka bir günlük yayını ben bilmiyorum.
Kabul, ABDnin New York Timesi, ingilterenin Timesi, ispanyanın El Paisi falan da tabii ki gayet kalburüstü bir seviye tuttururlar ama yine de bir grado geride kalırlar.
***
GERÇi sözkonusu gazete ezelden beri hem sırf elit okuyucuya hitap etmekle, hem de haber ve makaleleri siyasal bilgiler fakültesi son sınıf tezleri gibi kaleme almakla eleştirilir.
Âlâ! Halk dalkavukçusu bir popülist olmadığım için kendi hesabıma şikâyetim yok!
Zaten böyle bir seçkinciliği Şarkta muteber cinsi vasatlıklara bin defa tercih ederim.
Dolayısıyla benim eleştirim daha ziyade, genel çizgisi itibariyle zaten sol addedilen Paris organının fazlasıyla siyaseten doğrucu bir dil kullanıyor olmasına odaklanıyor.
Fransız tabiriyle söylersek, Le Monde kediye dobra dobra kedi demekten utanıyor.
***
NiTEKiM fi tarihindeki genel Mao budalalığından dolayı Büyük Çin Kültür Katliamını desteklemesi veya anti-Amerikan lafazanlıktan ötürü Kamboçya Pol Potuna arka çıkması gibi sonradan editoryal özeleştirisini yaptığı çok vahim yanlışlar bir yana, Gazete yukarıdaki utangaçlığını şimdi de özellikle Müslümanlar ve Müslümanlık konusunda sürdürüyor.
Meselâ dâhili plandaki adli vakalarda ve sırf ırkçı ve islamofob denmesin kaygısıyla, bütün Fransayı haraca kesen Mağribi kökenli eşkıyaların etnik kimliğini ya isim zikretmeyerek, ya da alokton gibi bilgiç kelimeler arkasına saklanarak gizlemeyi tercih ediyor.
Oysa geçtim elit okuyucuyu, olayı her an yaşayan sokaktaki adam aptal mı ki Le Monde eroin satıcısının Kuzey Afrika asıllı olduğunu yazmadı diye onu safkan Fransız sanacak?
***
YUKARIDAKi siyaseten doğrucu suskunluk harici plana başka bir biçimde yansıyor.
Le Mondenin en temel özelliği olayları haber- yorum tarzında yansıtmak olmasına rağmen iş Muhammedi Âleme geldiğinde sözkonusu yorum faslını büyük ölçüde es geçiyor.
Irakta bombalanan Şii camiinde şu kadar kişi ölmüş; Filipinlerde Cihat Gerillaları bu kadar rehineyi katletmiş; Nijerya El Kaidesi o kadar Hıristiyanın kellesini kesmiş...
Haberleri tüm ayrıntısıyla naklediyor ama yine aynı islamofob suçlamasına maruz kalmamak için tahlillerini yarı polisiye- yarı sosyolojik bir boyutun ötesine taşırmıyor.
Yani Gazete Müslümanları incitmeyeceğim (!) diye hem Müslüman dünyada hâkim din kültüründen kaynaklanan muazzam travmanın; hem de bu travmanın diğer din kültürleri nezdinde yarattığı haklı korku ve husumetin derinine inmekten çekiniyor.
***
TABii ki Le Monde değiller ama bütün bunları Türkiyede de ciddi ve nesnel olmak iddiasını taşıyan ve genel hat itibariyle sol addedilen bazı gazetelerin yine aynı siyaseten doğruculuk kaygısıyla pek çok şeyi görmezden geliyor olmasına bağlamak için anlattım.
Bilhassa da son Gezi Olaylarındaki ve Alevi Sorunundaki tutumu kastediyorum.
Çünkü Taksim direnişini ve mezhebî mağduriyeti ilke olarak sahiplenmek bir şeydir; ilke zayıflar, direniş azalır, Aleviler küser diye haksızlığı göz çıkartan sonraki bazı eylem ve söylemlerin bu haksızlığını susarak geçiştirmek bambaşka bir şeydir!
Hele hele, daima sağlamcı bir Le Mondeun hiç yapmadığı biçimde, şablona uysun diye asla kanıtlanmamış iddiaları gerçekmiş gibi sunmak siyaseten doğruculuktan da çıkar.
Artık siyaseten yalancılık sözkonusudur ve o doğruculuk bir yana, doğru da ölmüştür.
Oysa gerçekler inatçıdır ve her gazete bu inattan taviz vermediği ölçüde inandırıcılık kazanır ki, kısmi utangaçlığına rağmen Le Monde işte bunun için dünya çapında referanstır.
--spoiler--
Vendredi en fin de journée, le premier ministre s'est fait acclamer par quelques milliers de partisans à l'aéroport d'Istanbul, où il a atterri après une tournée dans le pays.
--spoiler--