aslında bu laikliği abartıp, her kötü durumunda laikliğe sarılan insanlar, ülkenin en büyük bakanlığının diyanet işleri olduğunu bilmez, eğitimde din derslerinin zorunlu olduğunu, ve sadece sünni islam yorumunun dayatıldığını diğer dinlere inanan/inanmayan kişilere de yine aynı derslerin verildiğini bilmezler. camideki imamların devlet memuru olduğunu ve laik olan devletin din görevlisi olur mu sorusunu aklına getirmeyip, laikliği kendine göre kullanırlar ve anlamından saptırırlar.**
Dinsel ve etnik ayrımcılığın ülkenin sonunu getireceğini görmeyen insanlarca mübalağa etme suçlamalarına maruz kalan insanlardır. Batılı finansörlerce harekete geçirilen medyanın, ülkenin temel dayanak noktasına koyduğu dinamiti görmezden gelerek ilkelerinden vazgeçmek, başkalarını da bunu yapmadığı için suçlamak psikolojisinin sonucudur.
* hiç emek vermeden elde ettikleri erksel soyut ve somut haksız itibarlarını, dogmatik statülerini cumhur'a, yani millete 'kaptırdığını' gören zavallı yarı-şizofren güruhun cozutmasıdır...
irtica yeniden tanımlanmaya ziyadesiyle muhtaç, göreceli ve farazi bir tanım olduğu için gerçeklik payı yüksek olan; vaki bir tamlama... ayrıca, mütedeyyin insanları irticacı etiketiyle yaftalamaya düşkün * insanların mantığı ile irdelersek; islam'dan evvel sarhoşluk veren içkiler normlar dahilinde idi, adiyattandı; islam geldi ve bunları yasak etti; öyleyse irticai olan içki içmektir, islam değil şeklinde realist-analojik bir tamlama ile de desteklenebilecek doğru önerme...