new york times'taki "en sikimdirik duygular" anketinde -yok lan benim anketim bu- ilk sırayı kapmış olan duygudur.
şimdi mesela biriyle tartışırsınız. fena göt edersiniz ya da göt olursunuz. eğer benim gibi bir insansanız bu iki ihtimalden biri geçerlidir. tartışma normal bir şekilde sonlanmaz. ya kapak bi' laf edip karşınızdakini oraya yapıştırırsınız, national geographic'teki belgesellerde gördüğünüz deniz hayvanları gibi rakibinizi felç edersiniz; ya da aynı duruma siz düşersiniz.
hah işte, tartışmadan sonra bir duygu çöker içinize. "lan keşke şunu da söyleseydim. öf ne kuğul olurdu bee!.." dersiniz içten içe. ama vakit geçtii. back to the feature değil burası, zamanında diyecektin diyeceğini. hele bir de tartışmayı kaybedip göt olan kişi sensen, git intihar et. o derece pis bi' duygudur.
tartışma bittikten sonra çok can alıcı bi noktada sokabileceğin lafın, tartışma ardında aklına gelmesi durumudur. kendini kötü hissetmek için birebirdir.
insana kendini berbat hissettiren durumlardandır. hep bir şeyler eksik kalır ya, hep ifade etmede zorlanır ya kendini insan. işte öyle beter bir şeydir.
doktorun odasından ne zaman çıksam başıma gelen duygudur. gitmeden önce kendimi şartlayıp şu şu şikayetlerden bahsedeceğim deyip ama muayenehaneye girince en az birisini unuturum ve ne hikmetse çıkınca aklıma gelir!