laz dan sonra her zaman çerkez in gelmesi

entry2 galeri0
    1.
  1. var böyle bir şey. başlığı nasıl açayım bilemedim. genç, türkselli(avealı değil yani) ve ergen olduğum için hemen aklım kayıyor erotiğe. bi şey görüyor, duyuyor, hissediyorum veriyorum aklımca erotiği. insan doğası herhal. bu başlıkta oraya çekilir. ama çekmeyin. ya da çekin. size karışamam aklı başında adamlarsınız. işte biz ne zaman türkiye sorunlarından konuşsak. bu kelimeleri duyarız: kürt, laz, çerkez. sonra abaza gelir ki dadından yenmez. "abaza mı puhaaa" duygusu bizi dürter. bi de böyle bi şey var lan. herkes senin gibi sanıyosun bazen. öyle hissediyosun en azından. yazıyosun sonra. ya da söylüyosun büyük umutlarla. öyle çıkmıyor ya da fazla tutulmuyor. sözlükte büyük bir helecanla açtığın başlığın siklenmemesi gibin. hayatta da var böyle şeyler. ne diyorduk da çok pis bir şey mesela. bir birlikte mi diyoruz oğlum biz bu şeyi. sen yani ben diyorum yazan diyor yani. ne bu okurun ilgisini yazıya çekme çabası mı? nasıl bir çaba bu? ne umuyorsun bu çabadan? kenar mahalle tikisi gibisin farkında mısın? saçını başını yapıp, kıçına fiyakalı don giyip, en ejderhalı, en ilginçlikli gömleğini, beyaz olmayan ve pazardan alınmış eşek gibi nike logosu olan çorabını, "kızlar ayakkabıya bakar" felsefesi içinde yemeğinden keserek aldığın ayakkabıları giyip gidiyosun buluşmaya. "işte ben de böyle bir insanım" diye iyi yönlerini anlatıyosun. bir şeyleri kanıtlamaya çalışıyosun. amaç belli. çok uğraşıyorsun. türksellisin başlarda. türksel kırıyor parayı sayende. belin bükülüyor. iş ciddileşirse hemen avea alıyosun, ciddileşmeme ihtimali daha büyük işte o zaman babayı alıyosun. mesajlarla kalıyosun. ha iş avealık boyuttaysa iyi yoldasın. ama türkselli kalırsan her akşam sadece hava durumu mesajı gelir. geçen otobüsteyken ilginç bir şey oldu. arkada oturmuş dört türkselliydik. yani ben kesin türkselliydim ama kalan üçü tahminim öyleydi. türkselli tipi vardı. sonra her akşamki gibi saat 6.10 civarı hava durumu geldi lazımmış gibi. göt hava durumu. ben biliyordum bu saatlerde geldiğini ama yine umutlandım. diğerleri ise galiba daha alışamamışlardı ve onlar baya umutlandı. hepimiz yaklaşık aynı anda "neden olmasın" iç düşüncesi ile telefonlarımızı elimize aldık. aynı anlarda gördük. nasıl anlatsam melankoli koktu otobüsün arkası. bildiğin hava durumuydu gelen. "bursa: pazartesi 21/fırtınalı yağmurlu" yazıyordu. diğer günlerde vardı gerekli gibi. arka dörtlü birbirimize sarılıp ağladık. hıçkıra hıçkıra bağıra bağıra ağladık. her boka kızan yaşlı amca bile sesini çıkarmadı. o bile bir kaç damla akıttı bizim için. gençliği bizdik belki de onun. hayata tepkisini her boka kızmakla vermişti belki. isyanıydı bu belki. geleceğim o olursa durunamam ben yalnız.

    of ne diyodum lan ben? (bak hala) bu arada bu "bak hala"da da aynı mantık var. okuyanla konuşurmuş gibi bir hava yaratma çabası.

    o değil de aklıma şey geldi. allah'tan müslüman bir toplumda yaşıyoruz. yani bireyler değil ama toplum müslüman ya bu çok güzel. bu arada bireyler de müslüman tabii ama. bu arada kafayı yiyecem ha. bu di konusunun tarafları var gibi geliyor hep. ne zaman bu konudan bahsetsem müslüman olmama rağmen dinsizleri de gözetiyorum. ya tabii gözeticem de ne biliyim olmuyor işte. nereye koysam olmuyor. ne yazsam yarın dava açılcakmış gibi. bir dinsiz/dindar/dinci ya da her neyse ayarın kralını verecekmiş gibi. o yüzden tabu bence bu konu. oh sosyal tespitimi de yapar gibi oldum. çok hoş. işte müslümanlığın genel inanış olduğu ya da yüzde doksan dokuzunun (kolpaya gel) müslüman olduğu bir ülkede ya da müslümanlık gelenelerinin hakim olduğu bir coğrafyadayaşıyor oluşumuz bence sevindirici. misal çocukken en çok kurduğumuz cümlelerden biriydi: "yemin et". hatta abartıp "valla de". mesala büyüyünce bile bu geçerli. biri bir şey diyor. inandırıcı değil. hemen patlatıyoruz "yemin et"i biraz duraksıyor anlıyoruz ki yok öyle bir şey, yalan. işte bence bu çok hoş. hoşuma gidiyor bu zorunluluk. bi de yemin etmeyenler vardı di mi? (sinsi gibi yazarım kankan gibi yazarım) onlar ne pis şeylerdi be. yok ayak kaldırmalar, "emin ederim"ler. "emin ederim"de büyük sinsiliktir bu arada. kötü şeylerdi. kısacası ı love "yemin et".

    işte türkiye konularını konuşurken de etnik gruplara geliyor ya konu. laz diyoruz. sonrasında mutlaka ve mutlaka çerkez diyoruz. fonetik uyumdan olabilir. z'lerin uyumu hoş duruyor ama ne bileyim ben bir kere de laz'dan sonra abaza gelsin, boşnak gelsin isterim. ya da çerkez'den önce (buraya farklı yazmak şart) bir arnavut, bir kürt gelebilir. ya da gelemez. gelen gelir banane oğlum. ben mi yaptım allah, allah.

    "hoca geliyo oğlum çok sinirli. bence kaçın, sizi ispilemişler. dövcekmiş." (sınıfın camını, florhasanını veyahut herhangi bir şeyini kırdıktan sonra sınıfın habericisinin sözleri)
    7 ...
  2. 2.
  3. çerkez den sonra da florhasan ın gelmesine sebebiyet veren harekettir. tanırım gerçi kendisini, önceleri klorhasan dı, sonraları bozdu kendisini, asimile oldu işte, hayat, bulutlar felan ne tuhaf. osurasım geldi valla.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük