Laurel Canyon, bir çok müzisyen, aktör, aktrist ve bohem hayatı sürenlerin yaşadığı bir yerdir. Jane genç sevgilisi Ian'ın gitarist olduğu bir ingiliz grubuna hit bir single yapmaya çalışan bir plak yapımcısıdır. Jane'in oğlu Sam ve nişanlısı Alex ise Harvard tıp fakültesinden yeni mezun olmuşlardır. Ve annesinin evinde kalmaya L.A.'e gelirler. Ancak annesinin evini adeta bir stüdyoya çevirmiş olması, bir yer bulana dek orada kalmalarını gerektirir. Burada geçirdikleri günler herkesin hayatını değiştirecektir.
ben bu tanımdan pek bişe anlamadım. biraz kavak yellerini andıran bi hikaye gibi geldi. kendi halimde pcye karşı mal mal dururken tvde supergirl çalınca antenler dikeldi ve ne lan bu deyip kafamı kaldırdım. pek tanıdık gelmeyen hollywood insanlarının ** başrollerde olması, ilgimi çekmeyen gerzek bir senaryoya sahip olması vs dolayısı ile izlemem dediydim. lakin müzikal olması ilgimi yükseltip bi de
müziklernin içine supergirl de girince merakım artmış bulunmakta. saygılar.
sevgilinin annesi ile öpüşmek hadisesinin cılkını çıkaran filmdir. tek kelime ile sıkıcı bulabilirsiniz. yok tabudeviren bir bakış açısına sahipseniz belki eğlenilebilir.
hayatınızda Alex gibi farklı heyacanlar yaşamamışsanız. tüm zamanınızı okul, dersler, master için harcıyorsanız, canyon laureldeki yaşam tarzı sizi içine çekip, alaşagı edebilir ve sorumluluklarınızı bir anda unutursunuz.
"Blood Simple" la sinemaya adım atan, 88 yapımı "Mississippi Yanıyor" da dikkatleri çeken, 1996'da kendisine Oscar ödülü de getiren Fargo'da yarattığı Marge Gunderson karakteriyle dört dörtlük bir oyuncu olduğunu kanıtlayan Frances McDormand'in başrolde oynadığı film.
Mcdormand'in bu filmde uzun süre başarılı bir plak yapımcısı olan, bu işten kazandığı parayla da hem Hollywood'un gözde mahallesi Laurel Canyon'da hem de sahilde bir ev sahibi olan 40'lı yaşlardaki Jane'i canlandırıyor.
Jane'in psikiyatrist oğlu Sam (Christian Bale) ve genomlar konusunda yazdığı doktora tezini bitirmeye çalışan nişanlısı Alex (Kate Beckinsale) Los Angeles'a taşınmaya ve meslek hayatlarına burada devam etmeye karar verirler. Sam'in annesi, Laurel Canyon'daki evi oğluna bırakarak, sahildeki eve taşınacak ve genç çift buraya yerleşecektir. Ne var ki, aklına estiği gibi yaşayan, eski hippi uçuk kaçık jane, sahildeki evi kalacak yeri olmayan eski kocalarından birine verir ve Laurel Canyon'da kalır. eve gelen sam ve alex, evde Jane'i, onun kendinden 20 yaş küçük yeni sevgilisi ve seks oyuncağı Ian'ı ve bu ikilinin yapmaya uğraştığı yeni albümü çıkartacak olan rockçıları bulurlar. Evde, sürekli bir parti havası hüküm sürmekte ve kimin ne yaptığı belli olmamaktadır. Eve gelir gelmez, her ikisi de çalışkan ve sorumluluk sahibi olan Sam ve Alex şaşkına dönerler. Sam, işe başladığı hastanedeki rus asistanla yakınlaşırken, evin çılgın temposu içinde kendini kaybeden ve tezini hepten unutan alex, nişanlısının annesi Jane'in ve onun sevgilisinin aşk oyunlarının arasında kalır.
--spoiler--
coen kardeşlerin başyapıtı olarak kabul edilen fargo 'da döktürmüş Frances McDormand'in jane rolünde müzik yapımcısı bir hippiyi canlandırdığı laurel canyon genel olarak sınıfı geçiyor. jane'in oğlu sam ve nişanlısı üst sınıfa mensup biraz da muhafazakar denebilecek alex'in jan'e taşınmasıyla jan'in relax hayatının içine entegre olmalarını aktarıyor. sam ve alex ev ararken alex zamanla jane ve müzisyen sevgilisi ian'la beraber kendi kabuğunu kırarken,sam'in de iş icabı bir yakınlaşması olur. film de lisa cholodenko en çok yapmayı sevdiği şeyi başarıyla uygulayıp modern zaman döngüsü içinde, muhafazakarlık- hippilik kutupları ekseninde cinsel tercih farklılıklarının özgürlükten beslenebileceğini ve bunun çokta anormal olmayan bir durum olduğuna falan da girip çıkıyor. zıt kutupların yaşam farklılığı sunulurken annenin özgür ruhluluğunun sınırı ancak oğlu sam'le çiziliyor. burada özgürlük alanları açımlanırken ziyadesiyle kültürel bir etkileşim ortamı yaratılıyor.
--spoiler--
--spoiler--
filmde modern grup müziğinin etkileyici tavrını leziz müziklerle bulurken, müzik- kalite- slow şarkılar ve his/duygular -ticari döngü arasında bir yerlerde konumlandırabileceğimiz minimal bir yapımcı krizi de yaşanıyor. jane ve ian slow şarkıda ruhlarını beslerken, içlerinden geçeni mi yapıyorlar yoksa tribüne mi oynuyorlar? içlerinden geçeni yapsalar dahi farklı nitelendirilmeleri de mümkün olabiliyor.
--spoiler--
görkemli bir anlatım vaad etmeyen, günümüzün çok kazanan aktör ve aktrislerini 2002'de bir araya getirerek farklı yaşam tercihlerini, bastırılmışlığı, hayalkırıklığını ve zıtlıkları cinsellik sosuyla anlatan "sundancevari" bir film. bazı bölümlerinde fazlaca yavaşlayan, bale'in karakterinin ise bu tarz filmlerde verilmesi beklenen tepkileri verirken çokça sırıttığı bir yapım. filmi vasatın üzerine çıkaran, çekip çevirenler alessandro Nivola ve natascha mcelhone.