Sonra belki çay içeriz.
Şansımız varsa yağmur da yağar.
Damlalara huzur yüklemece oynarız.
Benim damlam seninkini alnından öper.
Güzel şeyler olur belki.
Sen gel bence...
...yok gibisin, benim yok-sevgilim
yoksa başka bir gezegenden mi geldin
benimle uyu, kanatlarımız birbirine değsin
yok istediğim başka hiçbir şey
bu esrarengiz loşlukta...
sözleşmediğimiz halde ortak bir dille anlaşmamızı sağlayan şair. bu başlığa gel, onun dizelerini yaz. git.
"teb şehrinde iki anıt gibi karşılıklı oturuyoruz,
taş ve insanın karşılaşması.
seni seviyorum ama aşk artık burada kışlamayacak
bir jaguarın beynini açıp bakıyoruz sonra,
rüzgar ve duman
beni seviyorsun ama bu...
senin uzaklara gitmeni engellemeyecek..."
Depresyon efendisi nedir aslında biliyor musun?
Depresyon efendisi insanı gönüllü olarak Auschwıtz kampına gönderecek kadar zalim arkadaştır. Ama bizi en yakından tanıyor, o yüzden de vazgeçemediğimiz bir arkadaş...
dün gece sen uyurken ismini fısıldadım
Ve hayvanların korkunç öykülerini anlattım
Dün gece sen uyurken çiçeklere su verdim
ve insanların korkunç öykülerini anlattım onlara
dün gece sen uyurken yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana
işte bu yüzden sırf bu yüzden yeni bir isim verdim sana
dün gece sen uyurken yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana
işte bu yüzden sırf bu yüzden yeni bir isim verdim sana
Destina...sen öyle umarsız uyusanda bir köşede
işte bu yüzden, sırf bu yüzden işte
Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için
Seni bu denli yıktıkları için
yaşamımın gizini vereceğim sana destina...
"toksinlerin kana karıştığı bu çağda, daha hafif dokular olmalı, aramızda, su gibi...
eter gibi... etera...
yitik bir saflığın hayaleti gülümsüyor mutsuzluğumuza...
yaraların iyileşmesi isteniyorsa, yaralayan yay ele geçirilmeli...
çünkü arp kırıksa, kırılmışsa, bir akor titreşir ve ağlar... "
"o bana suda bir şey aramakta yardım etti. yaşamımdaki saklanmış şey bulundu. bir inci kolye dizdim. kadın olmanın anlamını düşündüm. onun için elinde çam dalı tutan bir gelin olmak isterdim. yok aşk değil,uyuşmak,anlaşmak, bütün o boktan şeyler değil. yok yok aşk değil, aşk hiç değil."
"sen öyle umarsız uyusan da bir köşede
işte bu yüzden, sırf bu yüzden işte
yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için
seni bu denli yıktıkları için
yaşamımın gizini vereceğim sana"
"aramızda belirli uzaklıklarla eğilmiş
şarkı söylüyor olabiliriz gri sulara
aramızda kristal uzaklıklarla
göğe çekilmiş olabiliriz
ağlayan ünikornlar gibi
orion çekimi belki de yalnızca"
"onun bir sözcüğüyle yaşamımda yer alan her şeyi çöpe atmak isterdim.
gelgelim aşk değil bu, aşk hiç değil.
bir şey arayan bir kadının aradığı şeyle karşılaştığında,
kendine iskambillerden kurduğu bir hayatın yıkılması gibi bir şey bu.
doppler etkisi...
ona yaklaşarak yok oldum.
yaşamımdaki y faktörü yok oldu.
yok aşk değil bu, aşk hiç değil."
"terkedip gidiyor beni teker teker bütün güneşlerim
bir daha hiç dönmeyecekler mi yaşamıma
alnımdan fırlayan bir kartal yarıp
geçiyor göğü
görünmez bir çarkın çıldırtıcı gürültüsü
duyuluyor bir yerlerden"