ancak, lakikliğin olmadığı diğer ülkelerin durumu incelendiğinde ve bir karşılaştırma yapıldığında ne getirdiği anlaşılacak durumdur. yoksa iran' da da demokrasi vardır.
laiklik demokrasiyi korumak için gerekli bir ilkeyken demokrasi bir yönetim şeklidir.
laiklik doğğrudan demokrasi getirmez ama demokrasinin doğrudan götürülmesinin önünde bir engeldir.
cumhurbaşkanımızdan çöpçümüze kadar her insanın laiklik tanımı yaptığı ve buna mukabil kimsenin bir türlü anlamadığı bu lanet kavramın, demokrasi denilen ve tanımı "yönetimde eşit haklara sahip olunması" olan kavram ile karıştırılmasının bir sonucu. **
türkiye özelinde laiklik demokrasi ilişkisini incelediğimiz zaman ikisinin ayrılmaz bir bütün olduğu anlaşılacaktır. türkiye cumhuriyeti nin dayandığı anadolu halkı yüzyıllarca dine dayalı monarşiler tarafından yönetilmiştir. bu durum geçmiş çağlar için normal olmakla birlikte, daha sonra değişen dünyaya uygun bir şey değildi. şimdi hep birlikte düşünelim laiklik olmasaydı demokrasi olur muydu diye. türkiye cumhuriyeti nin ilk dönemlerinde son halife olarak abdülmecid efendi vardı. dini totaliter yönetime alışkın olan anadolu halkı bu geleneğin devamı olan abdülmecid efendi yi mi yoksa değişen dünyanın yeni yönetim tarzının simgesi olan atatürk ü mü seçerdi. evet doğru bildiniz cevap birinci şık. işte bu yüzden laiklik ve demokrasi türkiye için ayrılmaz bir bütündür. bugün bile hala cemaatlerin kol gezdiği bir yerse türkiye varın gerisini siz düşünün.
türkiye cumhuriyeti'nde ayrılmaz bir bütün olması bir yana, bilakis karşıtlaştırılmış kavramlar hakkında yanılgıya kapılmaktır.
kaç kere tekrarladık, buyrun:
1) türkiye cumhuriyeti'nde laiklik 1937'de anayasaya girmiştir. çok partili hayata geçiş 1950'de başlamıştır.
2) aslında türkiye gerçek bir laikliğe de sahip değildir. diyanet işleri eliyle "sünni-hanefi-islam" anlayışının dayatıldığı, aleviliğin ve diğer mezheplerin dışlandığı bir "laiklik"tir bu.
türkiye'de laikliğin getirilmesi ise totaliterliğin biçim değiştirmesinden başka bir durum yaratmamıştır. amiyane tabiriyle: "düzen değişse de düzülen değişmemiştir".
peki biz ne diyoruz, "önemli olan demokrasidir, özgürlüklerdir; ne yönde totaliter bir devlet olduğumuz değildir".
doğru sanmaktır. laiklik demokrasiyi getirir, demokrasi laikliği değil. neden mi? öğren evladım. öncelikle laiklik ruhban sınıfların, papazların, hacı-hoca-şeyh-çakma peygamber takımının otoritesini elinden almış ve meclise vermiştir. demokrasinin özü de her vatandaşın eşit olması, hanedan ailesi ya da ruhban sınıfının ortadan kalkmasıdır. avrupa'da laikleşme reform sonrası 16. yüzyılda yol almaya başlamış ve demokrasi pratik anlamda laiklik geliştikten çok sonra kurulabilmiştir.
Atatürk'ün Chp'yi kurduktan sonra diğer partilerin kurulmasını da teşvik etmesi laikliği demokrasi içn getirdiğinin kanıtıdır. Ağzı olan konuşmasa iyi olacak.
