(bkz: Big City Love) bu şarkıda sesini amy macdonald'a benzetiyorum. rafet el roman bizde neyse, amy macdonald da iskoçya'da o bence. o sebeple benzetmesem daha güzel olur. neyse. iyi şarkıdır. dinleyiniz, dinletiniz.
şarkının getirdikleri;
"Bende Mecnun'dan füzun aşıklık istidadı var / Aşık-ı sadık benem Mecnun'un ancak adı var" diyen Fuzuli'yi anmak en çok modern zamanların aşklarına hayıflandığımız zaman gelir aklımıza. Böyle Mecnun'u bile utandırır yahut "Sen, O musun ki Mecnun senin için dağlara, çöllere düştü, senin için yana yakıla dolaşıyor, sen diğer güzellerden hiç güzel değilsin ki..." diyen Halife'ye Leyla gibi: "Sus... Çünkü sen Mecnun değilsin." diyebilir aşklar var mı artık diye sorarız, cevabının "hayır, yok" olduğundan, esamesi anılmayacak kadar emin olsak bile. Sormak da zaten olmasını temenni etmeden türer ki insan öz itibariyle sosyal olmasının yanında sevgi de ister. insan sevgiye muhtaç, sosyal bir varlıktır, diyerek önermeyi genişletmek de halel getirmez.
"Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde" diye başlayan cümleler lüzumsuz kalıyor sanki asıl yoksunluğu akıl edince. Belki de sevgiden umudu kestiğimiz için subkategorilere sarılır olduk; bari birlik beraberliğin paçasından tutalım. Ama olmaz ki. Olabilemez ki.
nasıl derler, "büyük şehir aşıkları" mı olduk yoksa, bizim mi Allah'ım bu çizgili yüz?
çok farklı bir ses tınısına sahip olan sanatçı. Big city love ile tanıyıp sevmiştim kendisini. Sesi insanı alıyor , götürüyor da götürüyor. Simon Says'De oldukça güzel bir şarkıdır. Live tomorrow'u da unutmamak gerek tabi.