latin alfabesi karabekir pasa ve elestirisi

entry1 galeri0
    1.
  1. Kazım Karabekir Paşa'nın yasaklanıp, emin olunmamakla birlikte ilk baskısı yakılan ''istiklal Harbimiz'' adlı kitabının ilk baskısının 1136'ncı sayfasından birebir aktarmayla başlamak istiyorum yazıma.

    ... kardeşlerimize temin ederiz ki yazı meselesi bugün diğer yapacakları işlerin yanında pek sonraya kalacak şeylerdendir. Hiçbir kaideye tabi olmadan mutlaka yazıldığından başka türlü okunan ingilizce de de latin harfleri kullanılır. Sır semai olan bu okunuş Türkçesininkinden çok daha zor olduğu halde ingilizlerin terakki etmesine, ciddi eserler meydana getirmesine mani olmuş mudur? Hem başka misale ne hacet Japonlar okuması kadar yazması da müşkül olan o karışık elifbalarını değiştirmeye bile lüzum gördüler mi? Bugün Japonlara medeni değildir diyebilir miyiz? Fakat benliklerinden çıkmamak, başka milletlere ruhlarını esir etmemek için öz malları olan yazılarını muhafazada gösterdikleri fazileti nasıl takdir edemeyiz. Yazımız Japon yazısından daha mı zordur?

    Latin harflerini kabul ettirmek için serd edilen sebeblerde hiç bir ciddiyet yoktur. Eğer maksad başka ise o zaman meselenin mahiyeti değişir. Hala yaşayan ve her vesile ile müslümanları daha zayıf düşürmeye çalışan ehli salib zihniyeti müslümanlar arasına tefrika sokmak için bir müddetten beri bu latin harfleri silahını kullanmaya başladı.

    Vaktiyle Arnavut kardeşlerimizi iğfal ile islam camiasından ayırmaya uğraşan zihniyet şimdi de aynı fesadı kafkas müslümanları arasında uyandırıyor. Ecnebi terbiyesi altında anlaşılan kalbleri gibi seciyeleri de zayıflayan bazı biçarelerin alet oldukları bu zararlı teşebbüs istiklal ve harsımızın esas temeli olan dilimize tevcih edilmiştir.

    Akur bir düşman alemi önünde bu mevcudiyeti vermemek için didişen, boğuşan, kanımızı, canımızı esirgemeyen bir Anadolu Türkleri, giriştiğimiz bu çetin mücadeledeki vahdetimizi ihlal edecek surette başımızın ucunda çıkarılmak istenen bu tefrika ve fesadı Türklüğe karşı ifa edilen en hainane bir cinayet olarak telakki ederiz. ...

    Gelelim kendi yazımıza, dipnota göre bu yazı öncelikle 1928 yılında varlık gazetesinde (kem yol) başlıklı bir makalede ele alınmıştır. Hatırlayalım Ulu önderde Latin harflerini 1928 yılında Sarayburnu parkında ilan etmiştir...

    Genç Cumhuriyet...

    Öncellikle dünden bahsetmeli, malumunuz tarihle aramız pek iyi değildir, hoş konumuz olmamasına rağmen ''bunun günü yaşatıp dünü boş veren'' anlayışın bohem kültürünün ürünü olduğunu söylemedende geçmemek lazım. Geçelim...

    Osmalı Devletinde son zamanlarda yapılan nüfus sayımları ve okuma yazma oranlarına gelindiği zaman görünen o ki Avrupa tebaasına oranla Anadolu tebaasında ki okuma oranları yok denecek kadar azdır. Cumhuriyet kurulduktan sonra Ulu önder, zaten bildiği bu olaya karşı eksikliği gidermek üzere Farsça, Arapça ve Türkçe'nin bir karışımı olan Osmanlıcayı bilimin ufkunda sadece elitin değil bütün halkın anlayabileği şekilde değiştirmek lazım geliyor anlayışı doğrultusunda ve bu değişikliği Türk ulusu için Türkçe kaygısı güderek dil devrimini gerçekleştiriyor.

    Kazım Karabekir Paşa'nın yukarıdaki makalesinde göze çarpanları ve 80 yıldır amaçlanan bilim Türkiyesi. Kazım Paşa, yapacak birçok işten bahsetmektedir fakat, dil olmadan bilimden, bilimsiz bir ilerleyişin yolunu göstermeden, hele bu ilerleyişi osmanlıca gibi çok karışık ve halkının %90' ından fazlası bilmiyorken nasıl yapacak değinmiyorken üstüne üstlük Japonların yazdıkları ve okuduklarını Osmanlıca gibi kırma bir değil de öz dilleri olduğu göz ardı etmiştir. Ardından Ulu önderin latin harflerinden yola çıkarak yaptığı medeniyet vurgusuna da ''Japonlar medeni değildir diyebilir miyiz'' diyerek gönderme yapmıştır ki. Burada da Japon ulusunun konudan vakıflığına gönderme yapmayarak eksik bir yol çizmiştir.

    Bir dikkati çekense müslümanlık vurgusudur. Bu da çok elim verici bir vurgulamadır kanımca şöyleki kullanılan dil ne tamamen Arapça ne de Türkçedir, hal böyleyken nasıl olurda inanç düzenine aykırılık konunun tanığı olur. Bu yaklaşım Kazım Paşa'nın ümmet görüşünün etrafında şekillendiği için söylenmiş olsa gerek; oysa cumhuriyet hem ümmete dayalı çürümüş saltanatı yıkmış, hem de pis Türk aşağılamasını dilinden düşürmeyen Saraya karşı Türk halkının benliğini korumuştur. Son olarak bugün saltanat çabası içinde veya benzer rejime karşıt faaliyetler içinde olanlar için hatırdan çıkarılmaması gereken düstur bu olmalıdır.

    Dipnot: Kurtuluş savaşında olağanüstü gayretler gösteren Kazım Karabekir Paşa'ya karşı duyduğum saygı ve sevgi sonsuz olmakla birlikte dini inançlarla, bir ulusun kaderini karıştırılmaması gerektiği kanaatindeyim.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük