lat den ratte komma in

entry34 galeri19 video1
    34.
  1. Neye bakıyorsun? Bana mı bakıyorsun?

    Ciyakla o zaman! Ciyakla!
    1 ...
  2. 33.
  3. Dondurucu soğuk iklimde geçmesinin ötesinde, kan'ın karşı konulmaz sıcaklığının aşk ile aynı demlikte demlenmesiyle bütün kötülüklerin karşısında çaresiz kaldığı ve Tezatlarla dolu melankolik bir masal. Ve bu masal içine alabileceği o farklı sinema izleyicisini çağırıyor. Karşılığını fazlasıyla alırsınız.
    0 ...
  4. 32.
  5. Korku görünümlü başarılı dram filmi. Aksiyon aksiyon diye ölenler kesinlikle vampir ibaresine takılıp izlemesin. Klişe vampir filmlerinden değil çünkü. Bu filmde hisler, mecburiyetler ve acı var.
    0 ...
  6. 31.
  7. geçmek, bitmek filmeyen film. şuanda hem izliyorum, hemde sözlüğe yazıyorum.
    0 ...
  8. 30.
  9. he anı aksiyon, heyecan dolu filmleri seven insanların muhtemelen sevmeyeceği biraz daha yavaş ilerleyen film. korku filmi olarak geçmesine rağmen çok fazla korku unsuru barındırmaz.*
    0 ...
  10. 29.
  11. alt yapısındaki kopuklukları sanırım romandan uyarlanmasıyla alakalı. kitabını okuyanlar için sorun olmasa gerek.

    bir çok alt hikaye barındırmasının yanında en beliginlerinden biri;

    --- spoiler ---
    oskar ' ın okulda gördüğü baskıya karşılık şiddete yönelmesi gazetelerden cinayet küpürlerini toplaması falan. fakat ne yapacağını bilememesi eli nin el atmasıyla çözülür. oskarın şiddet uygulamasından sonraki hissettiği rahatlama bu duyguyu kontrol etmesini sağladı.

    --- spoiler ---
    ha kontrollü şiddet kontrosüz halinden iyimidir bilemem.

    eli ' nin evde birlikte kaldığı dayı tam olarak nesi tam bir muamma.
    0 ...
  12. 28.
  13. izlerken insana o soğuğu hissettiren, türünün bütün sıradanlığını aşmış tamamiyle farklı bir film. vampir filmi diye tanımlanamaz bu film çünkü kesinlikle daha farklı bir tadı vardı.
    0 ...
  14. 27.
  15. konuşmanın az ama sürükleyiciliğin en yüksek olduğu filmlerden biri .
    imdb den aldığı 8.1 puanı hak ediyor .
    sanılanın aksine korku filmi değil psikolojik bir film.
    0 ...
  16. 26.
  17. --spoiler--

    iskandinav sinemasının kendine has bir tadı vardır. o buzlu diyarlardan çıkmış filmlerin lezzeti, bizim bildiğimiz ılık, güneşli ve nem kokulu hollywood’unkilere benzemez. kimilerine fazla soğuk ve mesafeli gelse de, iskandinavya’nın bağrından kopan sinemanın ağzımızdaki kötü tadı almaya çalışan soslara, baharatlara, renk renk şekerlemelere ihtiyacı yoktur. iklimi kadar içimizi titreten bu filmler, thomas mann hikayeleri ile benzer bir his uyandırır içimizde: vahşice ruhumuzu saran ve bizi dev bir uçurumdan aşağı sallayan, sadeliğin ve duruluğun varoluşsal gücüdür ya da kötülüğün şeffaflığı.

    tomas alfredson'un, romanın yazarı john ajvide lindqvist ile birlikte yönettiği let the right one in, bahsettiğimiz bu duygulara aç izleyicinin iştahını doyuracak mükemmel bir iskandinav sineması örneği. isveç yapımı bu düşük bütçeli film, aynı zamanda, uzun zamandır sulandırılan vampir külliyatına hayat veren bir can damarı olarak da korku severlerin ilgisini cezbedecek.

    çocukluğun o soğuk ayazlarında kendilerini ve birbirlerini tanımaya çalışan oskar ve eli’nin dostlukları, eli'nin sakladığı sırrını öğrenmemizle içimizi daha da yakarken, öykü derinden hansel ve gratel'i anımsatacak bize. karlarla kaplı bir cehennemin ortasında yalnız bırakılmış, sessizliği ile konuşmaya çalışan bu iki küçük ruh el ele tutuşarak yaşama karşı durmayı seçmekte. birinin diğerine göre fazla gün görmüş, yaşlı ve yorgun olması, diğerinin ise ona göre fazla masum ve güçsüz kalması önemli değil; tıpkı birinin aç kaldığı sürece kan kokusundan başı dönen bir vampir, diğerinin kırılgan bir insan olmasının önemi olmadığı gibi. karların tüm izleri – ve evet sırları- kapattığı dünya denilen bu ormanda onlar, yollarını bulmaya çalışan o gotik masalın çocukları.

    folklorik özellikleri ile de dikkat çeken let the right one in, ismini bir vampirin davet almadan içeri girememesinden alması gibi, ayrıntılarını vampir mitolojisinin incelikleri ile pekiştirerek, türden hoşlananlar için de özgün bir seyir sunmakta. vampiri bir etiket olarak kullanan gençlik melodramlarının aksine, let the right one in türün kodlarını trajik kahraman kavramı ile birleştiren bir korku-drama. dolayısıyla filme, rec'te olduğu gibi korkudan hoplamak için gidilmeyeceğini hemen söyleyelim. türkçe adıyla gir kanıma olan film, bizi her daim tekinsiz alanlar ve acımasız hayvansılıkla başbaşa bırakan ama dramatik yönü çok daha ağır basan bir korku masalı. çocukluğun o gizemli dünyasında geçen bir insan doğası hikayesi olan let the right one in, bu yönüyle tuhaf bir biçimde ingmar bergman'ın kurtların saati (vargtimmen) filmini anımsatmakta. aynı memleketin insanları olmakla mı alakalıdır bilinmez ama, anderson ve lindqvist'in kaybettiğimiz bu sinema ustasının yolunu arşınladıkları belli.

    oskar ve eli kadar, eli'ye bakan ve onun hayatını idame ettiren baba figürüyle de ürkütücü yanını katmanlayan let the right one in, melankoli ihtiyacımızı doyuran, ama sahip olduğu şiddet ile de gerçekçi bir hal alan bir kara romantizm örneği. sanki bergman ve kubrick el ele verip gotik bir halk masalını i̇sveç'e uyarlamışlar ve bunda kieslowski'nin yardımını almışlar gibi. sinemada korkunun lirizmi varsa, onu en iyi temsil eden let the right one in'den başkası olamaz.

    festivallerden ödüllerle dönen, şimdiden kendi hayran kitlesini yaratan 2008 yılının bu mütevazı başyapıtı, son iki yılın değil, 2000'lerin en iyi vampir filmi. iskandinavya'ya özgü zamansallıkta akan beyaza düşmüş kan, sizi bulacak ve kanınıza karışacak. let the right one in’in ruhunuzu ele geçirmesinden memnun olacaksınız. *
    --spoiler--
    0 ...
  18. 25.
  19. kartpostal misali görüntüleriyle ve durağan anlatımıyla 12 den vurmuş bir film.
    oyuncu seçimi de ayrıca süper olmuş bence. güzel gözleriyle vampir kızımız ve ürkek sarışın evladımızın oyunculukları yeterli ve takdir edilesi.
    0 ...
  20. 24.
  21. Twilight`ı alın, baş rol oyuncusu aşıkların yerine okul çocuklarını koyun ve filme biraz daha boğucu bir atmosfer ekleyin; işte size "Let the Right One In".
    Twilight`dan önce çekilmiş olsaydı daha iyi bir notu hakederdi ama aynı konuya farklı bir bakış açısı getirilmiş o kadar. Bir klon ve artık bu tür filmler tat vermiyor.
    1 ...
  22. 23.
  23. kesinlikle son dönem izlediğim filmler arasında ilk sıralara yerleşti. ama yine amerikalıların hiç bir filme saygı göstermemesi durumu ile bu filminde kopyasını yaparak mahvetmeleri çok can sıkıcı bir olaydır. herkese 2008 isveç yapımı halini tavsiye ederim.
    0 ...
  24. 22.
  25. tutuk filmler seven kişiler için izlenmesi ideal filmlerdendir. tam bir sanatsal yapım.
    0 ...
  26. 21.
  27. aksiyon veya klişe dolu filmlerle hayatı bol baharatlı yaşamayı sevenler için sıkıcı bir filmdir. oysa ki çekimler, senaryo ve hikayenin akışı gerçekçi ve merak uyandırıcı. çok büyük keyif alarak izledim bu filmi ve hem yönetmeni hem de oyuncuları çok beğendim. hollywood havasından uzak, biraz farklı bir film izlemek isteyenlerin kaçırmaması gerekir.
    3 ...
  28. 20.
  29. film, john ajvide lindqvist'in aynı adlı romanından uyarlanmıştır.

    en yakın zamanda kitabını da alıp okuyacağım:

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105373/+

    (bkz: #10606523)
    0 ...
  30. 19.
  31. https://galeri.uludagsozluk.com/r/105066/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105070/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105017/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105059/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105075/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105063/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105060/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105061/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105062/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105064/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105065/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105067/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105068/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105069/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105071/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105074/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105072/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/105080/+

    harika bir film. oyunculuk, müzikler, senaryo..filmi izledim, 'işte aşk dedim'. göz dolduran bir sürü sahnesi var, eğer ruhunuz müsaitse. ve aslında sade bir film, öz, basit..bir o kadar da güzel. eli o kadar buruk bir karakter ki, oskar o kadar savunmasız ki ikisi de farklı yönleriyle birbirlerini kolluyorlar maddi ve manevi yollardan..birbirlerini tamamlıyorlar. eli'nin gözleri, kanlı dudakları, kirli elleri ve ayakları..oskar'ın yüz ifadesi, salınan saçları, annesiyle karşılıklı diş fırçaladıkları sahne..eli oskar'ın ısrarı üzerine eve davetsiz girince başına gelenler, oskar'ın ağlayışı, bağırışı..el ele tutuşmaları, birbirlerine sarılmaları, elveda öpücüğü..'işte aşk dedim'. yine de, müzik olmasa diyemezdim, tanrım çal müziğimi. müziksiz yaşayamam.

    http://canusta.com/radio/?p=3

    buradan ost'u indirilebilir.

    eli's theme, going home, let the right one in(bitiş müziği) favorilerim.

    Play
    Current Time 0:00
    /
    Duration Time 0:00
    Remaining Time -0:00
    Stream TypeLIVE
    Loaded: 0%
    Progress: 0%
    00:00
    Fullscreen
    00:00
    Mute
    Playback Rate
      1
      Subtitles
      • subtitles off
      Captions
      • captions off
      Chapters
      • Chapters
      The video could not be loaded, either because the server or network failed or because the format is not supported.



      *yemişim twilight'ı..

      insanı küçültüyor bu film, minikleştiriyor. son zamanlarda izlediğim, buna bir örnek film daha var: (bkz: el laberinto del fauno)
      2 ...
    • 18.
    • let me in şeklinde bir isim verilerek amerikan versiyonu da piyasaya çıkmıştır.
      0 ...
    • 17.
    • bana göre çok güzel bir film. bir kere yavaş ilerleyen filmleri sevmiyorsanız beğenmeme durumu normal ama kızın ve çocuk aşkla karışık dostluğu beni çok etkiledi bu yüzden beğendim.
      1 ...
    • 16.
    • balondan başka bişey değildir, abartılmıştır.
      birkaç gerilim sahnesi dışında asla ama asla korkutamayan,başından beri bir aşk hikayesi çizgisinde ilerleyen, ama sonunun güzel olduğuna hak verilmesi gereken filmdir. imdb'nin korku listesine bu ve birkaç tane daha film yüzünden güvenmiyorum. izleyin görün, korkuyla en ufak bir alakası bile yok.

      edit: ama neredeyse tamamı sarışın öğrencilerle dolu bir okul nasıl olur'u görebilmek için bile izlenebilir.
      0 ...
    • 15.
    • imdb'nin abarttığı film. oyunculuklar kaliteli. filmi kurtaran diğer bir yönse kurgudaki romantik atmosfer ve masumiyet...
      1 ...
    • 14.
    • klasik vampir filmlerinden ayrılan, zekice kurgulanmış gerilim filmi. bunda vampir olayını pek öne çıkarma çabası yok öyle. olaylar gayet abartısız ve rutin bir şekilde ilerliyor. kuzey sinemasının daha doğal ve deneysel havası bu filmde ön planda. gayet doyurucu bir film.
      0 ...
    • 13.
    • vampir filmi.
      budur benim için.
      oldum olası kan, ceset vs. beni etkilemez. tüylerim ürperemez, gerilmem bile. filmin adını hatırlamıyorum adam kadına oral seks yaparken vajinasını yedi resmen o bile etkilemedi beni. bu sebeple bu film de öylece izlendi tarafımca.
      kötü değil gayet izlenesi. geniş bir vampir filmografim yok. karşılaştırmalı analiz yapamayacağım.
      filmi izlerken en çok şunu geçirdim içimden: ama daha çocuk. o çocuklara üzüldüm. bi tuhaf oldum.
      1 ...
    • 12.
    • john ajvide lindqvist tarafından yazılmış, yönetmenliği ise tomas alfredson tarafından yapılmış 2008 isveç yapımı film. amerikalı twilight ikilemesi insanlara bol eğlence ve bol miktarda idol karakter vaadinde bulunsa da, bu film amerikalı türdaşı (?) gibi popüler unsurlara sapmadan, inatla ağır bir tempoda ilerleyerek vampir filmleri arasında hatırlanacak bir yere oturuyor. son 10 yılda ortalığı kasıp kavuran ve artık dozu kaçırılan kan gösterme modasını düşününce, bir vampir filminde bu görüntülerin olabildiğince az yer alması da gerilim-korku beklentisiyle filmi izleyenleri mutlu edememiş gözüküyor. Filmin en iyiler arasında yer aldığını söylemek çok iddialı olabilir ancak diğer vampir filmlerinden başarılı bir şekilde sıyrılarak hatırlanacak bir yapım olduğu aşikar.
      2 ...
    • 11.
    • isveç'in stockholm kentinde geçen bir vampir filmidir.

      oldum olası iskandinav ülkelerine bu vampir filmlerini yakıştırmışımdır. bunun da sebebi iskandinav denilince akla gelen ilk kavram olan soğuk iklimi. buzlar, kar, teneke peyniri gibi bir ten rengine sahip insanlar bunlar bir vampir filminden beklediğim klişelerdir.

      çünkü beyaz ile kan kırmızısının mükemmel bir uyumu vardır vampir filmlerinde. kan daha belirginleşir ve o kan, salça bile olsa siz filmi izlerken o domates salçasını, gerçek kan sanabilirsiniz. renklerin vermiş olduğu bu etki vampir filmlerindeki ufacık bir ayrıntıdır. tabi görmesini bilenlere...

      filme gelecek olursak yukarıda belirttiğim herşeyi, bu filmde bulduğum için ve vampir filmlerindeki o klasik dövüş, vurdu kırdı sahneleri de çok olmadığından farklılığını hissettirdi bana. bizim ufaklıklar da iyi bir oyunculuk performansı göstermişler özellikle vampir kızımız gerçekten soğukkanlı... iklim resmen kanına işlemiş vuhuu..

      izlenmelidir. lakin blade filmlerindeki gibi sahneler beklemeyin...
      1 ...
    • 10.
    © 2025 uludağ sözlük