tanrı, güzel yaratıkları ona tapmamız gerektiğini göstermekten başka birşey için yaratmış olabilir mi? sen bir meleksin ya, asıl suç işte seni sevmemekle işlenmiş olur. der Felix Henriette'ine.. oturur ikinci kez okursun hatta üç..
lise zamanında edebiyat hocamın (bkz: kitap okumak güzeldir) herks kitap okuyacak böyle böyle kitap okuma alışkanlığı kazanacağız diye başlayan cümleleriyle 3 günde okuduğum kitap..
henriette'in ölüm döşeğindeyken felix'e ölümünden sonra okuması için bıraktığı mektupla hüzünlendiren kitap.
--spoiler--
halbuki felix'le aralarına hep bir duvar örmüştü, dost olduklarını, kendilerinin bir araya gelemeyeceklerini söylemişti. felix daha çocuktu, o ise evli ve iki çocuk annesi sorumluluk sahibi bir kadındı.
ama...
mektup öyle demiyordu işte. aslında o da en başından beri aşıktı felix'e. hatta omuzlarını ilk öptüğünden beri. içindekileri hep kapana kıstırdı, dışarıya hiç sızdırmadı. ama felix'le aralarına giren o ingiliz kadın öylesine bitirdi ki onu, dostum dediğine aslında öylesine aşıktı ki... yataklara düşecek kadar.
--spoiler--
ne garip değil mi? sizi hastalıklara bırakacak bir aşkın önünü duvarla kesmek? düşünün bir kere, kaç tane duvarın arkasında tecrit edilmiş bir cüzzamlı gibi bıraktınız sevdiklerinizi? ve sonra o duvarı aşmaya çalışırken aşağı düşüp hayatınızı kaybettiniz?
kitaptan bir not: "büyük mevkilere gelen insanlar maymunlar gibidir, yukarı tırmanışlarına hayran kalırsınız ama oraya vardıklarında bütün çirkinlikleri görünür."
küçüklüğünden itibaren gururu ayaklar altına alınarak, ailesi ve arkadaşları içinde yanlız büyümeye itilmiş bir delikanlının yaşadığ eziklikler ve kendi benliği ile baş başa kalışlarıyla çözdüğü insan olmanın erdemini,tam çözdüğünü fark ettiğininde bunu yirmili yaşlarda çözmenin bedeli olarak kendini içinde bulduğu daha büyük ve zorlayıcı aşk burhanını gözlerinizin önünde siz onu okudukca, kendiliğinden canlandıracak kadar edebi bir dille anlatan ve insan ilişkilerinin de anlatımının yanı sıra karakter analizleri iletede kendine hayran bırakan
bir baş yapıt.
çıkarsız, karşılıksız ve ebediyete kadar sürecek ruhani bir aşkı anlatmıştır balzac bu romanında. ancak bu romanı okuyan insanlar sakın bunu günümüze uyarlayıp içselleştirmesinler yoksa çok büyük hayal kırıklığına uğrayabilirler.
günümüz toplumu sırf tüketmek üzerine kurulu çok çabuk tüketiyoruz aşkı, hayatı, zamanı. manası, derinliği kalmıyor hiçbir yaşananın. mekanik olmaya başladı artık aşklarımız. formulüzasyonunu yapar olduk aşkın "aşk 3 yıl sürer.", "aşk evlenince biter"...
MADAM HENRIETTE DE MORTSAUFTAN VIKONT FELIX DE VANDENESSE'E MEKTUP
"Felix, çok sevilmiş dost, şimdi size kalbimi açacağım, sizi ne kadar sevdiğimi size göstermekten ziyade bu kalpte açmış olduğunuz yaraların derinliğini ve önemini göstererek borçlarınızın büyüklüğünü size öğretmek için açacağım. Seyahatin yorgunluklarıyla takatten mahrum, mücadele sırasında yediğim darbelerden yorgun olarak düştüğüm şu anda ölmüş olabilirim ve yalnız anne olarak hayatta bulunabilirim. Istıraplarımın nasıl ilk sebebi olduğunuzu göreceksiniz aziz dostum. Bu ilk ıstırapları tattırdıktan sonra indirdiğiniz darbelere kendimi isteyerek arz etmiştim, bugün de sizden aldığım son bir yaradan ölüyorum. Fakat sevdiği insan tarafından harap edildiğini hisssetmekte sonsuz zevkler var. Hastalık, şüphe yok ki beni az sonra takatsiz bırakacak, çocuklarımın yanında onları mahrum ettiğiniz kalbin yerini almanızı sizden rica için zekamın son ışıklarından istifade etmiş oluyorum. Eğer sizi daha az sevmiş olsaydım, bu göreve sizi amirane bir eda ile memur ederdim, fakat size bunu kendiliğinizden, mukaddes bir pişmanlığın etkisiyle aynı zamanda bu aşkınızın bir devamı olarak kabul ettirmeyi tercih ediyorum. Çünkü aşk bizde daima nedametle dolu düşüncelere ve bir cezaya çarpılmak korkularına karışmıştı, değil mi? Birbirimizi hala sevdiğimizi de iyi biliyorum. Size kıskanç, ama ölecek derecede kıskanç olduğumu söylemiş miydim? işte ölüyorum. fakat teselli olunuz: insanlara mahsus kanunlara itaat ettik. en tabi eğilimlerini kendi emirlerine feda etmiş olanlara karşı tanrının bağışlayıcı olacağını kilise bana en temiz tercümanlarından biri vasıtasıyla söyledi. şu halde herşeyi öğrenin sevgilim, evet herşeyi öğrenin. düşüncelerimden bir tekini bile bilmemenizi istemem. Son anlarımda tanrı'ya itiraf edeceğim şeyleri siz de bilmelisiniz. çünkü o gökyüzünün kralı olduğu gibi siz de kalbimin kralısınız.
okuyarak biteceğine inanmadığım ama yinede başladığım için bitirdiğim başta çok sıkıcı gelen bittiğindeyse tuhaf duygular yaşatan bitti valla dedirten kitaptır.
balzac ın hayatında yer alan beyin hücrelerinin iltihaplanması sonucu ölmesi olayı ise beni hep şaşırtmıştır. çok az uyuyan yemeklerini çalışırken yiyen bir insanın yogunluktan beyin hücrelerinin iltihaplanması. abartmışlar mı biraz? *
--spoiler--
cocuklugum her seyden habersiz, gencligim ise hicbir sey bilmeden gecmistir benim.
karsilik görmemis duygular bazi insanlarda kine dönüsür, bende ise öyle olmadi; duygular icimde yogunlasti, bir yatak yapti kendine, sonra oradan hayatima girdi. kisiye göre, titreme aliskanligi sinirleri gevsetir, korkuyu dogurur, korku da her zaman boyun egmek zorunda birakir insani. kisiyi tutsak haline getiren zaafin kaynagi budur iste. ne var ki bu bitmez tükenmez sikintilar, harcandikca cogalan bir caba, bir güc göstermeye alistirdi beni; ruhumu darbelere karsi hazirladi. hep yeni acilar bekleye bekleye benligimi hüzünlü bir boyun egis kaplamisti, cocukluk cagimin sirinligini o boyun egisin altinda ezildi...
--spoiler--
kadın ve erkek ilişkileri böyle yürür yavrucum demek istediğiniz biri varsa verin eline okusun dediğim kitaptır.
okumak biraz zorlayabilir. yoğun tasvirler, yer yer ağdalı cümleler vardır. ama yine de güzel bir klasiktir.
okuduktan sonra ortada henriette henriette diye dolaşmama sebep olan müthiş roman. Okuyan genç erkekleri feci çarpar efendim, olgun kadınlarla ilgilenmeye başlarsınız artık. Gençlere dönüp bakmamaya kadar gider iş.
imkansız bir aşkı anlatır, ama süper anlatır.
hiç hesapta olmadığı halde bana da lo lo lo yaparsın artık gibi sözleri barındıran bir şarkımsı içerisinde yer alma bahtsızlığına uğramış honoré de balzac eseri.
Balzac Honore de tarafından yazılmış,aşk dediğin bu kadar güzel tasvir edilir kardeşim dedirten ruhun aidiyetiyle bedenin aidiyeti arasındaki farkı anlatan ,aşkın içine kıskançlığın girmesiyle ortaya çıkan kalp acısının gururla birleşince ne tür etkilere yolaçabileceğini dehşetle anlatan harika bir başyapıt.
insana duyulan aşkın tasvirini yapmaya en fazla yaklaşmış eser..ancak kendi içinde çelişmekten kurtulamamasını balzac ın karmaşık bir ruh haline sahip olmasından kaynaklandığını düşünüyorum..