rain on the brain
now there's flowers in your window
she well she's so strange
i don't know anything about her
but if it's all the same to you
here's what i'm gonna do
i'm gonna write a song
gonna sing it to everyone
and then i'll sing it to you
cos it was you that wrote it too
this could be the last train
search within yourself for feelings
everybody's got them
you left me on the shelf
and no there'sno one to rely on
but if it's all the same to you
here's what i'm gonna do
i'm gonna buy a gun
gonna shoot everything everyone
and then i'm coming for you
cos it was you that drove me to
this could be the last train
rear window with the room in the hair
and on her jacket there's a picture in white of che guevara
as he sits beneath the tree
but that's not important
but he looked a bit like me
if you took all the little feelings in your heart
and took all those little feelings all apart
oh well now what's the point in doing all of that
avrupa yollarında bir trende giderken o kadar güzel gider ki bu şarkı, bir kere rast gelmişseniz o trende bu şarkıya, hayatınızın geri kalanında ne zaman bu şarkıyı duysanız, o trene, o geceye, o yollara dönersiniz. bu büyük bir ayrıcalıktır. bu ritmle akmışsa o tren raylardan, sessizce eşlik etmişseniz rain on the brain diye başlayan sözlere, siz gözlerinizi kapatmışsanız şarkıyı ve o trenin küçük sarsıntılarını tam içinizde hissederken ve kendinizi yapayalnız hissetmişseniz, ama güzel ve küçük hayallerinizi görmüşseniz gözleriniz kapalıyken... bu büyük bir ayrıcalıktır. karlarla dolu, soğuk ve bembeyaz bir istanbul ocağında, bir otelde tek başımayım ama, 3 dakikalığına o trendeyim yeniden... travis'in en mükemmelerinden sadece bir tanesi.
yağmurlu hava şarkısı. hani eşofmanla tekele kadar gidip gelirken, ıslanıp nefes alırsın temız temız, eve gerı donesın gelmez. şarabı sokakta yürürken içesin gelir. işte o şarkı.