le lys dans la vallee

entry54 galeri0
    54.
  1. 53.
  2. *~
    Balzac girişte felix'ten bir mektup okutarak başlar daha sonra öyle acıklı bir çocukluk anlatır ki ciğeriniz pişer, ulan benim çocukluk çok fena değilmiş dersiniz, hikayenin acıklı girişinden birkaç enstantene;

    Karşılık görmemiş duygular bazı ruhlarda kin haline evrilir.

    Zorba yasaklar çocuklarda bulunan tutkuları büyüklerdekinden daha fazla keskinleştirir; çocukların sadece yasaklanan şeyi akıllarına takmak gibi bir üstünlükleri vardır büyüklere karşı; o şey karşı konmaz bir çekicilik kazanır onların gözünde.

    Incecik kökleri sert çakıllardan başka bir şeyle karşılaşmamış, ilk seferi hain eller tarafından parçalanmış, açılır açılmaz çiçeklerine don vurmuş ruhlardaki sessiz acının resmini yapabilecek, ağıtını en dokunaklı şekilde söyleyecek sanatçı ne zaman gelecek? Dudaklarıyla bir memenin körpe sütünü emen, gülücüğü sert bir bakışın korkunç ışıltısıyla sönen yavrunun acılarını hangi şair söyleyecek bize?
    1 ...
  3. 52.
  4. Şu an elimde cem yayınevinin mehmet can çevirisi ile karınca Kitabevinin engin güzel çevirisi bulunan, hangisine başlayacağımı bilemediğim roman'dır. engin güzel'in daha katmerli ve öz türkçe'den uzak ağdalı çevirisi beni kendine daha çok çekiyor. tabi tahsin Yücel seçeneği bulunsaydı elimizde onu seçerdim sanırım.
    2 ...
  5. 51.
  6. balzacın ismiyle kafiyeli eseri.

    sözlükteki arkadaşlar, kitap hakkında gerekli bilgileri verdikleri için aynı şeyler bir de ben yazmayacağım.

    fikrimce, 19. yüzyıl'da olsaydım etkilenirdim, ama şimdi bakınca saçmalık ve abartılı sözlerden başka bir şey değilmiş gibi geliyor.
    0 ...
  7. 50.
  8. balzac ın vadideki zambak romanı.. roman çok uzun ve romanın yarısından çoğu çok ama çok sıkıcı.. başladıgınıza bin pişman olursunuz.. ama yarısından sonra, roman öyle bir hal alıyor ki, okumadadıgınız her an sanki işkence çekiyorsunuz. gözyaşlarınıza hakim olamıyorsunuz. kısacası hayatımda okudugum en sıkıcı(ilk yarısı için) ve hayatımda okuduğum en akıcı ( sonraki yarası için) romandır...
    0 ...
  9. 49.
  10. Başlarda felix in duygu iniş çıkışlarını hakkıyla takib edebildim diyene benden bi kol saati.
    1 ...
  11. 48.
  12. kısaca aşkın niteliğini konu edinmiş, okunmasa eksik kalınacak bir kitap. henriette'nin felix'e yazdığı mektup en dikkate değer bölümlerden. ara ara okurum. her seferinde şaşırtır, lezzet verir. işte o mektup:

    Şimdi ciddi bir noktaya yani kadınlara karşı nasıl hareket etmeniz gerektiği sorununa geçiyorum. Gideceğiniz salonlarda, yapmacıklar yaparak taşkın hareketlerde bulunmamaya kendiniz için prensip yapınız. Geçen yüzyılda en çok rağbet gören erkeklerden biri de, bir ziyafet, bir balo veya eğlence esnasında sonuna kadar yalnız bir kimseyle, hem de en kenarda, köşede kalmış, ihmal edilmiş olanlardan biriyle ilgilenmeyi adet edinmişti. işte bu adam, aziz çocuk, devrine hükmeden bir şahsiyet olmuştur. O, muayyen bir zaman sonra, herkesin kendisini hararetle öveceğini akıllıca hesap etmişti.

    Gençlerin çoğu, ne büyük fırsatı, sosyal hayatın yarısı demek olan ilişkileri kurmak için gereken zamanı kaybetmek suretiyle kaçırıyorlar; hoşa gittiklerinden, onlardan ilgiyi çekmek için yapmaları gereken şey pek azdır; fakat hayatın bu ilkbaharı çabuk geçer, bunu iyi kullanmayı biliniz. Bunun için, sosyete âleminde nüfuzlu olan kadınlarla ahbap olunuz. Nüfuzlu kadınlar ise ihtiyar olanlardır; bunlar size aileler arasındaki yakınlıkları, bütün ailelerin sırlarını ve amaca ulaştıran yolları öğretirler. Size yürekten bağlı kalırlar; şayet sofu değillerse, adam korumak zevki onlar için en büyük ihtirası teşkil etmektedir; bu ihtiyar dostlarınızın size fevkalâde yardımı dokunacak, sizim meziyetlerinizi övecek ve sizi herkesin istediği bir insan haline getireceklerdir.

    Genç kadınlardan kaçınınız! Bunu size en küçük bir şahsi menfaate kapılarak söylediğimi sanmayınız. Elli yaşındaki kadın sizin için her şeyi yapar, yirmi yaşındaki ise hiç; zira sizden bütün hayatınızı feda etmenizi ister, oysa öteki sadece bir dakika ile kanar. Genç kadınlarla alay ediniz, onların her söylediklerini şaka sayınız, çünkü ciddi bir düşünce onların kafasında yer alamaz. Genç kadınlar, dostum, egoisttirler, basittirler, gerçek birer dost olamazlar, kendilerinden başka hiç kimseyeyi sevmezler, aşk sahasında herhangi bir başarı için sizi feda edebilirler. Esasen genç kadınların hepsi sizden bağlılık isteyeceklerdir, oysa durumunuz başkalarının size bağlılık göstermesini gerektirecek, bunlar birbiriyle bağdaşmayan iki istektir. Bunlardan hiç biri menfaatlerinizin neyi gerektirdiğini anlamayacaktır, hepsi kendisini düşünecek, sizi değil, hepsi size sevgileriyle yaptıkları iyilikten çok gururları yüzünden zarar vereceklerdir; zerre kadar vidan azabı duymadan vaktinizi harcayacaklar, muvaffak olmanıza engel olacaklar, kısaca gayet kibarca sizi mahvedeceklerdir. Şaye şikâyet edecek olursanız, içlerinden en budalası bile bir tek eldivenin bütün bir dünyaya bedel olduğunu, kendisine hizmet etmek kadar şerefli hiç bir şey olmadığını söyleyecektir. Hepsi de sizi mutlu yaptıklarını söyleyecekler ve size yükselebileceğiniz en parlak mevkileri unutturacaklardır; onların mutlulukları değişen cinstendir, sizin erişeceğiniz ikbal ise gerçek olmalıdır. Heveslerini tatmin etmek, duydukları geçici bir arzuyu yeryüzünde başlayan ve cennette devam etmesi gereken bir aşka çevirmek için nasıl sinsi bir hünerle dolaplar çevirdiklerini bilmelisiniz. Sizi terk ettikleri gün, size ‘seviyorum’ kelimesinin aşklarını mazur gösterdiği gibi, ‘artık sevmiyorum’ sözcüklerinin de ayrılışı teyit ettiğini söyleyeceklerdir ve aşkın içten geldiğini, elde olmadan doğduğunu bildireceklerdir. Saçma bir nazariye, azizim!

    Bana inanınız, gerçek aşk ebedîdir, sonsuzdur, özünü hiç bir zaman kaybetmez; daima aynı güçte ve aynı sâfiyettedir, taşkınlıkları yoktur; saçları beyazlansa bile, kalbi daima gençtir. Hepsi de komedi oynayan genç kadınların hiç birinde bunların hiç biri yoktur; içlerinden biri belki felâketlere uğradığını sizin ilginizi çekecektir ve kadınların en yumuşağı, ne insaflısı olarak görünecektir; fakat, yavaş yavaş sizin için vazgeçilmez bir varlık haline geldikten sonra artık tedricî surette size hâkim olacak ve istediklerini yerine getirecektir; siz diplomat olmak, gitmek, gelmek, insanları, menfaatlerini, memleketlerini tanımak ve incelemek mi istiyorsunuz? Hayır, olamaz, ya Paris’te, yahut da onun çiftliğinde kalmak zorundasınız, zira sizin boynunuzda bir yular geçirerek istediği yere sürükleyecektir; hem siz ne kadar bağlılık gösterirseniz, o oranda nankörlük edecektir.

    Genç kadınlardan başka birisi de belki sizin her dediğinizi yapmak, itaat etmek suretiyle ilginizi çekecek, sizin cariyeniz olacak, sizi dünyanın öbür ucuna kadar romantik bir şekilde izleyecek, sizi elden kaçırmamak için kendisini tehlikeye atacak ve boynunuza bağlanmış bir taş halini alacaktır. Fakat boynunuzdaki bu taş yüzünden günün birinde boğulacaksınız, o ise suyun üstünde kalacaktır. Kadınların en az kurnaz olanlarının bile tuzakları vardır; en budalası bile erkekte kuşku uyandırmak suretiyle galip gelebilir; en az tehlikeli olan ise, sizi nedenini bilmeden sevecek; yine nedensiz terkedecek, fakat bir gün sırf gösteriş ve gurura kapılarak sizi alacak olan bir âşiftedir. Ama, bu genç kadınların hepsinin bugün veya ileride size fenalığı dokunacaktır. Sosyete âlemine atılan insanların gururunu okşayan birtakım zevkler içinde yaşayan her genç kadın, ahlâkı yarı yarıya bozulmuş ve sizin de ahlâkınızı bozacak bir kadındır.

    Ruhunda daima yaşayacağınız kadını bulacağınız yer bu sosyete âlemi değildir! Ah! Sizi sevecek olan o kadın yalnız yaşayan bir insan olacaktır; sizin bakışlarınız onun için en büyük mutluluğu teşkil edecek, sizin sözlerinizden ilham alarak yaşayacaktır. Öyleyse bu kadın sizin için dünyaya bedel olsun, zira siz onun için her şeyi olacaksınız; onu çok seviniz, onu üzmeyiniz, onun karşısına hasımlar çıkarmayınız, kıskançlığını tahrik etmeyiniz. Sevilmek, sevdiğiniz kimsenin bizi anlaması, aziz çocuk, en büyük mutluluktur; sizin bu mutluluğu tatmanızı dilerim, fakat bu yüzden ruhunuzda açan çiçeği soldurmayınız, sevginizi teslim edeceğiniz kalpten iyice emin olunuz. Bu kadın hiç bir zaman kendisine ait olmayacak hiç bir zaman kendi kendisini düşünmeyecek, fakat sizi düşünecek, size ait olacaktır; sizin hiç bir şeyinize göz koymayacak, hiç bir zaman kendi özel çıkarlarına bağlı olmayacak ve sizin aklınızdan bile geçmeyen bir tehlikeyi, kendisini tehlikeye atmak pahasına da, şikâyet etmeksizin ıstırap çekecek, yapmacıklar yapmayacak, aksine kendisinde hoşunuza giden taraflara karşı bir çeşit saygı gösterecektir. Böyle bir aşka, daha büyük bir aşkla karşılık veriniz. Sizi seven bu zavallı kadının mahrum olduğu şeye, yanı karşılıklı bir aşka rastlayacak olursanız, bu aşkın derecesi ne olursa olsun, sizin ilham ettiğiniz sevgi ile burkulan ve sonuna hiç bir zaman varamayacağınız bir kalbin bir vadide sizin için bir ana kalbi gibi çarptığını düşününüz.

    Evet, sizi, derecesini hiç bir zaman anlayamayacağınız bir sevgiyle seviyorum; bu sevginin tatmin olunabilmesi için, sizin bu parlak zekânızı bu uğurda feda etmeniz gerekir; bu takdirde benim bağlılığımın nereye kadar varabileceğini tahmin edemezsiniz. Hepsi az çok yapma, alaycı, kendini beğenmiş, hopça kadınlarla, teyzem gibi, sizi alçakça ithamlar karşı koruyacak, sizin söylemeyeceğiniz şeyleri sizin adınıza söyleyecek yaşlı ve azametli dullarla ahbap olmanızı gizli bir düşünceyle mi tavsiye ediyorum? Nihayet, taparcasına sevginizi gelecekte karşınıza çıkacak olan temiz yürekli meleğe saklamanızı emretmek suretiyle cömert davranmıyor muyum?

    Eğer, “asaletin gerektirdiği birtakım görevler vardır” sözlerini ilk yaptığım tavsiyelerin çoğunu bildiriyorsa, “bütün kadınlara yardım ediniz, fakat bunlardan yalnız birisini seviniz” mertçe sözleri de kadınlarla kuracağınız ilişkiler üzerinde düşüncelerimi kapsamaktadır.
    1 ...
  13. 47.
  14. ortaokul yıllarımda takıntı haline getirmiştim bu kitabı. çünkü bir klasik sayılıyor, orada burada çok iyi olduğu söyleniyordu. oysa ben her elime alışımda o kadar sıkılıyordum ki bir iki sayfayı zor okuyordum. defalarca denedim her seferinde yarım bıraktım. sonra dedim belki anlamak, sıkılmamak için yaşımın biraz daha ilerlemesi gerekiyor galiba. sonunda lisede yeniden elime geçince aldım ve ara vermeden, soluksuz hiç sıkılmadan okudum. sonuç: evet o bir klasik.
    0 ...
  15. 46.
  16. honore de balzac tarafından yazılmış önemli dünya klasiklerinden biridir. tam klasik gibi klasik! benim de okuduğum en güzel kitaplardan birisi*. romanda kötü adam yok , hatasız adam yok , zaafları olmayan kimse yok...gerçekçilik gayet yerinde. söylemeden geçmemek lazım ; balzac , fizyonomi konusunda aşmış bir zat.

    kitap boyunca sürekli ingilizleri yerip , fransızları göklere çıkarıp durdu. çok da garip gelmedi aslında. tarih boyunca kedi köpek gibi birbirlerini yiyip duruyorlar her alanda ama hiç de ayrılamıyorlar birbirlerinden.

    henriette'in felix'e yazdığı , hayattaki davranışlarını her açıdan ele alıp özetlediği ilk mektup çok güzeldi. tam bir yaşam rehberi , tam bir hayat koçu! hele kitabın sonundaki o mektup nedir öyle?..tokat gibi! hea bence haketti de daha önce hiç böyle bir tepki görmemiştim. yok yok görmüştüm ; almak için o kadar uğraştıktan sonra padişah kızını veriyordu da keloğlan istemiyordu. *

    hoşuma giden yerlerden birkaçı*:

    --spoiler--

    # ancak bir süre sonra bir kadının susuşunda ne anlamlar bulunduğunu ve sereserpe konuşmanın ne düşünceler gizlediğini öğrenecektim.

    # gece kadındır.

    # hiç kimse sevmeye benim kadar hazırlanmamıştır.

    # ona karşı küçücük bir tutkumu belli etmem , her şeyi yıkabilirdi. onun yanında aşkınızı hep gizleyecektiniz. bütün isteklerimi arada sırada elinin üstüne kondurduğum öpücükle doyurmak zorundaydım. avucunun içini öpmeme hiçbir zaman izin vermedi. belki de burası onun için şehvetin başladığı sınırdı. beden hiçbir zaman bu kadar başarılı bir şekilde kontrol edilemezdi. neden bu kadar mutlu olduğumu anladım. kontrollü de olsa bu tutkulu aşkın yerini hiçbir duygu dolduramıyordu. ilk sevdiğimiz kadının her şeyine tutuluruz , ama daha sonraları kadın oldukları için severiz kadınları. acısı bizim acımızdır , çocukları bizim çocuklarımızdır , çıkarları bizim çıkarlarımızdır. elbisesini , eşyasını severiz. çok şeyler bekleriz kadından. çok geçmeden evin bir adamı oldum. siz bir kadınsınız , bu duyguyu anlayamazsınız. kadınların hiçbir zaman tatmadıkları bir mutluluk vardır burada. onun sevgisinin merkezi haline gelmenin büyük zevkini ancak erkekler tadabilir.

    # kalabalıklarda sevilecek kadını bulamazsınız. sizi sevecek kadın yalnız yaşayan biri olmalı ki , onun en büyük mutluluğu sizin bakışlarınız olsun.

    # bütün güzel duygular , ruhların uyumuna dayanır , bizim ise aramızda hiç ortak nokta yoktu.

    # onu tanımadan önce sert bir bakış beni üzer , aşırı bir söz yüreğime işlerdi. sıkılırdım , ama acı çekerken hayatın tatlı yönlerini bilemezdim. acılara dayanan gözlemler eksiktir. mutluluğun da ışığı vardır.

    # burada işlediğim suçları haklı göstermek uğraşında değilim. ama bir erkek olarak , ona direnme konusunda , bir kadına göre daha az sahibim. biz erkekler siz kadınlara karşı direnirken kötü davranamayız. oysa kadınların hırçın davranması normal karşılanır. aslında biz erkeklerin çekingen davranmaları , erkeklik kitabına sığmaz. alçak gönüllülüğü de kadınlara bırakırız.

    # çünkü her sevgi diğerlerinden çalar.

    # hayatı bilmiyor , bu yüzden suç işleyen kimseyi affedemiyordu.

    # başkalarının mutluluğu , artık mutlu olamayacak kimselerin sevincidir.

    --spoiler--
    2 ...
  17. 45.
  18. sanıyorum ki insan ruhuna, ilişkilerine, aşka dair bu kadar derinlemesine ve şairane anlatıma sahip çok az eser vardır. bahsedilen birçok duyguyu deneyimlememiş olsanız bile o hislerin tadını içinize işletecek denli etkilidir yazarın üslubu. tabii bunda tahsin yücel'in güzel tercümesinin de payı var muakkak.
    ayrıca kadınların iç dünyasına dair bahsettikleri bazı nüansların farkına varmama vesile oldu; bir bakıma aydınlandım diyebilirim
    4 ...
  19. 44.
  20. balzac ın en sevilen romanlarından. dünya klasiğidir.özel bir pm le kendini bana yeniden hatırlatmış henriette ye yeniden üzülmüşümdür.
    1 ...
  21. 43.
  22. "bu kitap çok ağır okuyamazsın!"

    yıllar önce lisede olduğum vakit neredeyse herkesin bu sözü duyup, üstün zekalı olduğunu ispat etmek istercesine okumaya başlayıp, duvara tosladığını anlamasıyla "kimse okuyamıyor ben nasıl okuyayım" diyerek geri bıraktığı kitapdır. okumadım ama çok ağır diyorlar kitap için. *
    1 ...
  23. 42.
  24. Balzac' ın imkansız aşkı anlattığı efsanevi romanı.
    Kitabı okumaya başladıktan sonra ilk 40 - 50 sayfa çok sıkıcı gelebilir. Bunun nedeni Balzac' ın tasvirin bokunu çıkarmasıdır.
    Yani ölmüş adama ulan bu kadarda tasvir yapılmazki be kodumun çocuğu der saydırırsınız. Yetmez bunun neresi klasik dersiniz.

    Yılmazsınız ben bu kitabı bitireceğim ulan dersiniz. 50. sayfadan sonra kitap sizi içine alır bir çırpıda okur bitirirsiniz.
    Sonra kitap bitince söyleceğiniz cümleler aşağı yukarı böyle olur.

    '' Aga adam yazmış aq. ''

    Okunması kesinlikle gereken, insana ulan bizde kendimizi romeo sanarız, jüliet sanarız elin adamı neler yapıyor dersiniz.

    '' Ah benim sevgili Henriette' m ''
    0 ...
  25. 41.
  26. balzac'ın en yetkin eserlerinden biridir. aslında balzac kendisini anlatmıştır bu eserinde , balzac'ın hayatını bilenler hayatının eserle ne kadar paralel olduğunu rahatlıkla fark edebilir

    cemil meriç'in belirttiği gibi , balzac , eserlerini kilise ve krallık üzerine kurmuştur. tıpkı diğer eserlerinde de olduğu gibi balzac : ahlak , kilise ve krallık üzerine inşa etmiştir 'vadideki zambak'ı.

    kitabın kahramanlarından biri olan madam mortsauf'un felix'e yazdığı mektupsa balzac'ın dünya görüşünü yansıtır ve ' hristiyanca ' bir ahlak üzerine kurulu disiplini tavsiye eder. madem mortsauf'un bir nevi ' ideal insanı ' resmettiği mektup kitabın çarpıcı bölümlerinden biridir
    2 ...
  27. 40.
  28. başları realizmin verdiği etki ile sıkıcı ama sonradan açılıp insana hayat dersi verebilecek bir roman. tutkularımız için yapacağımız aptallıkların bize çok pahalıya mal olduğunu gösterir. bunun yerine insan aşıksa aşık olduğu şeye sadık kalmalı hatta onun delisi olmalıdır bence. tabii bu iradeyi göstermek de her yiğitin harcı olamaz.
    1 ...
  29. 39.
  30. şu sıralar yeniden okuduğum balzac romanı.
    0 ...
  31. 38.
  32. --spoiler--
    Yaşamın alçakgönüllülüğünün üstünlükleri vardır; bir kez duyuldu mu sürekli bir sahneye çıkarılışın parıltısını katlanılmaz yapar. Yalnız hafif ışıklar görmeye alışmış gözlerin gün ışığında rahatsız oldukları gibi, böyle şiddetli karşıtlıklardan hoşlanmayan ruhlar da vardır.
    --spoiler--
    2 ...
  33. 37.
  34. bitirebilenleri tebrik etmek lazım *... o tasvirler insana küfür ettirir resmen. ama her şeye rağmen güzel bir romandı. kitabı bitirdikten sonra felix gibi biri olmak istiyor insan; bir de henriette gibi ince ve soylu bir bayana sahip olmak...
    3 ...
  35. 36.
  36. aklımdan çıkarmaya çalıştığım kitap.
    amına koyim türkiye'nin politikasızlığının cezasını ben çekiyorum.
    şimdi nasıl unutacağım ben bu fransız kitabını.
    1 ...
  37. 35.
  38. orhan kemal'in iç burkan, inim inim inleten başyapıtı.
    0 ...
  39. 34.
  40. aşkı güzel tarif eder.
    ''...sevilen ilk kadında her şeyi severiz: çocukları bizim çocuklarımızdır, ev bizim evimizdir, menfaatleri bizim menfaatlerimizdir, felaketi bizim en büyük felaketimizdir; onun elbisesini ve eşyalarını severiz; buğdaylarını dökülmüş görürsek kendi paramızın kaybolduğunu görmekten daha çok üzülürüz; ocağının üzerindeki bibloların yerlerini bozan misafiri uyarmaya hazırız. bu kutsal aşk bizi bir başkasının varlığında yaşatır, fakat ne yazık ki daha sonra hayal kırıklığına uğramış düşüncelerimizi genç hisleriyle zenginleştirmesini kadından isteyerek başka bir hayatı kendi varlığımıza çağırıp çekeriz.''
    1 ...
  41. 33.
  42. erikten örnek verecek olursak; hani erik vardır ya şu bildiğimiz... yeşil renkli hafif ekşi falan. işte bu kitap bu eriği 2 buçuk sayfada anlatır bize. okurken sıksada okuyucuyu upuzun tasvirleriyle, yine de bıraktırmaz kendisini. tavsiye edilir.
    1 ...
  43. 32.
  44. çok güzel tasvirlerle açıklamalarla dolu sadece bir omzu yarım sayfa açıklayabilecek bir kitaptır. dünya klasiklerindsendir.
    balzac ın ne kadar iyi bir yazar olduğunu anlamamı sağlayan kitaptır.
    1 ...
  45. 31.
  46. film ve kitapların ağlatamayacağı bir insanın gözünü doldurabilecek niteliktedir. kitabı masaya koyduktan sonra " bitti mi?" diyerek parmaklarınızla kapağa dokunursunuz.
    3 ...
  47. 30.
  48. bir cümle vardır ki kitapta, hayatımın her anında daima kadınlarla olan ilişkilerimde temel felsefe olarak almışımdır. kopyalamıyorum aklımda kaldığınca iletiyorum:

    "genç kadınlardan uzak durunuz, çünkü onlar sizden hayatınızı, gençliğinizi, herşeyinizi isteyeceklerdir. ancak sizden yaşça büyük bir kadın, alacağınız ufacık bir hediyeden dolayı dünyalar kadar mutlu olabilir. onu lüks yerlere götürmenize gerek yoktur. orta seviye bir lokantada bile yemek yiyip karnınızı beraber doyurabilirsiniz. yadırgamayacaktır. sizinle geçirdiği her an onun için büyük bir mutluluk ve tatmindir."
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük