"Laik" sözcüğünün temeli ve gelişimini bilmeyen insanların uydurduğu dümensel kazanım lafı. Ayrıca laikliği kabul eden 85 ülke var ve bunların başını gelişmiş ülkeler çekiyor.
(bkz: ah yurdum insanı ah oku biraz).
türkçe okuma ve yazmayı bilmeyen, terimlerin anlamlarından bi'haber kişilerin bolca kullandığı ve kendilerini itin götüne sokmalarına neden olan kelimedir bu. yok olum böyle bir kelime, anlayım işte!
ülkenin yüzde 60ından fazlası gerçek anlamda aptalken, en iyi ihtimal birileri tarafından bilinçli şekilde aptallaştırılmışken yanlış değil ama eksik önerme. bir diğer versiyon;
(bkz: dincilerin aptal olması)
bir kısım necip din bezirganı basın erbabının kulağından uydurduğu ve türkçemize kazandırmaya çalıştığı kelime. buraya da sirayet etmiş doğal olarak. iyi birşeyi örnek almayın aman.
siklenmeyecek insanların, siklenmeyecek kelimesi. hiç çekinmeden kullanın. kullanın ki seviyeniz belli olsun.
zaten siyasetin s'sini bilen adamın kafasına tüfek dayasan böyle bir kelime kullanmaz çünkü yok böyle bir şey.
çünkü laiklik sempatizanlığı(sekülerizm) diye bir şey yok, çünkü artık dünyada teokrasi yok. aslında hiçbir zaman da olmadı.
şimdi benim bazılarına bunu tam anlamıyla anlatabilmem için oturup en azından taş çağından başlamam lazım, avcılık, toplayıcılık, demir, tarım falan derken paraya gelmem lazım...
ordan şehir devletlerini, ufak krallıkları, imparatorlukları anlatmam lazım...
sizin anlayacağınız bu işin fransız devrimine kadar yolu var, hiç kendinizi yormayın.
ciddiye alınabilirliği olan bütün devletlerin kabul ettiğinin aksine siz hala laikliği reddetmeyi bırak tartışın.
insanların laikliği normal görmeleriyle taşak geçen yegane insan tipinin bu ülkede bulunmasına zaten şaşırmak şaşırtıcı.
kaportacı ve oduncunun yan tarafındadır.
laikçi hergün dükkanını erkenden açar.
çünki cebi para dolu değildir.
yeşilleri yoktur.
kendisi alın teri dökerek kazanmak zorundadır.
dükkanı tertemizdir.
asla mahallesinde salyangoz satmaz.
fikride zikride birdir.
çıkarına göre dükkanını boyamaz.
dün siyahken bugün yeşil yapmaz.
azda kazansa, çokta kaybetse mücadeleye devam eder.
bilirki kendisine başkasından fayda yoktur.
zaten başkasıda yoktur.
kimsenin inancını, namazını, orucunu sorgulamaz.
ayırmıştır çoktan bu tarafla o tarafın yolunu.
farkındadır yaradanın ateiste bile rızk verdiğinin.
ve bilirki kendisi hesap merci değildir.
arada taşlansada dükkanı yılmaz yıkılmaz.
üstelik taşlayanlar içinde duasını eder.
herşeye rağmen üzülür.
cumaları kapar dükkanını gider camisine.
şaşırır insanlar. inanamazlar ona.
derlerki "laikçi sen namaz kılmayı bilirmisin?"
derki "ben laikçiyim lakin dinsiz değilim"
"bende kılarım namazımı, tutarım orucumu"
"bende ümmet-i muhammed, im"
"bende en az senin kadar kötüden ve kötülükten uzak dururum"
demişlerki laikçiye "alkol, açık kızlar"
gülümsemiş ön yargıya.
"alkolü içiyorum ama beni kınasın aranızdan günah işlemeyen"
"üstelik günahımın hesabını siz sormayacaksınız"
"ha adam olmayan varsa ne renkten olursa olsun"
"kınarız beraber yeterki adam olsun"
"kızlar açık diye duyma rahatsızlık", karşılıklı hoşgörü paylaşalım"
"yaşam şekillerimiz üzmesin bizi. aynı ülkenin evlatlarıyız."
evet efendim. laikçi günlerini laiklik satarak kaportacı ve oduncu komşusu ile geçirir.
daha laikçi yazısını görünce anlamışdım saçmalandığını. laikçi olunmaz çünkü. laik ülkeler olur. arkadaş bi anlatamadık gitti şunu ya. dinde de vardır hani saygı duymak başka inananlara. laiklik bunun devlete uyarlanmış şeklidir. laikçi olunmaz o yüzden. devletin laik olmasını savunan kişiler olur sadece işde onu da bütün müslümanlar olmalıdır zaten.
türkçe bilmeyen kişiler tarafından sıklıkla kullanılan sözcük.
halbuki türkçe'de laikçi diye bir sözcük yoktur.
türkçe dilinde hiç bir sıfata -ci, -çi eki gelmez.