tam olarak 33 gün önce yaptırdığım ameliyattır.
öncelikle doktorla konuşup randevu alıyorsun. gerekli bir takım testlere tabi tutuyorlar seni. gözbebeği büyütücü damlalar damlatıyorlar. kornea kalınlığı yeterliyse ameliyat için gün veriyorlar( beni aynı gün ameliyat ettiler). derken sizi ameliyata almadan önce riskleri kabul ettiğinize dair bir belge imzalatıyorlar ardından ameliyata alıyorlar. kafanıza bir galoş takıp telefonunuzu bırakıp geçiyorsunuz ameliyat odasına. burada heyecan zirve yapıyor. uzanıyorsunuz yatağa. doktor iğrenç espriler yaparken hemşirelerde ona katılıyor. her ne kadar da çekilmez bir hal olsa da, o gözlüklerden kurtulmanın verdiği hazzı düşünerek aldırış etmiyorsunuz. gözünüzü bir ayırıcı ile sabitleştiriyorlar ve diğer gözü kapatıyorlar. ardından size kafa sallamamanızı, canınız acırsa elinizle işaret vermenizi söylüyorlar. buraya kadar her şey normal. lazer cihazı tepenize inince asıl korku başlıyor. tepede bir yeşil ışık yanıp sönüyor ve sizden buraya odaklanmanızı istiyorlar. o sırada korneayı kesip bir kapakçık gibi kaldırıyorlar ve burada devreye lazer ışınları giriyor. sanki suda gözlerini açmış gibi bulanık görüyorsunuz. kornea traşlanırken çıkan yanık kokusu epey rahatsız ediyor sizi. on saniye kadar tamamen kör oluyorsunuz sakın heyecan yapmayın.on saniye kadar kör kaldıktan sonra doktorun hamlesiyle gözleriniz tekrardan açılıyor. korkmayın zira zerre acı çekmiyorsunuz.
lazer işini tamamladıktan sonra kornea kapakçığı tekrar kapatılıyor ve bir göz için yapılacak işlemler bitmiş oluyor. aynı işlemleri diğer göz içinde yapıyorlar fakat ilkinde ne olduğunu bildiğiniz için fazla ürkütücü olmuyor. bu işlemler yapılırken doktorlar iğrenç esprilere devam ediyor tabi. diğer gözü de tamamladıktan sonra kalkabilirsin diyor ve sen daha bir kaç saniye sonrasında bile gözlerinin gördüğüne sevinip çıkıyorsun hastaneden. herhangi bir sargı veya bantlama söz konusu olmuyor. lakin doktora bağlı olarak koruyucu lens yerleştiriyorlar( doktorum benim gözlerime koymuştu o lenslerden, ertesi gün çıkarıyor fakat). ameliyattan sonraki bir kaç saat baya acılı geçiyor( kişiden kişiye değişebiliyor bende hafif yanma ve sulanma oldu) lakin doktorun verdiği damları damlatarak acıyı yenebiliyorsunuz. gözlerini hiçbir şekilde ovuşturmamanız gerekiyor ve ilk hafta banyo yapmamanız lazım. ertesi günü kontrole gidiyorsunuz koruyucu lensleri çıkarıyoe doktor. ardından ultra hd görüntüye merhaba diyorsunuz. tabi kapakçıklar yeni oturduğu için çok net oluyor zamanla hafif bir görüntü kalitesi düşüyor. benim iki gözümde 0 iken şuan 0,25 - 0,50 civarında.
tam olarak 3 ay sonunda kalıcı nir göz numaranız oluyor.
bana sorarsanız imkanı olan herkesin kesinlikle yaptırması gereken ameliyattır.
şimdi olsa şimdi yine yaptırırım. kesinlikle ne acı duydum ne rahatsızlık.
gözlüklerden kurtulmanın verdiği keyfi hiçbir şey veremez. gözlük kullananlar bilir. yaptırın kurtulun. şimdiden geçmiş olsun, sıhhatle kalın.
edit: sormak istediğiniz bir şey varsa yeşillendirin dostlar yardımcı olmaya çalışırım.
Edit2: 48 gün olmuş ameliyat olalı. Bir kaç gün önce kontrole gittiğimde, 0,25 ve 0,50 olan gözlerim şuan 0 ve 0,25 oldu. Görüşümde oldukça net.
Gün geçtikçe düzeliyor umudunuzu kaybetmeyin.
Edit3: 660 gün oldu bugün. Gözlerim hala çok iyi. Pişman olmadım ameliyat olduğuma.
Yaptırdığım ve memnun kalmadığım şey. Hayatım mahvoldu diyebilirim. Hem de oldukça ünlü bir hastaneye yaptırdım. Gözünüz kıymetli gençler. Lazer teknolojisi reklamlarda söylenen kadar ileri değil.
çamaşır makinesinden sonra en mükemmel icat. Tam 14 gün önce yaptırdım. Ben ki gözüme kirpik kaçsa çıkaramam, lens takamam, filmlerde bile göze yapılan şeylere bakamam. 1 senedir nefret ederek gözlük kullandım ve bu şekilde yaşayamam deyip yaptırmaya karar verdim.
En büyük en etkili sakinleştiriciyi verin bana diyerek girdim odaya ve sadece birkaç saniyelik göremediğim zaman korktum o kadar. Yani acı yok, çok kısa bir işlem. Sakin olup hareketsiz ışığa bakın ve 5 dakika sonra herşey bitmiş oluyor. Sonrasında azıcık bulanık bile olsa görüyordum. 2-3 saatte o da düzeldi. ilk gün gözler kapalıydı benim çok az bir ağrı vardı. Sonraki ilk hafta arada yanmalar oldu ama şu an hiç bir sıkıntı yok.
Gözünüz uygunsa yaptırın, korkulacak hiçbir şey yok. istanbuldan isteyenlere hastane ve doktorumun ismini verebilirim.
gözlüklere (dün bunu demiş biri olarak) sen benden daha iyilerine layıksın demektir.
birincisi; söylentilerde bahsi geçtiği kadar kolay bir operasyon değil. bildiğiniz ameliyatlardan hiçbir farkı yok. Ameliyat önlüğü ve bonesini giydirdiklerinde istiklalde geziye çıksanız psikolojiniz açık beyin ameliyatı olacakmışsınıza döner. Ekstradan gözleri pencereli ameliyat maskesi ile kapatıyorlar. klostrofobisi olanlar zorlanabilir. ben zor sevdiğim için, zorlandım mesela.
ikincisi; en zor kısmı, saydam tabakanın kesim işlemi. yuvarlak bir cihaz gözünüzün içine giriyor. bildiğiniz giriyor. bende ki gibi tam oturmadığı için 4 kere girmesin de başka şey istemezsiniz.
üçüncüsü; sonrasında lazer operasyonu ve saydam tabakanın kapatılması ile mutlu son.
dördüncüsü; uyuşturucu damlaların etkisi geçtiğinde ilk 1 saat ameliyat kesiğinden mütevellit dayanılmaz bir acı sizi bilmem ama beni bekliyordu.
beşincisi; benden önce ameliyat olan arkadaşın saydam tabakası tam oturmadığından batma ve göz yaşarması (en son gördüğümde tekrar operasyon ihtimali vardı) gibi yan etkiler yaşanmazsa (çok şükür ki benim gibi) net güzel bir görüntü sizi bekler.
tavsiye ederim. şimdilik. önümüzdeki maçlara bakacağız. nasıl olsa buralardayız.
gözlerimin biri 5.25 diğerinin 5.50 derece hipermetrop olmasıyla bir iki yıl içinde yaptırmayı düşündüğüm operasyon. bu operasyonu olan Sözlük yazarlarının memnun kalıp kalmadığını merak ediyorum.
benim de hikayem var!
2 yıldır lens kullanan ben, 11 temmuz günü, aldığım bilgilere de dayanarak, 1 ay öncesinden lens kullanmayı bırakıp, izmit özel çağın göz hastanesi'ne muayene amaçlı gittim. amaç muayene idi belki ama aklımda lazer ameliyatını sorgulamak da vardı.
her neyse, normal göz muayenesi gerçekleşti, ondan sonra gözüm lazer için uygun mu diye sordum. doktor belli testler yapılması gerektiğini söyledi, 2 saatlik bir zamanınız varsa yapabiliriz dedü.
iyi bakalım dedik, gerekli belgeleri ayarladılar, 100 tl'lik ödemeyi yaptık, teste aldılar. testi çok tatlı bi hanım kızımız yaptı. işte ışığa bak zart zurt dedi. testler bittikten sonra gözüme 5 dk arayla 3 kere damla damlatılacağını, bu damlanın da yakın görmeyi bozacağını, bunun ise 5 ile 48 saat arası geri geleceğini söyledi. iyi dedim, damlalar damlatıldı, 3. damladan sonra telefondaki harfleri seçememeye başladım. sonra doktor sırasına girdik tekrar. otururken inanılmaz bir baş dönmesi yaşadım, bi miktar mide bulantısına maruz kaldım. sıram geldiğinde tek başıma gidemedim doktora, o derece. her neyse, doktor bi şeyler konuştu, ben o baş dönmesiyle pek anlayamadım, ailem daha çok dinleyebildi. doktor özetle şunu söyledi:
-gözüne uygulayabileceğimiz 2 çeşit yöntem var. custom prk ve lasik. ** uzun süredir gözünde ilerleme olmamış, bu olmayacağının garantisi değildir ama ilerleme de pek beklenmez bu durumda. ama kesin bir dille ilerlemez diyemem.
-kornea tabakan normale göre çok daha kalın. ilerleme durumunda ikinci bir ameliyatı da kaldırır.
-custom prk yönteminde alınan sonuçlar daha sağlıklı.* gözü tam olarak sıfıra indirebiliyoruz. gözün istenen seviyeye gelmesi 1,5-2 ay sürüyor. ama daha ağrılı bir ameliyat sonrası sürece sahip, 1 gün çok ağrı çekeceksin, duvarları tırmaladım diyen hastam bile oldu.*
lasik için de o kadar anlatmadı, kısaca prk'ya göre daha rahat olduğunu, ama prk kadar iyi sonuç veremeyebileceğini söyledi.
ben de gerekli ağrıyı göze alıp, "ne kadar ağırabilir ki" diyerek prk'ya karar verdim. aşağıda ameliyat danışma ekibi varmış, ordan güya detaylı bilgi aldık. sadece fiyatı söylediler. gerisini ben hatırlamıyorum. kafam iyice uçmuştu çünkü.
hacım hastaneden bir çıktım, sanki çin ordusu gelmiş de hep beraber yüzüme flaş tutuyor. allahım yok böyle bir ışık. neyse bi şekilde arabaya binip eve gittik. 14 temmuz için randevu aldık.*
ameliyat günü önce yukarı çıkarıp süsleyip püslediler*. sonra bi odaya aldılar*. sıra gelince ameliyat odasına girdim. yattık falan, iki göze üçer damla damlattı yattığımda. sonra doktor geldi, makineyi ayarladılar, sonra yine aynı şekilde damla damlatıldı. gözkapakları bir aparat yardımıyla açıldı. yukarıda her olan biteni gördüm ama bi sikim hissetmedim. burayı hızlı geçeceğim, lazere başladığında elektrik arkı sesi geliyor ve yanık kokusu alıyorsun. geriye kalan detaylar için şuradan: https://www.youtube.com/watch?v=BJz_G8mLSB4
ameliyat normalden 20 dakika uzun sürdü. iki göz 15 dakikada bitiyorken, bende 35 dakika sürdü. tabi biraz tırstım bu durumdan. ameliyattan çıkınca yanıma bir gözlük ve tek hap verdiler, akşam rahat uyumak için içersin diye.
neyse çıktık hastaneden gözlükle, hiç bir sıkıntı yok. bindik arabaya. hatta o kadar rahattım ki arabayı ben bile sürermişim dedim*. eve gittim, gözümde iyileşmeyi fark ettim. çok mutluyken, eve geldikten 10 dk sonra* hafif yanma ve ağrı başladı. 10 dakika içinde ağrı aşırı çoğaldı ve ışıklı ortamda duramaz oldum. aynı zamanda verdikleri damlaları da damlatmak zorundaydım ve gözlerimi açmak işkence gibiydi. gözüm kapalı ve acılı bir gün geçirdim.
doktor sabah tekrar pansuman için çağırmıştı. sabah kalktık oraya gittik tekrar. doktor önceki geceyi sordu. harikaydın bebeğim dedim. tabi öyle olmadı diyalog, çok fazla ağrı çektiğimi söyledim. bunun beklendik olduğunu söyledi, ama gözlerimin kapalı kalacağından bahsetmemişti. gözünü aç dedi ve açamadım. kendisi açıp damla damlattı. bikaç saniye sonra gözümü açabildim.
meğer adam gözüme lens koymuş. o an zihnimde şimşekler çaktı. heee dedim, bütün batmayı bu ibne yapıyormuş meğer. neyse mutlu mutlu lensin çıkışını izlerken doktorla da bu görüşümü paylaştım. doktor "hayır, bu ağrıyı azaltması için" derken, cümlenin yarısında lens çıkmıştı ve akşamkinden daha acılı bir batma yaşadım. dilimi sikeyim.
lensler çıktı gözler 3 gün daha açılmamak suretiyle kapandı. doktor bundan da bahsetmemişti. tişikkirlir dıktır. bi hafta sonra yine gel dedi.
kabus gibi geçen 3 gün yaşadım. kafamda tilkiler dolaşıyordu. görmüyosun lan! hiçbir şekilde görmüyosun. telefon, televizyon bilgisayar yok. sağa sola bile bakamıyorsun. yalnız kaldığında kafayı yiyorsun. görme engellilerin sıkıntılarını daha iyi anlıyorsun. muhtemelen hayatımın şu ana kadarki en kötü sürecini yaşadım o sürede.
3 günün sonunda, gözlerimi birkaç saniye aralıklarla açabildim. yürümeye başlayan çocukların koltuktan koltuğa koşması gibi. odaya girmeden gözünü açıyorsun, odayı zihnine kaydediyorsun ve ilerliyorsun. bu bile çok sevindiriciydi.
4. gün bu süre 20-30 dakikalara çıktı. arada da bi o kadar kapalı kalması gerekiyordu.
5. gün hafif batmalarla gözlerimi iyice açabildim. suni göz damlaları kankam olmuştu artık. ama görüşüm net değildi. telefon ve bilgisayar kullanamıyordum.
o hafta tekrar doktora gittim. damlaların kullanımını değiştirdi. gözlerin gittikçe iyileşeceği, ameliyatla ilgili beklenmedik hiçbir şeyin olmadığını söyledi. o günden sonra yanma ve batmalar iyice bitti.
gözler gittikçe iyileşti. bugün itibariyle yaklaşık olarak 3. haftam dolmuş olacak. ve sol göz %90, sağ göz %60larda. ama gözlüksüz baktığımdan daha iyi, gözlük kalitesinde de değil.
ameliyatın maliyeti bana 35 tl'lik rutin muayene+100 tl'lik testler+2900 tl'lik prk wavefront ameliyatı ile birlikte yaklaşık 3000 tl'ye mal oldu.
ne yazmışım be! herhangi bi sorusu olan yazabilir. elimden geldiğince yardımcı olurum.
10 sene önce 6 numara miyop gözlerimi düzeltmek için olduğum ameliyat. Hala hastanenin önünden geçerken dünyaya ikinci kez gözlerimi açtığım yer diye bakar , ameliyatı iyiki olmuşum der mutlu olurum. Bu arada 10 senedir hiçbir sıkıntı yaşamadım. Gözlükle idare edilebilen seviyede bozukluklarda bence çok da gerekli değil ancak benim gibi gözlüksüz/lenssiz aynaya baktığında kendini bile tanıyamayan kısmi körler için son derece gerekli ve başarılı bir işlem. Göz doktorlarının gözlüklü olmalarına gelince, çevremdeki bir çok doktor da baca gibi sigara içip aynı zamanda hastalarına sigarayı bırakın diye tavsiyede bulunuyor. Buna çok takılmamak lazım, 20 sene daha yaşayacağımızın garantisi var mıdır ki de biz 20 sene sonra acaba yan etkisi ne olacak diye düşünüyoruz.
çoğunlukla göz numaranız sıfırlanmıyormuş bu yüzden yaptırmann bir anlamı yok. 5 numara gözlüğünüz var ve bu 1 buçuğa iniyorsa bunun ne anlamı var ki ?
Bu ameliyati olan bir arkadas olma ben memnunum ama tavsiye etmem diyo dedim itoglu it kariyi catir cutir sikip ya guzel degil demek ya da yemegin dibini siyirip igrencti demek gibi bi sey. Herif benim gozlukle gordugumden daha net goruyo ben ne diyim simdi. Olun lan bu ameliyati ibnelerin yorumlari tirsitmasin sizi. Hayat lensle veya gozlukle ugrasmak icin cok kisa ve gorulecek pek cok sey var.
4 yaşından beri gözlük kullanan birisi için müthiş bir hayal olabilen sağlık operasyonu.
küçüçklükten beri hep gözlük kullanırım. Hatta çoğu akşamların gözlüğümün içine diğer gözün çalıştırılması için konulmuş bir parça pamukla televizyon seyrederek, kitap okuyarak, hatta oynayarak geçirmiş biriyim. Bir gözüm hep kapalı kaldığı için diğer gözüme o zaman pek anlamadığım bir etkisi oluyordu. Bir de gözleri açıp kapama isteği var ki o da başa beladır. Neyse uzun zaman bu hastalık ve gözlükten kurtulmak için doktorların kapısını aşındırdım. 17 yıl. ilk başlarda yılda en az 2 kere Hacettepe üniversitesi hastanesine (ankaralı değilim) gidiyorduk, sonra yılda bir falan olmaya başladı. 21 yaşına gelince sen ameliyat olacaksın ve gözlükleri atacaksın dediler. Top oynarken zorlanan, kafa vuramayan, arkadaşları ile pata küte oynayamayan, kavgaya başlamadan önce bile gözlüğü çıkarmak zorunda kalan birisi için ne büyük hayal. Dörtgöz, şişedibi gibi lakapları saymıyorum daha.
Gel zaman git zaman nasıl oldu bilmiyorum ama 21 yaşına geldim. Eşşek kadar olduğumdan artık kendi başıma gidebiliyordum hastaneye. Aslında hastane değildi artık benim için, okulumdu. Önceden aylar öncesinden randevu aldığımız yere gidip öğrenci kartımı gösteriyordum ertesi güne hemen randevu ayarlıyorlardı. En son doktorum değiştiğinde "ya doktor beğ bizim ameliyat işi ne olur sence?" dedim. Senin gözün normalden farklı olarak + değerlik almış ve astiğmat da var sende. - yani? - yanisi sen ameliyat olamazsın, olsan bile faydası olmaz, olsa bile en geç bir yıl içinde eski haline döner belki de daha kötü olur. dedi.
Dünya başıma yıkıldı sandım. en azından 10 yıldır büyüttüğüm hayallerim, umutlarım uçtu gitti.
Uzun zaman geçti üzerinden. Şimdi artık o hayalleri bile tam hatırlamıyorum nerdeyse.
ileriki yaşlarda oluşabilecek katarakt hastalığına müdahaleyi zorlaştırdığı için doktorların kendilerine uygulatmadığı çözümsü.
bunu öneren gözlüklü doktora siz neden gözlük kullanıyorsunuz diye sorduğunuzda işten güçten fırsat bulamadığını söylese de yaz tatiline fırsat bulup bu basit operasyona bulunamayan fırsat kafa karıştırır.
iki ay önce yaptırdığım ameliyat. dört dakikada hayatımın bu kadar değişeceğini bilseydim, çok önceden yaptırırdım. bana anlatılan o ağrı, sızı falan hiç olmadı. ameliyattan çıkıp arabayı kendim sürerek eve gittim ve şimdiye kadar en ufak bi zararını görmedim. olmak isteyenler varsa mesaj atabilirler. doktor için öneride bulunabilirim.
hiç bir risk taşımayan, başarı garantisi verilebilen bir lazerle tedavi yöntemi diye bir şey yoktur. yapılan işlem, korneanızın lazerle yakılarak, kırma gücünün istenilen seviyelere getirilmesi işlemidir. yani daha basit bir söylemle korneanıza gözlüğünüzdeki camın şeklini yakarak verme işlemi. bu ameliyatın ardından en olası sonuçlar aşırı ışık hassasiyeti, gözün allerjiye daha yatkın bir hale gelmesi, göz kuruluğu falan filan...
ameliyat olduktan sonra normal ev ortamında bile güneş gözlüğü takmak zorunda kalan yığınla müşterim oldu. birlikte çalıştığımız bir göz doktoru "risk milyonda bir bile olsa, göz bunun için feda edilebilecek bir organ mı" demişti. sanırım bundan daha doğru bir yaklaşım olamaz.
lazer yapan doktorlardan hiçbiri bu operasyonu kendinde denemez. ben yaptırdım diyen ve gözlük kullanmayanlar ya hiç refraksiyon kusuru olmayanlar ya da lens kullananlardır inanmayın. türkiyede bu operasyonu yaptıran tek doktor var. o da bu işi türkiyeye getiren kişi. bir nevi karadenizde çay içen bakanların kahramanlığı yani...
bursada geçici bir süre çalışmıştım. orda maddi gücü gayet yerinde olan, en az ayda bir kez bizim mağazaya gelip sağlam paralar ödeyerek gözlük kullanan bir müşterimiz vardı. numaraları 2-2.5 civarında miyop ve küçük astigmat şeklindeydi. daha sonra gözlük kullanmaktan sıkıldığı için gidip, dünyanın parasını ödeyerek, bursanın en tanınmış doktorlarından birine lazer yaptırdı. sonuçta gözleri günlerce bandajlı kaldı. biz iki ay gibi bir süre kendisine haftada bir yeni numaralarında gözlükler yaptık. doktorun bu "tedavisinin" ardından numaraları 4-4.5 derece hipermetrop seviyelerine kadar zor indi. -ki bilenler bilir, miyop gözlükler hipermetroplara oranla çok daha hafif ve estetik olur. sonuçta kadıncağız bi bakıma sağlam olan gözlerini bile kaybedip eskiye oranla çok daha sıkıntılı bir duruma geldi.
12 yıldır gözlükçülük yapan biri olarak tek tavsiyem, 7 numara ve üstü miyop, 5 numara ve üstü hipermetropsanız, ve astigmatınız 2nin altındaysa operasyon riski tartışılabilir. bunun dışında yapılan tüm ameliyatlar şuna benziyor: elinizin üzerinde ya da cildinizi herhangi bir yerinde ufacık bir ben var diye, o bölgedeki deriyi tamamen aldırıp, yerine gelen deride ben olmamasını ummak.
edit: uzun oldu ama özet geçemem. ilgileniyorsanız okuyun.
