seçim öncesi vaatler ve seçim sonrası eylemlerle sınıfta kalan galatasaray yönetiminin son bombası. korkuyla gelişmeleri izliyoruz. ağır kalan galatasaray yönetimi, egolarını dizginleyemeyen fatih terim, hala antrenmana çıkmaya devam eden ruhsuz futbolcular...
çok tepki alınca, transferinden vazgeçilen kaleci. o değil de, bir zamanlar popescu'nun getirdiği oyuncular vardı: petre, tamas, bratu falan... galatasaray'ın en kötü dönemlerinden biriydi yine. kaleci konusunda taffarel'e tam yetki vermek de benzer bu durum oluşturacak gibi... yeniden muslera diyorlar. hayırlısı artık.
kendisi ile ilgili yönetime yöneltilmesi gereken sorular şöyledir;
1- biz gençlerbirliği, gaziantep vs miyiz, bu adam tutarsa kral olur tutmazsa en kötü zaten orta sıralara oynuyoruz diyelim?
2- bu adamın zapata'dan fazla gözüken yeri neresidir ?
3- bu adam geldiğinde takımda tek alternatifi olmayan adam olacaktır. tutarsa iyi de, tutmazsa ne yaparız? herkesin yerine öle ya da böyle birisi oynar ama bu adam kaleci. zaten yedek kalecilerin iyi olsa gelmesine gerek yok.
4- kalecimizin kötü olduğunda ne yaparsak yapalım başarılı olamadığımız 4-5 sezondur görülmedi mi?
5- karşılaştırılan karcemarskas kendi milli takımında 54 kez oynamışken, bu adam son sezonlarında toplamda o kadar maç yapmamış bu karşılaştırma karcemarskas'a ayıp değil mi?
6- bursa bizden büyük takım mı ki pl'in ortalama kalecilerinden birisini alabilirken biz brezilya liginde top oynayamayan bir adamı alıyoruz?
7- 31 yaşında bir adam bu zamana kadar parlamamışsa bu zamandan sonra parlayacağına gerçekten inanıyor musunuz?
8- bu kadar ballı bir takımsak galatasaray super loto, sayısal falan oynasa da borcumuzu kapatsak daha iyi değil mi? bu kadar büyük şansı bu konuda harcamasak.
9- geçmişin, istatistiğin önemi yoksa benim suçum nedir? ben bedavaya da oynarım. bir sezon da beni deneyin olmaz mı? *
rahmetli başkanımız özhan canaydın da dünya çapınsa 3 yıldız getireceğiz demiş, pinto ve felipe'yi getirmişti...
Açıkça söylemeliyim ünal aysal bu konuda daha başarılı.Lauro gibi bir kaleci galatasaray'a gelirse çocuğumu kesmekle kalmam bacağımı başımın üzerinden popopma değdiririm.
Sizi cahiller sizi Lauroyu nasıl tanımazsınız hiç mi liberdatores kupası çeyrek final maçı izlemediniz.o kurtarışlar o planjonlar, defansı çekip çevirip takıma liderlik ettiğini nasıl unutursunuz bu kalecinin.
31 yaş kaleci için çok değil. Flash tv de izlemiştim 50 yaşında kocasının performansından memnun olmayan bir kadın aynen şöyle diyordu " kadının yaşı olmaz" ben de size aynı şeyi diyorum "kalecinin yaşı olmaz".
taraftarı bir kez daha klübüne doğru yolu göstermiştir, gösterilen tepkiler üzerine bu transferde geri adım atılmıştır:
Galatasaray'da Taffarel'in raporu doğrultusunda anlaşmaya varılan kaleci Lauro'yı başkan Ünal Aysal veto etti.
Galatasaray'ın Lauro ile anlaştığı yönündeki haberlerin çıkmasının ardından taraftar Internacional'in 3. kalecisinin Galatasaray'a gelecek olmasına büyük tepki gösterdi.
Yönetim de bu tepki karşısında Lauro transferinde geri adım attı. Galatasaray, yeniden uzun süre uğraş verdiği Muslera'ya dönüş yaptı.
Sarı-kırmızılılar, Muslera'nın kulübü Lazio ile yeniden görüşmelere başladı. Galatasaray, Muslera için Lorik Cana'yı da takasta kullanmayı planlıyor.
Takımına, ismine takılmamak lazım biraz izleyin adamın nasıl kaleci olduğunu anlarsınız.Leo Franco geldi ^ispanya'da kaç yıl oynadı sırıtmaz ^ dedik.De Sanctis geldi, italya Milli Takımında Buffon'un yedeği illaki tutar bu adam dedik.Zapata falan..fos çıktı bunlar.Hatırlayın Mondragon Metz'den geldiğinde kaç kişi tanıyordu? Bu adamda öyle, Mondragon gibi,adamda korku yok, o yıldız kaleci dedğiğimiz adamlar gibi eli ayağı titremiyor, top gelir de hata yaparım diye korkmuyor.En basit örneği adam Brezilya'nın en çok penaltı kurtaran kalecilerinden, e yan toplarda da kusursuza yakın, topu oyuna anormal iyi sokuyor.Abartmıyorum bu böyle.Tek sorun geçirdiği sakatlık, sakatlanınca kaptırmış formayı bi şekilde yapcak bişey yok, kaptırdığı kalecide Renan 3-4 sene önce Valenciadan falan tanırsınız.Diyeceğim şudur bu adam istediği kadar kova olsun Galatasaray kalecisi olacaksa ilk baş eli ayağı titremeyecek kalede diğerleri gibi, kendine güveni olacak, Mondragon gibi..
zeytinyağı gibi tepeye çıkan narsistlere aldırmadan yorumumuza geçelim.
geçen sezon beşiktaş' ın kalesinde genç ve iyi bir yerli kaleci vardı. adı cenk idi. oynadığı maçlarda hataları da oldu ama çoğu maçta bekleneni verdi.
galatasaray' da ufuk var. bütün takımın kötü olduğu bir senede forma buldu. kaleci antrenörü olarak taffarel görevlendirilirken ufuk' a güvenoyu verilmeliydi.
lauro, ünal aysal' ın vizyonsuzluğunu ortaya koyan isimdir. seçimden önceki vaatlerle seçimden sonraki eylemlerin tutarsızlığı sonucu hem taraftar hanesinde eksi oylar kazanmış hem de prestijin düşmeye devam etmesine katkıda bulunmuştur. takımdaşlarımda umut görerek şaşırıyorum. hala ' başkana güvenim tam ', ' fatih hoca yapar ' zihniyeti hakim... şaşırtıcı...
özellikle belirtmek isterim ki, burada tepki gösterdiğim de gerçekleşmeyen transferler değil, vaat edilip tutulmayan sözler ve gerçekleştirilmeyen yeni yapılanmadır. lauro da hatalar zincirinin son halkası olur. umarım yanılırım.
bir galatasaraylı olarak çok istiyorum ki biri çıksın desin "abi bu kaleci 10 numara kalecidir, libertadores'te ne kurtarışlar yaptı, ne toplar çıkarttı, son sezonda 30 küsür maça çıktı çok başarılıydı". ama yok işte, adam başarılı desen başarılı değil, daha önce ismini bile duymadık, kariyer desen o da yok. zapata'nın en azından varlığına dair haberimiz vardı, bu adam kim allah aşkına! taffarel diyor ki, önce victor'u istedik ama pahalı geldi. sonra muriel'i istedik, düzenli oynamaya başladı. şimdi lauro'yla anlaştık. ulan muslera, frey, buffon gibi taşaklı kalecileri alacaz diye beklenti yaratıyorsun; forlan, drogba, reyes gibi adamların transferini bitirdik diye açıklama yapıyor ve sonra eline yüzüne bulaştırıyorsun; gidiyorsun, kaleci konusunda zaten tırt olan brezilyadan, ucuz diye doğru düzgün oynayamayan bir herif getiriyorsun; sonra da dünya yıldızlarını toplayıp galatasarayı avrupada eski günlerine döndürcez diyorsun. içinde abdurrahim albayrak'ın olduğu yönetimin zihniyetine sıçayım. bu sene de rahat yok arkadaş. aldığımız formalara, biletlere yazık...