le gamin au velo

entry6 galeri0
    1.
  1. Jean-Pierre Dardenne ve Luc Dardenne in yazıp yönettiği 2011 Cannes'da juri büyük ödülünü alan iki filmden birisi.
    0 ...
  2. 2.
  3. avrupa film ödüllerinde en iyi senaryo ödülünü alan film. ama olmamış. filmlerde senaryoya diğer kriterlerden daha çok önem veriyorsanız ve bu filmi de aldığı ödül nedeniyle izlemek isterseniz, vakit kaybetmeyin derim.
    0 ...
  4. 3.
  5. dardenne kardeşlerin yazıp yönettiği, 2011 cannes'da jüri büyük ödülünü bir zamanlar anadolu'da filmiyle paylaşan belçika filmi. filmin sonlarına doğru iyice vites artıyor. filmin finali çok güzel yapılmış. ve tüm film boyunca öyle bir duruluk var ki hani film olduğunu unuttuğunuz filmler olurya aynen öyle. küçük çocuğun oyunculuğu çok sağlam(galiba ilk filmi). cecile de france rolünün hakkını vermiş. kısaca 2011'in en sağlam filmlerinden.

    puanım: 7.2
    1 ...
  6. 4.
  7. yetiştirme yurduna bırakılmış hırçın çocuk Cyril'in hikayesi. Cyril kendisini bilinçli olarak bırakan babasını bulmaya çalışırken, bir yandan da kendisine kucağını açan ve hatta onun için sevgilisinden bile vazgeçen Samantha'yı anlamaya çalışıyor.

    hayata karşı savunmasız kalan ve babasının da bakmak istemediği Cyril, tam bu arada torbacılık yapan ve ufak çocukları tuzağına düşürüp onlara ayak işlerin yaptıran bir eleman ile tanışıyor. içine girdiği başarısız soygun denemesinden sonra Samantha'nın kendisi için en doğru insan olduğunu anlıyor ve babası ile torbacıya sırtını dönüyor.

    modern dünyanın ortasından bir yalnızlık ve yoksunluk hikayesi.. ufak bir Fransız şehrinde geçtiğini tahmin ettiğim hikayede, ufak çocuğun suratına inen hayatın acımasız tokatları ondan çok bizim canımızı yakıyor. Bir çocuğun masumiyetini ve hayat karşısında savunmasızlığını derinlemesine gösteren, bu yönüyle de le fils ve lilja 4-ever filmlerini hatırlatan bir film.
    0 ...
  8. 5.
  9. Yine Dardenne kardeşler yine sade bir salt dram.Daha önce Dardenne kardeşlerin dört filmini izlemiştim bazılarını beğenmiş bazılarını ise beğenmemiştim,bu film için ise vasatın üstünde bir dram diyebilirim.Film,diğer izlediğim Dardenne kardeşler filmi gibi ağır bir film,zaten duyguları sömüren bir film değil,sanki hayatın içinden bir kesit gibi bir film bu yüzden izlemeden önce çok trajik bir film beklemeyin,sade ve gerçekçi bir dram Bisikletli Çocuk,süresi kısa olduğu için de olsa gerek ben izlerken hiç sıkılmadım.Başroldeki küçük çocuğun yaşadıkları biraz iç burkucu diyebilirim herkes tarafından darbe yemesi vs. fakat filmde açıklanmayan birkaç detay var,ayrıca Samantha karakterinin de bir anda çocuğu bu kadar sahiplenmesi bana biraz gerçek dışı geldi.Oyunculuklar çok başarılı özellikle Thomas Doret ve Cécile De France aynı film gibi çok gerçekçi oynamışlar.Son olarak ben film için zaman ayırıp izlediğim için pişman değilim,eğer Dardenne kardeşlerin filmlerini seviyorsanız tavsiye ederim ama ağır dram filmlerinden hoşlanmıyorsanız da uzak durun derim.

    6/10
    0 ...
  10. 6.
  11. sadece cyril'in hikayesi olarak bakılırsa eksik bir tanımlamanın yapılmış olacağı dardenne kardeşler filmi.

    --spoiler--

    cyril yaşadığı şartlar içinde son derece gerçekçi ele alınırken dardenne kardeşler yine bilindik sinemaları çerçevesinde; yoksulluğun, sokağın, bir alt kültür olarak çocukluğun ve kadınların kararlarını değiştirebilmesinin bir parça daha kolay olabileceği üzerine esaslı bir nutuk atıyor. yani bunu kasmadan filmin duygusallıkla olan çekişmesinde duygusallığın esiri olmadan yapıyor.film de karakterlerin dünyasına vıcık vıcık girilmemesi hatta mesafeli bir yaklaşım filme vites büyüttürüyor. samantha'nın yaptığı iyilik dramatize edilmiyor asla. türk filmlerinden alışık olduğumuz bir tavır görmüyoruz. bu da objektif ve özgün bir anlatı yaratıyor. tanımdaki iddianın içini doldurmam icap ederse ki -ediyor- cyril'in hayatı samantha'nın onun hayatına kanalize olmasıyla ne denli değişiyorsa samantha'da da bu tarz değişimler oluyor. yani tek taraflı değil, çift taraflı bir hikaye bu...

    --spoiler--

    --spoiler--
    bisikletli çocuk'ta takıldığım tek nokta (bence olmamış hadise) samantha'nın sevgilisiyle olan atışmasındaki sahicilikten bağımsız ya o ya ben muhabbetine konunun gelmesiydi. yani atışma samantha'nın cyril'e laf söyletmemesiyle ne denli güzel resimlendiyse sevgilinin yüzeysel tümcesiyle işin kolayına kaçılmış izlenimi veriyordu. zira, samantha'nın işi olmamalıydı o çocukla. bu tarz bir versustan nemalanan zihniyet senin yanında olmasa da hiçbir şey kaybetmezsin ki...
    --spoiler--

    film öfkenin karşısında iyilikten bir çıkış yolu bulmaya çabalarken büyük laflar etmeden işi izleyiciye bırakıyor. final, cyril'in kendi çıkış yolunu yaşadıklarıyla anlamlandırıp (özeleştiri) samantha'nın yanında kendisine de yer olduğunu algılamasıyla noktayı koyuyor. bisikleti babasından kopuşundan sonra bir simge olarak gördüğümüzü de notlara ilave edelim.

    kesinlikle izlenmesi gereken son derece olmuş bir yapıt.

    edit: dardenne kardeşlerin alt sınıf hikayelerini ken loach sinemasıyla parelel değerlemek mümkün olabilir. sistem içindeki mağdurların hikayeleri neticede. olağan ve realist hayat kareleri...

    10 üzerinden 8! (7,5 daha mantıklı olabilirdi fakat şu var: karakterlerin iyilikle ve kötülükle kodlanmamış olması ve olduğu gibi profiller olması yarım puan ilave manasına geliyor!)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük