ülkemizdeki kalifiye işsiz insan manzaralarından biri. yani bana göre, amerika ya, kanada ya , almanya ya ya da japonya ya göre kalifiye ve şiddetle aranan insan protipi olabilir ama ülkenin genel istihdam yapısına pek hitap etmedi, etmiyor eminim de etmeyecek. neyse söylenecek çok şey var ama konuyu çok fazla dağıtmayayım. gelin latince dediğimiz dilin tanımına bakalım: Latince, Hint-Avrupa dil ailesine üye antik bir dildir.[1] Eski Roma imparatorluğunun resmî dili olan Latince, tarih boyunca bilim ve yönetim dili olarak kullanılmıştır.[2] Avrupa'nın birçok dili ile akraba olan Latince Roman dillerinin atası kabul edilir. yani deniyor ki, şu an öğrenmek için takla atılan avrupa dillerinin tek bir noktada toplandığı havuz. klasik yunanca olayına girmiyorum bile. kabul edelim ki bu işlere bu ülkede ekmek yok. hoca derse giriyor. bizans sanatını anlatırken birden ''okul bitene kadar latince öğrenin '' diyor. soruyorsun '' bizde var mı'' dediğin zaman susup kalıyor. oryantalist toplumuz ya bizde latinceye ne gerek var der gibi. ertesi hafta osmanlıca kursu için sınıfta duyuru felan yapılıyor. demek ki isteseler latince de koyarlar diyorsun. bi anlam veremiyorsun. sonra mesajı alıyorsun; ''batı sanatıyla boşuna uğraşmayın size burdan ekmek çıkmaz bu ülkede.'' mealinde. sonra tabi evde oturursun, iş bulamazsın niye şaşırıyorsun ki? nasıl olsa aya sofya daki freskleri badanayla kapattılar, ülkedeki birçok değerli arkaik ya da bizantyn eseri avrupa ve amerika daki müzelere sattılar. sen evde oturmaya mahkumsun. bir an önce, matematik dersi vermek için broşür bastır, kadıköydeki otobüs duraklarına yapıştır.
Gelecekte karşılaşmaktan korktuğum manzara. Göbeğim çatlıyor, yıllarımı veriyorum. Sonra bilmem neyin dayısı olduğu için o benim önüme geçiyor ve ben evde kalıyorum. Her gece gördüğüm kabus bu.