kişilerin rollerinden, statülerinden önce gelen bir kelime vardır: insan.
eğer bu kelime adının önüne geçemiyorsa bir bünyenin ne farkı kalır ki düşünemeyen diğer hayvanlardan. evet. kabul ediyorum. insan hayvandır. düşünebilen bir hayvan. diğer tüm hayvanlarla arasındaki tek fark budur.
ortak özellikleri ise fazladır. aynı aç gözlülüğe sahiptir her iki tür de. aynı vurdumduymazlığa, aynı vahşiliğe, aynı kırıcılığa ve aynı hayal kırıklıklarına.
işte bu aradaki tek farkı, düşünebilme yetisini, düşünmek i fazlasıyla kullanan, beyninde birbirine çarpmadan tur atan düşüncelere hakim olamayan bir bünyenin son halidir çaylak olmak.
-ki, sanmıyorum çok absürd bir durumdan ötürü bu hale gelebileceğini. mayo ile gezmeyeceğim taksim meydanı nda tekrar yazar olabilmesi için. biliyorum ki larker hep buralarda oldu ve hep buralarda olacak uludağ sözlük ten atılsa dahi. *
sözlükteki entrylerin % 1,022'sine sahip; yazar başına düşen entry sayısının 53,062 katı entry girmiş yazar.
(bkz: küsüratlı sayı verip inandırıcı olmak)
sol framede nickini görünce "eyvah, bayram çaylağı galiba" dediğim ve her defasında haklı çıktığım yazar. kaderin ağları işte. doğum gününde çaylaktı, bayramda çaylak. kurban bayramında allah korusun kardeşceğzimi.
larker: bıdı bıdı bıdı kara hilal: bıdı bıdı bıdı larker: bu arada ben abuzittin sen? kara bilal: ben de rüknettin larker: öğretmendin değil mi? kara hilal: eh işte, biraz yapmaya çalışıyoruz o mesleği larker : ben de mühendisim kara hilal: mühendis bey mi mühendis hanım mı larker: abuzittin dedik ya bilader kara hilal: benim yatmam lazım sanırım