lavanta kokan kıyafetlerim

entry1 galeri0
    1.
  1. dar ve çetrefilli çıkmaz bir sokakta dünyaya gelişim işçi babamın bütçe olarak zor da olmasına rağmen belki hayatımızı tatlandırır diye çikolata dağıttığı bir adamım ben. kendimi hiç bulamadım, babamı da mutlu edemedim daha. bu babamın hiçbir şeyi beğenmemesinden kaynaklı olsaydı keşke ama bu benim beni bulamamamla alakalı. bugün babam dahil kim sorarsa sorsun benim tek verebileceğim; boşluk.

    çıkmaz yokuştan sokağın en yüksek yerinden en aşağısına inerken ciguli'nin esnaf karısı binnaz'ını söylermişim, nefesim kalbimi kitlermiş. erik ağacına dadandık diye kovalayan amcayı dövmüş dayım, şimdi korumasızım. hatta cüsseme, yaşıma bakarak demekteler; şunu bunu korumalısın. kardeşim bile yarın bir gün kavga olsa "sen gelmezsin." demiş, kalbimde yara izi derinden oluşmuştu. hatırlamak, kindarlık oluşturur, en iyi ben bilirim, kin duymadığım kim kaldı?

    sonra komşunun benden büyük belki şimdiki yaşımdan küçük ama o zamanki yaşıma göre bana olgun bayan fantezisi katan kızı geliyor aklıma. çocuktum, açardı her yerini yanımda. ha ciguli de öldü bu arada ha. sonrasında gazoz kapakları. bir ara oturduğum yerde modaydı çocuklar karton toplayan ağabeylere özenmişti de marketten rica edip almıştım. salak gibi sormadan bunu nasıl götürmem gerekir diye. çöptekiler parçalanmış olur diye düşünüp bir çuval alıp tüm kartonları parçalamıştım. kaç günüm gitmişti onu da pek hatırlamıyorum ama götürdüğümde adam parçalanmış bunlar diyip almamıştı. beş liralık bir sonu olacak zevkti, içine etti...

    komşunun yaşıtım kızı vardı. kardeşim, ben ve o kız -ismini hatırlamıyorum be, büyümüş açılmış saçılmıştır, saçları olmuştur bir kadın gibi şimdi belki belki de bir tarafı üç numara bir tarafı uzun ve gridir.- kaybolmuştuk doğduğumuz mahallenin yokuşundan aşağı inen yollarında. televizyonda hangi dizi/belgesel hatırlamam ama görmüşüm bir dal tutup yol bulma olayını. havaya ata ata bulmuştum geri dönüş yolunu. kardeşim hala anlatır anımızı herkese. sonrasında aşağıdaki iyi kalpli yorgancı ve kiracısı olduğumuz ev sahibi saniye teyze. ölmüş diyorlar ama üzülmedim, bu akülü arabaları vardı torunlarının, biz pek binemedik. yani anlayacağınız saniyeler de geçmişti saniye teyze de bu dünyadan. sonra garipleşmeli ama basitleşiyor hayat. denklem basit; hep yenilmek. hiç kazanamazsın her zaman makine kazanır derler kumar oynayanlar. kumar haram der yaradan ama her salise masadayım kayıplarım kocaman.

    daha iyi eğitim alacağımız bir yere geldik, sessiz sedasız bir mahalle. komşular da iyi. gittiğimiz ilk gün mahallenin en büyük çocuğu oldum. ilk gün kardeşime diklenmişler, benim abim var ya sizi siker demiş. komşumuz her gördüğünde kardeşimle beni anlatır olayı. sonrası tebessüm. söyleyemiyorum ama ben güçsüzüm. sonraları sokak futbolu, mahallenin çocuklarına antrenörlük oyunları. ne ilkokul ne lise arkadaşım var benim. dımdızlak gittim üniversiteye. sorularını çözdüğüm bir kız vardı; merve. herkes çıkar ilişkisi sandı ama kız beni gerçekten sevdi. ben garibin biriyim keşke bilseydi, ben delirttim büyük ihtimal, sonra da delirdin sen dedim gittim. halbuki seni seviyorum, bırakmıcam derdim yatakta. sonra etrafımı sardı kaltaklar. ben de mizahşör olmuştum amına koduğumun twitter'ında.

    bir kız vardı beni ben yapıyordu. iki kere konuşmuştuk ben üçüncüde kolundan tutup beni sevdiğini söyle ben seni seviyorum demiştim. o gece ve ondan sonraki onun olduğu her gece sucuk yemiştim. totem demiştim, o beni ben bunu yediğim gecenin sabahında sevmişti. kendimi bulmuştum, ciddiydim, hayallerim en önemlisi de hayatım vardı. hiç ama demedim kötü bir şey olacak diye. bu sefer oldu derdim. sonra önce sinyali verdi, sonra ben yolu verdim. sonrasında ben saçımı başımı yoluverdim. onsuz kaç ay oldu bilmiyorum ama artık ben ben değildim, değilim. şu geceye kadar hep güldüm, güldürdüm. kahkahalara boğmalıydım insanları, mutlu olmalılardı ve en önemlisi mutlu sanmalılardı beni. güldürdüklerim zamanla rahat, gevşek ve en son da tekinsiz demeye başladı. irkildim ve dikildim. bir kaç denemem oldu, arkadaşa sordum ona göre hepsi kezban çıktı ama bana göre ben tipsiz ve karaktersizim.

    şimdi ne yapmalı bilmiyorum. çocukluğumda düşerdim, avuçlarım da üç çizik biraz toprak olurdu, kanardı. ben ağlamaz, oynadığımız oyuna kanardım. şimdi benim tüm hislerimde üç çizik ve oynayacak tüm oyunlarım bitik. ha bu arada şimdi de var komşularımız olgun ama tek hayalim sadece bir gece sikip, gündüzünde hiçbir şey yokmuş gibi devam etmek. ben saksıdaki çiçeğe bile can verememiş bir adamım, en sevdiğin çiçek ne deseler; lavanta. lavanta çünkü kıyafetlerim öyle kokuyormuş, annem lavanta kokulu alırmış, yumoş.

    tanım: yazarın kendi hayatını biraz olsun özet geçmeye çalıştığı, içindekilerini ortaya çıkardığı başlık.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük