bunu çeken kişi ben yönetmenim mi diyor? kız intihar etmiş ama makyajını yapmış. bu mu lan?
görüntü yönetmeni mi yok bu dizinin? adamın kafası ampul gibi parlıyor. bir yanak açık renk diğer renk koyu renk.
iyi oyuncular, kötü oyuncularla harmanlanmış sikko bir senaryo ile piyasaya girmiş leş yönetmen tarafından çekilmiş dizi.
sözlerinin sezen aksu'ya ait olduğu 100 metreden anlaşılıyor dersek yanlış olmaz. 2005 kurban bayramın birinci günü sözlerini kim yazmış bunun yahu diye sormama muzip bir bakış fırlatan sevgili kızımın "baba sen de bu şarkının sözlerini yazanı bilmezsen yani deyince" köşeli ve plastik jetonum tink etmişti.
bestesi ise kirpi bülent'in olsa gerek. ya da ne bileyim girişteki taksim kesinlikle kirpiye ait olduğundan öyle düşünüyor olabilirim.
kim ne derse desin sibel harikulade yorumluyor.
evet haklısın sevgili minik serçe; "sevmeyenler utansın"
ve aşksızlığa mahkum edilmişse dünyanın köküne kibrit suyu.
ya bak şimdi söylemeden geçemicem, az önceki bölümü serenay sarıkaya'nın ayak görüntüsü ile bitirdiler, ne akla hizmet anlamadım ki, hayır güzel bi ayak olsa anlıcam da kötüydü be.
şöyle bir sahne gördüm ve gerçekti;
esas oğlanla esas kızın düğün görüntülerini izlemek için bütün aile toplanmış. cd'yi takıyor oğlumuz, play e basıyor. herkes çok heyecanlı. fakat bir anda millet "şok" olmuş surat ifadesiyle ekrana bakıyor, sanırsınız ki düğün görüntüsü yerine "dedeler" çıktı. herkesin gözü o derece fal taşı gibi açılmış, arkadan da gerilimli müzik tabi. biz ekranı görmüyoruz pek ala. ve bölüm herkesin şok surat ifadesine zoomlanarak bitiyor. seyirci de merak içinde; acep cd de gelinin pornosu filan mı vardı diye.
ve ertesi hafta sahne devam ediyor; herkesin "öcü" görmüş gibi baktığı şey neymiş biliyo musunuz? the simpsons. evet evet, düğün görüntülerinin olduğu cd de the simpsons varmış. bildiğin the simpsons.
ben bundan sonrasına söleyecek laf bulamadım sayın seyirciler.
yav aslında ben izlemiyorum bu tip şeyleri ama insan maruz kalıyor bazen.
yine "köklü aile" ski var bu dizide. amma ekmeğini yediler be. "biz falancalarız o kız bize layık değil oğul!" diyen bir de yaşlı kadın var. anladığım kadarıyla bu yaşlı kadınların başka bir misyonu yok "o bize layık değil" kontenjanından girmişler diziye.
yalnız ne aileymiş arkadaş. biz karahanlarız... yok efendim biz akdağlar familyasındanız... nasıl bir aidiyet duygusudur nasıl bir ailecilik faşizmidir bu anlamadım ki.
ama inceden de imreniyorum bunlara sanki. eşimle evlenirken "bizim aileye layık olabilecen mi canım?" diye sorsaydım "hassiktir" derdi muhtemelen. neticede babam iett'den emekli anam da ev hanımı. ah ulan o tadı yaşatmadılar bana! el kızını soyadımla ezemeden geldim geçiyorum.
Yine saçma bir dizi.
Herkesin birbirine laf soktuğu tuhaf bir dizidir. Konuşurlarken hep imada bulunup birbirlerine karşı açık açık laf sokarlar. Cevabı da alırlar. Biz de burdan cevap veriyoruz arada merak etmeyin **
bu kadar salak bir dizi olamaz. gördükçe ifrit oluyorum. hayır onu bunu geçtim böyle bir kadroya, bu kadar yakışıklı bir adama * böyle senaryo yazılır mı lan ? melül melül bakıyor çocuk bin beş yüz bölümdür etrafına lan! ***
lale'nin kaşar kardeşinin lale deyişine dikkat ettiniz mi, daha doğrusu diyemeyişine. o nası bi lale diyemeyiştir yahu. kız konuşamıyo, üstelik güzel de değil, yetenek desen o da yok.emina da partnerinin ablası gibi gösteriyo. sanırım yeni bir (bkz: unutulmaz)vakasıyla karşı karşıyayız. ona da bitsin artık diyoduk , yeni bölümlerle yine sizlerleyiz diyodu geçenlerde.
son derece klişe bir senaryosu olan , asla tutmayacak olan show tv dizisi . başrole mustafa sandal'ın gönlü olsun diye emina türkcan'ı koydular bilemem ama çok fazla sırıtıyor yerinde , dublajı da çok kötü .
daha ikinci bölümde aşık olan evlenen, üçüncü * bölümde fırtınalı ayrılıklar yaşayan kendilerini yağmurlara atıp ıslanan kişilerin oynadıkları dizidir. gerçek hayatla biraz bağlantı kurun be. daha geçen bölümde kız, aşık olmak istiyorum, o beni sevsin ben de onu diyordu. bu gün evlenmişler bir de ayrılmışlar da tekrar birleşiyorlar..
bir insan ne kadar rol yapamaz?'In cevabını emina türkcan, jahovic, sandal mı artık neyse, işte o kızın verdiği dizi.
izleyenler hatırlayacaklardır. dün akşamki bölümde bir akşam yemeği sahnesi vardı.
kendisi yemek bile yiyemiyor, daha doğrusu yer gibi dahi yapamıyordu. utancından yerin dibine geçmiş, ezik bir hali var her sahnede. gülerken bile ağzını sımsıkı tutuyor, kasıntı bir halde hep. bir de tabii bayık bakıyor.
üstelik ilk oyunculuk deneyimi imiş.
o halde neden bu kadın? çıtır bir manken, oyuncu, şarkıcı falan değil. ünlü ve aranan bir insan değil. magazinel biri değil. eskiden yeri yerinden oynatmış, süper icraatlar yapmış biri değil. bizim ülkemizde şarkıcı bile değil. sanırım mankenlik yapıyordu, ama bırakalı yıllar oluyo. zaten o zaman da pek parlak bir isim değildi. alelade bir manken işte. ne zaman mustafa sandal'la evlendi, "musti nin eşi" olarak magazin sayfalarında yer aldı. o şimdi çocuklu, evli, barklı ve yaşı epey ilerlemiş bir kadın.
yaşı ilerlemiş pek tabii ki yüzü çökmüş, yaşlanmış, eski halinden eser yok. yine de fiziği gayet fit görünüyor tv'den ama sırf fizikle olacak iş değil. işte bu sebeplerden dolayı anlamıyorum, neden bu kadına başrol verildi? yapamıyor işte, beceremiyor. partneri tolgahan sayışman'la "aşık" rolü yapması gereken sahnelerde utanıyor, sıkılıyor. odun gibi duruyor öylece.
madem bu kızı seçtiniz ey senarist, ey yönetmen, ey yapımcı, o halde biraz çeki düzen verin kendisine.
ve de nedense hatice aslan da rol yapmayı unutmuş. ona da bir haller olmuş. vamp oluyum, cadoloz oluyum, entrikacı pislik oluyum, tam bir firdevs oluyum derken acayip kasıntı ve komik hallere bürünüyo. çok abartı hareketler sergiliyo. biri herhalde "firdevs olacaksın" demiş, kendisi de çok ciddiye almış. ama olmuyor, biraz rahatla. kasma bu kadar. valla ben izlerken geriliyorum. zaten aynen "samanyolu" dizisindeki rolüne burda devam ediyo. komik valla. iki sezondur iki farklı dizide aynı rolü oynuyo yemin ederim.
ayrıca kabak gibi ortada ki, dizi şöyle gelişecek;
--spoiler--
- yasemin -serenay sarıkaya- eniştesi -tolgahan sayışman- ile yakınlaşacak.
- bu yakınlık yasak aşka dönüşecek.
- çınar -enişte işte- lale'yi -emina- aldatacak. (yasemin, yani lale'nin öz kardeşiyle)
- hep pişman olacak ama dayanamayıp yine sevişip, yine yiyişecekler.
- gizli gizli buluşacak, adrenalinleri tavan yapacak. seyirci de "ha şimdi yakalandılar, ha yakalanacaklar" diye her hafta bekleyecek.
- yiyişmeler, sevişmeler, gömüşmeler devam ederken lale şüphelenmeye başlayacak ama konduramayacak.
- derken çınar bu yasak aşkı bitirmek isteyecek, ama yasemin inat edecek.
- ilişkiler böylece bir çıkmaza girecek.
bildiğin aşk-ı memnu.
--spoiler--
tabii dizinin bu kadar ömrü olursa olacak bunlar. ama fazla şans vermiyorum bu diziye. ne yazık ki fos bir yapım.
bir izin gününde kanalları gezerken rastlanan, dizi furyasına bende katılayım diyerek izlenen ama hiç keyif alınamayan dizidir efenim. emina sandal olmamış be güzelim.
