dipnot: Atatürk milliyetçi adamdı falan ama milliyetçiliğin gereklerinden biri olan "milletin dinine saygı duyma" evresinde sınıfta kaldığını göstermiş yegane kanundur. ha bu demek değildir ki Atatürk milliyetçiliği komple çiğnedi.
Atatürk en bilinen, en başarılı Türk milliyetçisidir. bu gerçeği de göz ardı etmeyelim. ama laiklik onun büyük bir hatası idi.
işte yıllarca bunu anlatmaya çalıştım, kemalist düşmanı dediler. oysa anlatmaya çalıştığım dinin kendi gerçeğini görmeden laik yapının ayakta kalamayacağı ve dini besleyerek kendi kendini çökerteceğiydi.
Din kamu alanından çıkmalıydı ve bu başarıldı. islam dindir, ideoloji değil. din bireyseldir. Bana cami yapsın ramazan ayında bazı fileyleri gevşetsin yeter. islam'ı ideoloji gibi görürsen sarıklı cübbelilerin ülke yönetmesine davetiye çıkartırsın.
Hırsızlığın, eskıyalıgın, faiz in, terör ün, adam öldürmenin, zinanın, içki nin, kumar ın, ıftıracının cezalarını vermek kişiye düşmez devlet eliyle olur.
Bu hükümler kur an ve sünnette geçiyorsa ve hakkında ıstehatlar yapılmış sa demekki islam ın bir sistemi var.
Bir kişiye karşı işlenen suçun cezasını zulme uğrayanın vermesi haram ve suç ise, o zaman tüm bu konuların ve miras, hukuk, iktisat gibi konuları inceleyen ve hüküm veren kurumlarıda var demektir.
Islam da şeriat yokta m. Kemal neyi kaldırdı da laik rejimi kurdu?
Ha burda asıl mesele şu; bir insan laikliği savunsa dinden cıkarmı, çıkmaz mı?
Kur an ın bir ayetini kabul etmemek, hafife almak yada alay etmek insanı dinden çıkarır. Ona göre herkes imanına mukayyet olsun.
Bu soruyu bir laik kafaya yada ateist e sorarsanız e işte budur kılavuzu karga olanın hali. Siz müslüman mı olmak istiyorsunuz, laik mi? Temel soruda tabiki budur.
islama göre tanrı evreni yaratmış sonra : arkadaşlar yaa ben bunu yaptım hadi siz kendi başınıza takılın dememiştir. kurallar koymuştur ve o kurallara göre yönetilmeyi hak koşmuştur.
bunu dine nesnel bakan herkes görür, zaten islam devleti olduğunu iddia eden her devlet de hemen hemen şeriatı benimsemiştir.
şeriatta bildiğin herkese hakkı tarafsız değil kendi üzerinden verir. islama göre hak diye bir şey yoktur demiyorum bak, islam hak dağıtımını kendine göre dağıtır diyorum.
ha şimdi laikler bunu görmeyince ne oluyor?
kurumları tehlikeye giriyor, bugün siyasal islam diye bir şey var ve bunların eylemleri islami bir yan taşıyor, amaçları da nihai olarak islam anlayışına doğru gidecektir.
bu riski görmeden dini misyon edinmiş partilere siyaset hakkı vermek ve onların önünü açmak laik yapıyı bilinçli riske atmaktır.
dini besleyerek veya eşitlik ilkesi etrafında hak dağıtarak laiklik kendi kurumlarını alttan alta zorluyor. zaten türkiye ye bakacak olursak laikliğin laf olarak var olduğunu gerçekte şeriat demesek bile islami ağırlıklı bir anlayış olduğunu görürüz.
bunu zamanında önleyemediği için kemalizm de çökmüştür. bu beklenmedik bir şey değildi zaten, diyoruz islami gruplar her zaman kendine verilen hakkı kendi yararına çevirecek ve bu yapıyı çökertme yoluna gidecektir.
bu eylemin gerekçesi dinin kendi içinde mevcuttur ve laiklikten yana tavır alanlar bunu görmediği sürece kör ütopyasında iyiyi oynamaya devam edecektir.
islam'da saray kavramı da yok mesela, hz muhammed'in sarayları mı vardı? onun kendine edinmediğini herhangi bir menfaati hangi hak ve dini ayrıcalıkla edindi kendinden sonra gelenler?