bir ara öğrenmeye merak sardığım fakat düzenli bir cümle yapısı olmaması ve çekimlerin kelimeden kelimeye farklılık göstermesi nedeniyle korkup vazgeçtiğim dildir.
Esas itibariyle zor bir derstir ama zor olduğu kadar da zevklidir. Bir Latin dili bildiğinizde daha da kolaylaşır; Latince'yi problemli kılan, diğer dillerden çok daha fazla çaba istemesidir ve aynı zamanda sıkı bir çalışma.
Bu nedenle genelde bir konu üzerinde çalışmıyorsanız unutmanız vakidir. Yine genel olarak Hukuk fakültesinde ya da tıp fakültelerinde öğretilmez. Bazı felsefe bölümlerinde klasik filoloji kökenli hocalar tarafından hakkı ile öğretilir; ama hemen hemen bir iki bölüm dışında zorunlu olduğu felsefe bölümü yok gibidir.
Gramer açısından ise çok istekli değilseniz hiç girmeyin derim. Hem yeterince karışıktır hem de cümle diziminin olmaması nedeniyle cümlenin kıçı ile başı genelde karışır. Bir de 6 adet çekim olmakla birlikte hatta locativus ile birlikte 7 yapar, isimler de 3'e ayrılır. Bunların çekimleri de kendi içinde farklılaşır.
Us ile biten isimler eril dense de dişi ve nötr de vardır. Yine a ile biten eril olan dişil görünümlü bir çok isim vardır. Bunların sıfat çekimleri ise gerçek cinsine göre çekimlenir. Öğrenen sıkı çalışma ile bu dili öğrenebilir ama aşırı sabır ve sıkı çalışma sine qua non'dur.
Kimi bölümlerde syllabus'unda olmasına rağmen, genelde o ders hiç açılmaz. Metin üzerinden iş görecek olan felsefecilere gerçekten lazım olan bir dildir. Ortaçağ ya da 17.yy çalışılıyorsa bu dilin üzerinden çalışmamanız yaptığınız hiçbir şeyi anlamlı kılmaz. Bazı gelenekler bunu Fransızca ya da ingilizce üzerinden yapsa da, benim için çok bi anlamı yoktur.
doçent kelimesinin kaynağı olan dil. docent olarak yazılıp ingilizce'deki "teach" fiiline karşılık gelir. daha böyle birsürü sikimsonik örneğe de evsahipliği yaptığı doğrudur.
ankara üniversitesinde 4 büyük batı dilini**** okuyanların zorunlu olarak gördüğü sikimsonik dersin dilidir. ne mantıkla okutuyon amk herkes mezun olunca unutuyor bari seçmeli koyaydınız dedirtir insana ama ne çare. buda böyle bir şey işte.
örnek,
türkçe: hey dostum senin sorunun ne biliyor musun?
latince: heus homo nostis quid forsit est?
aynısını yazınca biraz şaşkınlık yaratıyor; ben "erit maior quam ut magnus asinus caput" şeklinde kendince diyaloğa devam etmesini ve kendi sözde sorusunu cevaplamasını bekliyordum. (o koca kıçının kafandan büyük olması)
bu arada anladığım kadarıyla kıçın latince karşılığı caput, bildiğin kaput yani.
düzenleme: asimus imiş, kıç olan. caput ise baş demekmiş ve bu baş farklı anlamlara da gelebiliyormuş; 'calderon de la barca'ya düzeltme için teşekkürler.
ispanyolca, fransızca ve italyanca'nın anası. saçını süpürge etti bu hayırsızlar için ama üçü de karı kız peşinde koşan diller oldu. bir bilim yapalım ne bileyim yeni canlılara ismimizi falan versinler yok. anca müzik anca dans amk.
zall est amicus meus. lat
zall es amigos moi. isp
zall è mio amico. it
zall est mon ami. fra
zall dost-i men est. fars
zall ist mein freund. alm
zall is my friend. ing
zall e mei amigo. por
zall este prietanul meu. romence
zall sadiiki. arapça
tıp okuyan doktor adaylarının ders olarak gördükleri sanılan dil. çok ciddi bir kitle, latince dersi verildiğini sanıyor tıpta. hayır anam sadece ezberliyoruz kelimeleri o kadar.
ayrıca zor veya kolay ilgi çekici bir dildir. belki de dizilerde ku klux klan tarzı adamların ayinlerinde bu dilden cümleleri arka arkaya uhrevi bir ses tonuyla söylemelerinden dolayıdır.
sanılanın aksine çok kolay olan dildir. zor olmasının sebebi bu dersi anlatan hocadan kaynaklanır. Aslında hocasını buldunuz mu her ders ve konu kolaydır.
ankara üniversitesi- dtcf'de neredeyse bütün batı dillerine zorunlu seçmeli olarak verilen derstir. ilk alışında bu dersi geçen insan sayısı nadir denilebilir. insanı hayattan soğutur, yaşama sevincini yok eder. 'genç kız, tanrıçanın sunağı için güller topluyordu' gibi saçma sapan cümleleri çevirmek zorunda bırakılırsınız. iyi ki ölmüş olan dil.
trakya üniversitesi bünyesinde sanat tarihi okuyor olmamdan dolayı başka bölümden yabancı bir ders alan ilk öğrenci olma gururunu bana yaşatan vatikan'ın resmi ancak günümüzün ölü dilidir.
Avrupa tarihi çalışan tarihçilerin en geç yüksek lisansta öğrenmeye başladıkları dildir. Bilen tarihçi Türkiye'de oldukça azdır. zira türkiye'deki hemen hemen bütün tarih bölümleri şarkiyatçı yetiştirir.
Avrupalı araştırmacılar doğu tarihi hakkında faydalı eserler verirken, bizim tarihçilerimizin avrupa tarihi hakkında yazdıklarının çok kısıtlı olmasının nedeni budur.
hukuk okuyanların bilgisi şu ifadelerle sınırlıdır(fazlası saklı olmak üzere)
-ipso iure
-nemo plus iurum ad alium transfere potest quam ipse habet
-persona non grata
-de facto
-rei legis
-pater familias
-sui iuris
-adelei cuiris
hepsini ezbere yazdım la, hata olabilü, taş düşebilü