1986 yılanda çıkan albüm .
etekleri, şarkısı,terlikleri ,sürtünme kuvvetine dayalı dans hareketleri ile ses getiren Kaoma isimli genç siyahi şarkıcının latin rüzgarları estirdiği şarkıdır.
tam tamına, 3 yaz sezonu düğünlerde masaya çıkıp dans ettiğimiz, lambada eteği olmayanı aramıza almadığımız, tren gibi arka arkaya dizilip birbirimizin beline tutunarak iştirak ettiğimiz dans..
tabi ya ne sandın?
yapardım ben.
3 sezon boyunca tüm düğünlerin masa üstlerinde, olmadı düğün pistllerinde aynı figürle milleti kendime güldüren ama o yaşların verdiği kıçtan özgüvenle o gülümsemeyi, "aman allahım kıza bak ne kadar güzel lambada yapıyoorrr dansı bitince tebrik etmem gerek başka şansım yok" diye algılayan alık balık bendim...
kimse de demedi "kızım sen napıyorsun" diye? biri de çıkıp demedi "ahahaha mal la bu kızım geç otur yerine, hugo gibi cufcufluyo ya inek" diye.
ya anne? ah anne yapılır mı bu bana ya?
pofff. çocuktuk olum o zamanlar...
neden sonra anladım lambadanın modası geçmişti. 80'lerden 90'lı yıllara gelmiştik artık. yeni arayışlar içine girmiştim ve derken piyanist şantör amcamım türkiş makerenasına eşlik edip 3 sezon daha düğünlere damga vuracak kişi bendim... evet.
ilkokulda aldığım org dersleri sayesinde mi desem yüzünden mi desem tam karar veremedim ama her çaldığında zihnimde oluşan notaları şarkı sözüymüş gibi tekrarlamaktan kendimi alamadığım kıvrak dans parçası.
" la sol fa mi re, re fa mi re, do re, la sol la "
bir de o zamanlar çok modaydı lambada kıyafeti. fosforlu renklerde kısa etek ve alttan çıtçıtlı body. ne güzelmiş çocuk olmak ya...
hayatında ilk defa pizza yemek, yaz sıcağında öğle vakti beyaz bir renault 9 içinde korkulu bir şekilde yüzme kursuna gitmek, levent yüksel in med cezir parçası çalınca utanmak, takma burunlu oyuncak gözlük takmak, berberde sandalyenin üstüne konan oturma tahtasına ne zaman çıkılsa tahtasız oturacağı günleri hayal etmek, dsi sosyal tesislerindeki ayakkabı temizleme cihazını oyuncak etmek gibi manasız eylemlerle özdeşleşmiş olan eser. yıllar sonra bu retrospektif algı kapısını açtıran şey ise mayıs sıkıntısı' ndaki çok yönlü çakmak ve küçük çocuktur.
ne yalan söyleyim oldum olası dans etmekten hiç hazzetmedim ama bende lambadanın yeri ayrıdır. 90' lı yılların başlarında benim gibi 5-6 yaşlarında olan her erkek veledi içinde öyledir diye düşünüyorum.
benim için daha özel olduğunu düşünme sebebim ise klibinde siyah bi çocuğun, sarışın bi beyaz hatunla yaşadığı aşkımsı olay olmuştur. zira bende esmer ve kısa boyluydum * ve "demek ki oluyomuş olum uzun sarışın hatunlarda bize bakıyomuş" tarzında hoşlanma simulasyanları yaşıyodum o yaşımda ama tabi anlamıyodum pek ne olduğunu. tabi şimdilerde anlıyoruz ki trt piç etmiş klibini. ne oğlanın dizini kıza yaslayıp sağa sola savurması ne bişey hiç birini vermezlerdi.
benim izlediğim, kızın usturuplu giyinip oğlanla bi gemide bakışması ve daha mesafeli dans ettiği klipti. *
öte yandan parizyen çorapları reklamını izleyen ve idrak edebilen ülkenin en genç erkek nesli bizdik. hani şu baştan sona çorap giymiş uzun, güzel kadın bacakları olan reklam. "müjde müjde size, parizyenden müjde size zarif sağlam esnek çorap rahat çorap müjdeee"* diye devam ederdi şarkısı ve zamnın en erotik sahneleri de bunlardı. annemler falan kanalı değiştirirdi çıktığında. * ben aslında o reklamla farketmiştim erkek olduğumu. "arkadaş reklamı niye çok seviyorum ben hiç anlamıyorum! " tarzı içsel sorularımın cevabını yıllar sonra bulacaktım.
unutanlar için: http://www.vidivodo.com/3...zyen-corap-reklam-videosu
işte bu keşif süreci içerisinde karşılaşmıştım lambadayla. yıllardır o uzun sarışın hatunu beklemekteyeyim ama henüz buluşamadık kendisiyle. ve anladım ki insanın çocukluğunda kandırılması çok kötü bişeymiş efendim.
ve işte o klip: http://www.vidivodo.com/249261/unutulmaz-lambada
önceden edit: sen hala burda mısın lan diyenler için:
- abi valla düğmeyi bulamadım yoksa hemen gidicem. sordum söylemiyolar da.
ilkokulda müzik derslerinde çalmaktan bıkılmayan, sınıfça herkesin dansına iştirak ettiği, küskünlerin barıştığı, ayrılanların kavuştuğu sınıf faliyeti.