evi çöplüğe çeviren hastalık. öyle ki atılmayan eşyalar bir yerlere sıkıştırılır ama belli bir süre sonra bu ıvır zıvırlar evin dolup taşmasına neden olur.
bir çeşit hastalık. ne yazık ki bende var bu sözlük. bilhassa yolda alışverişte çok karşılıyorum. bir keresinde okulda param kaybolmuş ve öğretmen çantamı kendi masasına dökmüştür. çantadan çıkanlar:
1 adet mermer taş -ee seksek oynardık o zamanlar-
1 adet 2 buçuk metrelik elektrik kablosu - güzel ip atlanıyor-
2 adet duvar çivisi
1 adet çekiç
1 paket boş sigara kutusu
1 adet sümüklü mendil
bir avuç misket
4 adet sarı yazan ufak taşlar
1 metrelik çamaşır ipi
3 defter
öğretmenin bana bakıp "bir ben yokum patlak fermuar okul çıkışı inşaatlarda mı çalışıyosun" deyişi halen kulaklarımdadır. bir keresinde de migrostan alışveriş yaparken:
annem: - oğlum bunlar ne ne kadar fuzuli şey aldın öyle
ben: - ne fuzulisi anne ya
annem: - oğlum bizim arabamız mı var direksiyon kilidi bile almışsın
ben: - dursun yaa ileride alırız belki
akabinde annemin favorilerimi çekmesi ile kendime geldim sözlük.
babamın marangoz komşumuzdan temin edip doğalgazlı evimizin bahçesinin kenarına zulaladığı talaşların içinde kaybolunabilecek bir yığın halini aldığını farketmemle birlikte, acil psikiyatrik müdahale gerektiren rahatsızlık olduğunu anladığım durum.
biriktirme hastalığıdır. bu insanların duygusal yönden de pek çok şeyi içinde biriktirip sonunda hasta olduğu doğrudur. dışarıdaki biriktirme içeride de devam eder, sakattır. derhal farkına varılıp tüketilmesi gerekir birikenlerin.
yoksa psikosomatik hastalıkların görülmesi kaçınılmaz olur bir zaman sonra.
Çöp evlere sebep olmadigi sürece sorun çıkartmayan hastalıktır.
Duş bataryası bozulduğunda yenisini aldım ertesi gün degistirdim ki birde ne göreyim, bataryanın duş çıkışı bir parmak ama duş hortumunun ağzı yarim parmak, üstelik günlerden pazar. Hemen lazım olur diye ayırdıklarımı koyduğum hurda kutusunda lazım olan parçayı buldum ve sorunu çözdüm ki aslen o parçanın ne işe yaradığını da bilmiyordum.